Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/712 E. 2022/254 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/712 Esas
KARAR NO: 2022/254
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/11/2019
KARAR TARİHİ: 18/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /TALEP :
Davacı dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki—- dayalı olarak davacı şirket tarafından davalı şirkete ait —–adresinde bulunan —— ve saha genel denetimi hizmetinin sağlanması hususunda davalı şirkete hizmet verildiğini, —-bendinde toplam — verilecek hizmetin aylık bedelinin —- olarak belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından —-bedelli faturaların tanzim edildiğini, ancak davalı şirket tarafından alacakların ödenmediğini, cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine——sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin itiraz ile durduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek icra takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İcra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—— Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Arabuluculuk son tutanak aslı dosya içerisinde mübrezdir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir ——- celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)——- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin—- tarihli ön inceleme duruşması – numaralı ara kararı ile ; Uyuşmazlığa konu — defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın —– bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Dosyanın tevdi edildiği bilirkişi tarafından rapor tanzim edilerek dosyaya sunulmuştur. — Denetçi bilirkişi —-tarafından sunulan bilirkişi raporunda özetle; ” … Davacı ve davalı arasında — akdedildiği ve davacı şirket tarafından bina tesis ve alanların giriş çıkış kontrolü ve saha genel denetimi hizmetinin sağlanması hususunda hizmet verilmesi için tarafların anlaşmaya vardıkları, Davacı yönetim tarafından ibraz edilen yasal defterlerin yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, Davalı şirket tarafından ulaşan tebligata rağmen iddialara cevap verilmediği gibi, yasal defter ve belgelerin de ibraz edilmediği, Davacı tarafından keşide edilen faturaların davalı şirkete elden teslim edildiğinin belirtildiği ve buna dair bir belge paylaşılamadığı, —-nolu faturanın davalıya tebliğine ilişkin İadeli Taahhütlü gönderi belgesi paylaşıldığı ancak fatura ve gönderi belgesine ait tarihlerin uyumsuz olduğu yani faturanın davalıya — sonra gönderildiği, İcra takibine itirazda bulunan davalı tarafından ödeme yapıldığına dair ödeme dekontu da ibraz edilmediği, Davacı yasal defterlerine göre davalıdan takip tarihi olan —- tarihinde davalı yönetimden —- alacaklı olduğu ve fakat davacı şirket tarafından keşide edilen satış faturalarının tebliğine ilişkin belge ibraz edilemediği, —– altında kalması sebebi ile her iki şirket de —— söz konusu satışın/alışın bildirilmediği, kısaca kanaatime göre davacının iddialarının ispata muhtaç olduğu … ”belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporun Mahkememize sunulduğu, davacı vekiline ve davalı şirkete TK m.35 uyarınca bilirkişi raporunun tebliğ edildiği, davacı vekilinin tanzim edilen bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunduğu anlaşımıştır.
Mahkememizin —- numaralı ara kararı ile davalı şirketin —–kaydındaki adresine gidilmek suretiyle davalının —- yılına ait ticari defterlerinin yerinde incelenmesine karar verilmiştir. ——– bilirkişi ek raporunda özetle;”…Davalının —– gidilerek inceleme yapılmak istenmişse de şirketin adresinde olmadığı görüldüğünden herhangi bir inceleme gerçekleştirilemediği, …” belirtilmiştir.
Mahkememizin —-tarihli celsesinde davacı vekili tarafından hizmetin nasıl verildiği, faturaların ne şekilde tebliğ edildiğine dair tanık dinletilmesi talebinde bulunmuş, mahkememizce—- numaralı ara kararı ile dava değeri tanık dinletme sınırı üzerinde olduğundan talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde davalı tarafından——- bildirmiş olduğu —– beyannamelerinin istenmesi yönünde delil celbi talebinde bulunmuştur. İlgili — yazılan müzekkere cevapları dosya içine alınmıştır.
Bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli ek raporda özetle; ”…Davacı ve davalı arasında —-akdedıtdığı ve davacı şirket taralından bina tesis ve alanların giriş çıkış kontrolü ve saha genel denetimi hizmetinin sağlanması hususunda hizmet verilmesi için tarafların anlaşmaya vardıkları. Davacı yönetim tarafından ibraz edilen yasal defterlerin yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, Davalı şirket tarafından ulaşan tebligata rağmen iddialara cevap verilmediği gibi. yasal defter ve belgelerin de ibraz edilmediği, Davacı tarafından keşide edilen faturaların davalı şirkete elden teslim edildiğinin belirtildiği ve buna dair bir belge paylaşılamadığı, —— nolu faturanın davalıya tebliğine ilişkin İadeli Taahhütlü gönderi belgesi paylaşıldığı ancak fatura ve gönderi belgesine ait tarihlerin uyumsuz olduğu yani faturanın davalıya— gün sonra gönderildiği, İcra takibine ¡tinı/da bulunan davalı tarafından ödeme yapıldığına dair ödeme dekontu da ibraz edilmediği, Davacı yasal defterlerine göre davalıdan takip tarihi olan —- tarihinde davalı yönetimden — alacaklı olduğu ve fakat davacı şirket tarafından keşide edilen satış faturalarının tebliğine ilişkin belge ibraz edilemediği—-altında kalması sebebi ile her iki şirket de —- formlarında söz konusu satışın/alışın bildirilmediğinin görüldüğü, Davacının davalı kuruma servis taşımacılığı hizmeti verdiği, bu hizmetlerin —Beyannamesi ile —— verilmiş olduğu ve sehven ek raporda buna yer verilmediği oysa davacı yan yasal defterlerinde yer aldığı dönemlerde olduğu gibi davalının—— aylarına ait söz konusu hizmeti verdiğinin anlaşıldığı, Bunun yanı sıra — davalı yanca bildirimi yapılan bu hizmetlerin faturalarının da teslim alındığının anlaşıldığı, davacı yanca davaya konu edilen hizmet faturaların davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafça herhangi bir itiraz olmaksızın yasal defter ve kayıtlarına alındığı ve —- beyannamesi ile beyan edildiği, belirtilen sebeple sehven ek raporda yer almayan tespitlerin Mahkemeye sunulduğu…” belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen ek raporların, davacı vekiline ve davalı şirkete TK m.35 uyarınca bilirkişi raporunun tebliğ edildiği, davacı vekilinin tanzim edilen bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
—-sayılı icra dosyası incelendiğinde; —-asıl alacak üzerinden alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca ve fer’ilerine itiraz ederek takibin durdurulduğu, huzurdaki davanın—– üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Usulüne uygun olarak yapılan tebliğe rağmen davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmadığından, 6100 sayılı HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamının davalı tarafından inkâr edildiği varsayılmıştır.
Tüm dosya kapsamından;
Davacı tarafından taraflar arasındaki —— dayalı olarak alacak iddiasında bulunulduğu, icra takibinde davalı tarafından borca ve fer’ilerine yönelik itirazı ile takibin durmuş olduğu, davanın yasal süre içinde takip çıkışı üzerinden harçlandırılarak açıldığı, davacı tarafından incelemeye esas ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğunun yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğinden davacı lehine delil olabileceği kanaatine varıldığı, Mahkememizce usulüne uygun şekilde HMK 222. Madde kapsamında yapılan ihtara rağmen davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporuyla davacının ticari defterlerinde takip konusu faturaların kayıtlı olduğu, faturalar üzerinde teslime dair imza/isim yer almamakla birlikte sunulu iadeli taahhütlü gönderim evrakından —- tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği, ilgili vergi dairesinden celp edilen tevkifatlı —- beyannamelerinden davalı tarafından takibe konu faturaların ilgili —– bildirildiğinin tespit edildiği, davalının resmi kuruma yapmış olduğu beyanının kendisini bağlayacağı ve bildirimi yapılan takip konusu faturalara konu malları/hizmetin davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki borç miktarının —– olduğu, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —— sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin 9.762,63-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takipten sonra işleyecek değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si tutarında olan 1.952,56-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 666,88-TL harçtan peşin alınan 117,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 548,96‬‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 168,72-TL harç ve 1.164,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.333,22-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/04/2022