Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/695 E. 2020/169 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/695
KARAR NO : 2020/169

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 13/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde; Müvekkili, davalı —— başına kurucusu olup sonraki ortakların dahil olması ile %45 hissedarı olduğunu, —— tarafından 2012 senesinde kurulduğunu,—–aynı zamanda müvekkilinin — şirketine kızının ismini vererek faaliyetlerine başladığını, müvekkilinin tasarımcı olup kendi adına tasarımını ve tescilini yaptırdığı yaklaşık 30 civarında patentli ürünü olduğunu, müvekkili şirketin yönetiminden sorumlu ve tek imza yetkilisi ve aynı zamanda bütün muhasebe işlemlerinin tek sorumlusu —— sahip olup şirkete ortak olduğu andan itibaren şirketin yöneticisi ve tek imza yetkilisi olduğunu, müvekkili ——– tarafından şirket yönetimi ile ve muhasebesel işlemlerle ilgili kendisine hiç bilgi verilmemesi, şirket genel kurul toplantılarının usulsüz olarak düzenlenmemesi ve müvekkili şirket içerisinde art niyetli olarak yapılan bazı eylemlerden dolayı 08.02.2019 tarihinde Kartal —. Noterliği’nin—yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yönetim kurulu üyeliğinden istifa ederek şirketten ayrıldığını, şirketin kurulduğu anda müvekkili ile diğer ortaklar, davalı şirkette müvekkilinin tasarım ürünlerini kullanarak bu ürünlerin üretim ve pazarlaması yapılacağı, müvekkili —–üretimi bizzat kendisinin yaparak üretim departmanının sorumlusu olacağı ve diğer ortaklarında bu ürünlerin satış ve pazarlamasını yapacakları hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin çalıştığı dönemde hem üretim hem de pazarlama işini yapıp diğer şirket ortaklarının maddi ve manevi hiçbir katkısı olmadığını, bununla beraber, müvekkilinin şirketteki bilgi alma ve inceleme hakkı engellendiğini, genel kurul toplantılarının usulüne uygun olarak yapılmadığını, şirketin halihazırda tek imza yetkilisi olan —- keyfiyetine bırakıldığını, tüm bu sebepler ile müvekkilinin kurucusu olduğu ve kızının ismini verdiği şirketten ayrılmak durumunda kaldığını, müvekkilinin 08.02.2018 tarihinde davalı şirketten ayrıldığını ihtar etmiş olmasına rağmen davacı şirket tarafından üretim ve tasarımı müvekkiline ait olan ve müvekkili adına tescillenmiş olan ürünlerin üretimine ve satış işlemlerine devam edildiğini, bu husus İstanbul Anadolu —. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin — bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, davalı —- sermaye arttırımı gündemi ile yapılan olan olağanüstü genel kurul toplantısına davet üzerine müvekkili ile birlikte katılıp, olumsuz oy kullanarak muhalefet şerhini toplantı tutanağına işletmiş bulunduğunu, 23.10.2019 tarihinde saat 11:00’da şirket merkezinde yapılmış olan olağanüstü genel kurul toplantısında sermaye artışışının kabulüne ve şirket sermayesinin 6.000.000,00-TL’ye çıkarılmasına karar verildiğini, işbu genel kurul toplantısında şirketin özel denetçi tarafından denetlenmesi konusunun gündeme alınmasını ve şirkete özel denetçi atanması konusunda azınlık pay sahipleri olarak karar verilmesini talep etmiş iselerde gündeme bağlılık ilkesi ileri sürülerek taleplerinin reddedildiğini, her pay sahibi genel kurulda gündem maddeleri arasında yer almasa bile özel denetçi atanmasını isteyebileceğini, bu durumun TTK madde 413/2’de düzenlenen “Gündemde bulunmayan konular genel kurulda müzakere edilemez ve karara bağlanamaz. Kanuni istisnalar saklıdır.” şeklinde düzenlenen “gündeme bağlılık” ilkesinin bir istisnası olduğunu, Yargıtay kararlarında yerleşik olarak özel denetçi atanmasını istemek için gündem maddeleri arasında olmasına gerek olmadığına hükmettiğini, 6102 sayılı kanunda da bu durumun açıkça belirtildiğini, bu ahvalde 23.10.2019 tarihli genel kurul toplantısında özel denetçi atanmasına ilişkin talebinin reddi kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, özel denetçi isteme hakkı pay sahiplerine tanınan bu bilgi alma ve inceleme hakkının devamı olarak nitelendirildiğini, özel denetçi isteme hakkının amaçları pay sahibinin haklarını korumak ve pay sahibinin haklarını kullanırken bilinçli olmasını sağladığını, somut olayda özel denetçi atanmasının istenilebilmesi için tüm şartların mevcut olup davalı şirkete ivedilikle özel denetçi atanmasını, davalı şirket geçmişten bu yana zarara uğradığını, şirket hesaplarında ve muhasebesel faaliyetler gerektiği gibi yürütülmediğini, müvekkilleri şirketin muhasebesel sorunlarını öncesinde dile getirip, çözüm arayışına girmek istemiş ise de işbu —- tarafından bertaraf edilip ve kendisine söz hakkı tanınmadığı gibi şirket ile ilgili bilgi ve belgelerden de uzak tutulup, bilgi alma ve inceleme hakkına aykırı hareket edildiğini, müvekkilinin şirketten ayrılmaktan başka bir çare bırakılmadığını, 08.02.2019 tarihli ihtarname ile şirket hesaplarında yönetici ortak olan ve hesapların yönetiminde tek yetkili ortak olan—— kendisine ait şirketlere para transferleri yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise yapılan ödemelerin faturalandırılıp faturalandırılmadığı ve faturalandırılmış ise bu faturalara karşılık olarak yapılan işlerin ne olduğu hususunda ayrıntılı inceleme yapılarak rapor alınması gerektiği hususları ihtar ve ihbar edilmiş ancak olumlu bir sonuca ulaşılamadığını, davalı şirketin muhasebesel anlamdaki sıkıntılarının çözülebilmesi adına öncelikli olarak şirkete özel denetçi atanması ve şirkette detaylı bir inceleme araştırılma yapılması gerektiğini, şirkettin muhasebesel anlamdaki faaliyetleri özel denetçi tarafından denetlenmesi gerektiğini, ancak bu şekilde şirket faaliyetlerinin şeffaflıgı ve objektifliği sağlanabileceğini, 23.10.2019 tarihinde saat 11:00’da şirket merkezinde yapılmış olan olağanüstü genel kurul toplantısında sermaye artışışının kabulüne ve şirket sermayesinin—– çıkarılmasına karar verildiğini, işbu karar da şirket sorunlarının çözümü için hiçbir şekilde yeterli ve gerekli olmayan bir karar olup yalnızca müvekkillerine zarar verecek nitelikte olduğunu, Anayasa’da belirtilmiş olan eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, emrivaki nitelikte olan bu karar, şirketin bozulmuş olan maliyesinin düzelmesinde bir fayda sağlamayacağı gibi yalnızca şirketin ve müvekkillerinin zararına sebebiyet vereceğini, bu sebeple haksız ve kötü niyetli olan kararın iptali için İstanbul Anadolu ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———. Sayılı dosyası ile dava açtıklarını, bu durum da şirketin zarara uğratıldığının ispatı niteliğinde olduğunu, davalı şirket ile müvekkili arasına hali hazırda devam eden pek çok yargılama bulunduğunu, müvekkillerinin davalı şirket tarafından uğradığı zarar her geçen gün arttığını, haksızlığın önüne geçmek ve adaletin tecelli etmesini sağlamak adına davalı şirkete ivedilikle özel denetçi atanaması gerektiğini, her ticari ortaklıkta olduğu gibi anonim sirketlerin de nihai amacı kar elde edip dağıttığını, ortaklığın bütün organları bu nihai amaca uygun kararlar almak zorunda olduğunu, ancak davalı sirektin mali durumuna bakıldığında bu amacın gercekleştirilmesinin imkansız olduğu ve bu amaç uğrunda hiçbir gelişme sağlanmadığı görüldüğünü, sirketin amacını gerçekleştirebilmesi, bozulmuş olan maliyesinin düzeltilebilmesi ve zararların önüne geçilebilmesi adına özel denetçi atanması gerektiğini, davalı şirkete ivedilikle özel denetçi atanarak şirket hesap ve defterleri üzerinde denetleme yapılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 17.01.2020 tarihli cevap dilekçesinde; Şirketin sermaye artışına gittiğini, davacıların hisselerinin toplamının %3,26 olduğunu, genel kurulda bilgi alma ve inceleme haklarını kullanmadıklarını, TTK 439 da düzenlenen %10 pay sahibi olma şartının sağlanmadığını, davacıların davalı şirketle aynı alanda faaliyet gösteren ——– çalışanı olduğunu, özel denetçi atanmasının şirketin sırlarının rakiplerin eline geçmesi anlamına geleceğini, şirketin son 2 yılılk faaliyetlerinin bağımsız denetim kuruluşu olan — tarafınan yapıldığını belirtip davanın reddine savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Davacılar % 3,26 hisse ile ortağı oldukları, —-atanmasını talep etmektedir.
Anonim Şirketlerde ortakların bilgi alma hakkını düzenleyen TTK’nun 437. maddesi ——
Madde 437- (1) Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.
(2) Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz.
(3) Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir.
(4) Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir.
(5) Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir.
(6) Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.
TTK’nin V. Özel Denetim isteme hakkı “1. GENEL KURULUN KABULÜ” başlıklı 438. Maddesi; “(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.
(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” hükmünü,
“2. GENEL KURULUN REDDİ” başlıklı 439. Maddesi ise; “(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.” hükmünü haizdir.
Özel denetim ticaret hukukumuzda pay sahiplerine şirketin ekonomik durumu hakkında aydınlanma ve dolayısıyla yönetim kurulunu kontrol etme amacıyla yasanın ön gördüğü hallerde ve kapsamda tanınmış bir haktır. Yasamız her pay sahibine belirli olayları açıklığa kavuşturulmasını sağlamak amacıyla genel kurulda özel denetçi atanmasını isteme hakkı tanımıştır. Bu talep gündeme bağlılık ilkesine tabi değildir. Yukarda metni verilen TTK 438/1 düzenlemesine göre Genel Kurulda özel denetçi atanmasının istenebilmesi için;
a) daha önce bilgi alma ve inceleme hakkı kullanılmış olmalı,
b) belirli olayların açıklığa kavuşturulması amaç edinilmiş olmalı,
c) özel denetim talebi pay sahipliği haklarının kullanılması için gerekli olmalıdır. Bu düzenlemeye göre özel denetçi talep hakkı ikincil karakterde bir haktır. Bu hakkın kullanılması için daha önce bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması şarttır. Amacı ise sorumluluk ve iptal davası gibi pay sahipliği haklarının kullanılmasını kolaylaştırmak amacıyla ortakların bilgi ve kontrol haklarını etkili şekilde kullanmasını sağlamaktır. Bu yapısıyla genel denetimin bir tekrarı olmayıp daha çok belirli olayların açıklanmasıyla ilgilidir.
Mahkemeden özel denetçi atanması isteminde bulunmanın şekli ve maddi koşulları bulunmaktadır. Şekli koşullar;
a) bilgi alma ve inceleme hakkının daha önce kullanılmış olmalı; genel kurulda bu hakkın fiilen kullanılması, gündeme bağlılık kuralı olmasa da genel kurul toplantı tutanağına durumun geçirilmesi gerekir. Ayrıca bilgi alma ve inceleme hakkının mahkeme vasıtasıyla icra edilmesine gerek yoktur.
b) bilgi isteminin konusu ile özel denetim konusu aynı olmalı,
c) özel denetimle ilgili genel kurulun onay veya ret kararı olmalı,
d) red halinde sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini, ya da payların itibari değerlerinin toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri davacı olmalı,
e) dava genel kurulun kabulü halinde 30 gün, genel kurulun red kararı vermesi halinde 3 ay içinde açılmış olmalıdır.
Maddi şartlara gelince;
a) bazı belirli olayların özel denetçi vasıtasıyla açıklığa kavuşturulmasının pay sahipliği haklarının kullanılması için gerekli olması,
b) davacının; kurucuların veya şirket organlarının kanun veya esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şeklide ortaya koyması,
c) davacının güncel hukuken korunması gereken bir menfaati olması şartları aranmaktadır.
Özel denetim isteyen pay sahibinin kendisinin aydınlatılmasının pay sahipliği haklarının kullanılması açısından objektif olarak yararlı ve gerekli olduğunu ispat etmesi gerekir.
Genel kurulda özel denetim isteminin kabulü halinde hem yönetim kurulu hemde her bir pay sahibi-genel kurulda bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olsun olmasın- mahkemeden özel denetçi atanamsını isteyebilir.
Genel kurulda özel denetim isteminin reddi halinde bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış paysahibi ile özel denetim isteyen pay sahibinin aynı kişi olmasının zorunlu olmadığı ancak konunun aynı olması gerektiği kabul edilmektedir. Hatta davacı pay sahiplerinin özel denetçi istemini reddeden genel kurula katılmış veya bu istem onay vermiş olması da gerekli değildir.
Mahkemeden özel denetim isteminde bulunan pay sahibi payları genel kuruldan sonra özel denetim davası açılmasıyla ilgili 3 aylık süre içinde iktisap etmiş olabilir.
Yasanın aradığı %10 veya %5 eşik oranların devamlılığı mahkemenin özel denetçi atanmasına ilişkin kararını verinceye kadar mevcut olmalıdır. Gerekli olan azınlık paysahibi sıfatının genel kuruldan sonra da iktisabı mümkündür. Şu kadar ki bilgi alma hakkı usulüne uygun olarak genel kurulda kullanılmış olması gerekir ve pay sahipliği sıfatının mahkemece özel denetçi atanmasına kadar devam etmesi zorunludur. Mahkemece özel denetçi atanmasından sonra payın devredilmesi halinde özel denetçinin raporu hazırlamasına engel değildir.
Mahkeme şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir. Mahkeme istemi yerinde görürse istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzman görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; Öncelilke önceden genel kurulda bilgi alma hakkının kullanıldığına dair bir iddianın ileri sürülmediği ve genel kurul tutanağında da bu yönde bir kayıt bulunmadığı, eldeki davanın ön şartının bilgi alma hakkının kullanılması olduğu, bilgi alma hakkının kullanılmadığı, 23/10/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağının 4. maddesi ile davacılar “şirketin özel denetçi tarafından denetlenmesi konusunu gündeme alınmasına ve bu konuda karar verilmesini talep ediyoruz” dediler şeklinde bir kaydın bulunduğu, özel denetimin belli konularda istenilmesi gerektiği halde herhangi belli bir konunun ve gerekçenin ileri sürülmediği,
23/10/2019 tarihli olağanüstü genel kurul tarihinden önce———tarihinde şirkete gönderilen ihtarnamede bağımsız denetim firmasından denetim yaptırılması talebinde bulunulduğu bu talebin TTK 437/2 maddesinde düzenlenen bilgi alma hakkının kullanılması mahiyetinde bulunmadığı, ayrıca genel kurul ek tadil metnine göre diğer ortaklar şirketten olan alacaklarına mahsuben şirket sermayesini artırıp hisselerini artırdıkları, şirketin———— bu durumda TTK 439 genel kurulun özel denetçi istemini reddi halinde onda birine sahip ——— itibari değere sahip azınlık, özel denetçi isteyebilir şartının da eldeki davada bulunmadığı görümekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Kanunu 22. Maddesi gereği alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan 10 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-)Davalıyı vekili temsil ettiğinden yararına taktir olunan ——— vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-)Davalı tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harcının davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesine müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatırına iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6102 sayılı TTK.nun 440 maddesi gereği kesin olarak oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.