Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/674 E. 2021/259 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/674 Esas
KARAR NO : 2021/259
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket ile davalı şirket arasında mal alım satımından kaynaklı ticari bir ilişki bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili olan davacı şirketten davaya konu edilen faturada belirtilmiş malları satın aldığını, mal alım bedeli karşılığında müvekkili olan davacı tarafından fatura kesildiğini, söz konusu faturada belirtilen mallara ilişkin davalı tarafından fatura bedelinin —– tarihinde ödendiğini, geriye kalan —– yönünden icra takibine başlandığını, davalı tarafından icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu dermeyan etmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirket ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkinin —-tarihli faturaya konu olan iş ile başladığını, bu tarihte davacı şirket tarafından —- soğutucu hem malzeme temini hem de montajı yapılarak gönderilmek üzere adetinin —- fiyatlandırıldığını, —-yılında ise müvekkili olan davalı şirketin bu kez yağ soğutucunun malzemesini temin ettiğini, davacı şirket yetkilisi ile görüşüldüğünü, yalnızca malzemenin montajı için anlaşıldığını, faturaya konu olan malzemenin imalatını hem müvekkili olan davalı şirket hem de davacı şirketin yaptığını, müvekkili olan davalının bu işi için imalatı kendisi yerine davacının yapmasını tercih ettiğini, —- tarihli —- no.lı taşıma faturası ile ödemesi yapıldığını, malzemelerin ise —- no.lu sevk irasilyesi ile davacı şirkete gönderildiğini ve davacı şirketin kargoyu teslim aldığını, ancak bir adet malzemenin işçilik bedeli olarak taraflarca —- belirlenmişken, adet fiyatı için —- olarak belirlendiğinin davacı tarafından düzenlenen —- faturadan görüldüğünü, davacı şirketin yalnızca müvekkili olan şirketin göndermiş olduğu malzemeleri montajlama vazifesini üstlendiğini, davacı şirketin malzemeyi kullanmış olmalarına rağmen fiyat hem malzeme hem de montajı içerecek şekilde belirlendiğini, müvekkili olan davalı şirketin —-yolladığını, montajı tamamlanıp — ürünün müvekkili olan davalı şirkete gönderildiğini, kalan — adet malzeme ile ilgili olarak bilgi verilmediğini, — yılının— hem malzeme, hem emek bedeli —- — yalnızca emek bedelinin —- olmasını kabul etmediklerini, davacı şirkete gönderilen —-malzemenin iadesinin yapılmış olması gerekirken taraflarına iade edilmediğini, bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini, itirazlarının haklı olduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
——sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir——-celp edilmiştir.
Ön inceleme duruşması —- nolu ara kararı gereğince davalı tarafa HMK md. 222 kapsamında taraflara —- yıllarına ait ticari defterlerini sunması için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi — bilirkişisine verilmiş, —– bilirkişinin, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine karar verilmiştir.
Ön inceleme duruşması— nolu ara kararı gereğince davacı tarafın —- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere —- istinabe yazılmasına, HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisinin istinabe Mahkemesi’nce — bilirkişisine verilmesine, —-, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.——– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- —– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların —— yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde ——- tarafından inceleme yapılarak düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; “… Davalıya ait —– yılı ticari defterlerin açılış tasdikleri ile yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, davalı tarafın — yılına ait ticari defterlerinin açılık tasdiklerinin yasal süresinden sonra yapıldığı, dolayısı ile ticari defterlerin sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunmadığı, davalıya ait —- defterlerinin açılış tasdikleri ile yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süreleri içinde yapıldığı , tasdik açısından sahibi lehine delil kabiliyeti bulunduğu, Davalının —numaralı faturaya göre —- aldığı , —- tarihi itibariyle —- dava konusu bakır boru stokunun —- olduğu, —tarihi itibariyle envanter kayıtlarına göre —stoku kalmadığı, —– tarihli açılış fişine göre —-zlenen davacı tarafın hesap bakiyesinin — alacak bakiyesi verdiği,— yevmiye numaralı kapanış fişinde aynı hesabın —- alacak bakiyesi verdiği, takip talebindeki tutar ile uyumlu olduğu, davalı taraf kayıtlarına göre davacının davalıdan —- alacaklı olduğu …” belirtilmiştir.
Davacı şirketin ticari defterleri üzerinde istinabe yoluyla inceleme yaptırılıp rapor tanzim ettirilmesi ara kararı verilmiş, ——tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu —–ibraz edilmiş ve istinabe Mahkemesince rapor Mahkememize gönderilmiştir. Mahkememize gönderilen bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı tarafından davalı şirkete —- tutarında dava dışı fatura düzenlendiği ve bu fatura bedeline istinaden davalı tarafından — adet toplamda —- tutarında banka ödemesi yapılarak kapatıldığı, davalı tarafından —- tutarında banka ödemesi yapıldığı, davacıya ait incelemesi yapılan —- ticari defterlerine göre takip —- tarihi itibariyle davalı —-davacı şirkete takip konusu fatura bedelinden dolayı —- tutarında borçlu olduğu ve bu değerin dava tarihi itibariyle değişmediği, davacıya ait incelemesi yapılan —- yılı ticari defterlerine göre takip ve dava tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete dava konusu fatura bedelinden dolayı —– borçlu olduğu …” belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, mübrez bilirkişi raporları, ilgili vergi dairesinden celp edilen BA-BS formları dosya içeriği ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraf şirketler arasında ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişki kapsamında davacıya ait —- yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları ile davalıya ait — ilişkin ticari defter kayıtlarına göre davacının, davalıdan —-alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının, davalıdan —- alacağı bulunduğu, işbu alacağın likit —–muayyen- mahiyette olduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —-üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, takibin yasal faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)——– takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —-üzerinden yasal faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan 8.977-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 613,22-TL harçtan peşin alınan 108,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 504,79-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 159,23-TL harç ile 1.438,50-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere, toplam 1.597,73-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2021