Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/664 E. 2022/125 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/664 Esas
KARAR NO : 2022/125

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) dava dosyası incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirket —- yapılan ve davalıya satılıp teslim edilen ——– numaralı fatura karşılığı —- üzere toplam 2.112-TL alacaklarının tüm uyarılara ve ihtarnameye rağmen ödenmediğini, dava açılmadan —-yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile ticari satımdan kaynaklanan alacakları olan —— temerrüd tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımdan kaynaklandığı iddia edilen alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce uyuşmazlığa konu yıllara ilişkin tarafların—- üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verildiği,——- tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının bilanço usulüne göre defter tutmadığı,— bulunmadığının bildirildiği anlaşılmış, Mahkememizin 29/01/2021 tarihli celsesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesi uyarınca ticari defterlerin delil olamayacağının tespitine karar verilmiştir.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde; Fatura konusu mal veya ürünün davalıya teslim edildiğine dair varsa davacı tarafça delillerin sunulması hususunda davacı vekiline 2 haftalık süre verildiği, huzurda bulunan davacı vekiline gerekli ihtaratın yapıldığı, ancak buna ilişkin davacı tarafça bir beyan sunulmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde; Dava dilekçesinde belirtilen —– bedelli faturaların davalıya tebliğine dair tebligat mazbatası ve tebliğ şerhinin davacı vekilince 1 aylık süre içerisinde dosyaya bildirilmesine karar verildiği, celsede hazır bulunan davacı vekiline gerekli ihtaratın yapıldığı ancak buna ilişkin davacı tarafça bir beyan sunulmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 01/06/2021 tarihli celsesinde davacı vekilinin duruşmada hazır bulunmadığı, mazeretine ilişkin herhangi bir bilgi/ belge sunmadığı, aynı tarihli celsede davalı vekili tarafından davayı takip ettikleri, davacının iddiasını ispatlayamadığı ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalının — işletme hesabına göre mi defter tuttuğunun, işletme hesabına göre defter tutuyorsa 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 172 .maddesine göre ticari faaliyetinin esnaf sınırının altında kalıp kalmadığının ve ayrıca işletme esasına göre defter tutuyorsa — beyannamelerinin celp edilmesi için —müzekkere yazıldığı, verilen cevabi yazıda davalının — işletme hesabına göre defter tuttuğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesine göre ticari faaliyetinin —-sınırının altında kaldığının bildirildiği, — yıllarına ait beyannamelerinin yazı ekinde gönderildiği anlaşılmıştır.
Görev hususu 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5. maddesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi Mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
—Sayılı kararında;”…TTK’nin 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi— araçlarıyla — bildirmiş veya işletmesini —–tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına,—- veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü ile anılan Yasa’nın 11. maddesinde “—sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile —- arasındaki sınır, —- çıkarılacak kararnamede gösterilir.” Yine TTK’nın 15. maddesinde de “——— yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve——uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. — uygulamaları gereğince, bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. —-kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve —- kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1463. maddesine göre, — yayımlanan, — —– ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiştir. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen — çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtildiğinden —kararının uygulanmasına devam edilerek—- anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekecektir. Dosya kapsamı itibarıyla itiraz edenin faaliyetinin —- sınırında kaldığı, tacir olduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, sadece gelir vergisi mükellefi olmasının tacir sayılmasını gerektirmeyeceği, bu nedenle yukarda açıklanan esnaf/tacir ayrımı konusundaki düzenlemeler doğrultusunda değerlendirme yapılmadan…” şeklinde karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından satım ilişkisine dayalı faturadan doğan alacak istemiyle huzurdaki dava açılmışsa da; Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davalının bilanço usulüne göre defter tutmadığının bildirildiği,——- verilen cevabi yazıda davalının —– yılında işletme hesabına göre defter tuttuğu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesine göre ticari faaliyetinin — kaldığının bildirildiği,— ait beyannamelerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 177/1. Madde kapsamında incelenmesi neticesinde de davalı faaliyetinin — kaldığının anlaşıldığı, davalının tacir olduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.,
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)6100 Sayılı HMK m.114/c ve m.115/2 gereği göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin — Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK 21. Madde uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-)6100 Sayılı HMK 331/2 madde uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.