Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/655 E. 2021/574 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/655
KARAR NO : 2021/574

KARAR TARİHİ : 02/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;———— müvekkil şirket ile davalı arasında —- imzalandığını, sözleşmenin özel şartlar başlıklı bölümünde asgari kira bedeli 40.0000,00+ KDV olarak belirtildiği, davacı —-davacı şirket hizmet bedelinin tamamına hak kazanmasına karşın 47.200,00 TL hizmet bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, bunun üzerine davalı tarafa ihtarneme gönderildiğini ama—- rağmen davalı herhangi bir ödeme yapılmadığını belirtmiştir.Davacı —- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı———-hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar———mümkündür—- ————— tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154),—– kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
————- bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale,————davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava, — Sözleşmesinden) kaynaklanan alacağına ilişkindir.
Davalının tacir olup olmadığının araştırılması için ilgili yerlere gerekli müzekkereler yazılmış olup;—yazılarda davalının kaydına rastlanmadığı bilgisi verilmiştir.— müzekkereye verilen cevabi yazıda davalının — bulunduğu anlaşılmıştır. Gelen cevabi yazılarla davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç itibariyle; açılan davanın hizmet sözleşmesinden kaynaklı bedelin ödenmesine ilişkin alacak davası olduğu, davalının tacir olmadığı, dolayısıyla açılan davanın nispi ticari dava olmadığı, dava konusunun Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava da olmadığı, işbu uyuşmazlıkta Mahkememizin görevsizliğini, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu tespit etmek gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya——— GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Kararın kesinleşmesini müteakip MERCİ TAYİNİ İÇİN DOSYANIN ——- ————- GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı