Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/646 E. 2022/805 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/646 Esas
KARAR NO: 2022/805
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ: 06/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili olan davacı aleyhine —– dosyasında icra takibi başlatıldığını, takibin dayanağı olarak —- tarihli cari hesap ekstresine dayanan —- asıl alacak miktarı gösterildiğini, takibin açıldığı dönemde müvekkili olan davacının davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili olan davacıya ait cari hesap kayıtlarında da görüleceği üzere davalı şirkete —- tarihindeki borç tutarının — olduğu, — tarihine dek davalı şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin devam ettiğini, —- tarihindeki borç miktarının —- olduğunu, borca istinaden davalı şirkete borçlarından daha yüksek bir miktar olan —-tutarlı çek verildiğini, bu kez müvekkili olan davacının davalı şirketten —- alacaklı konuma geldiğini, yine cari hesap dökümleri incelendiğinde görüleceği üzere, davacı şirketin davalı ile devam eden ticari ilişkisinden kaynaklı borcu meydana geldiğini, peyder pey ödemeler yapıldığını, davacı tarafından —– tutarlı borcuna karşılık davalı şirkete ——- tutarında bir senet verdiğini, söz konusu senedin vade tarihi geldiğinde bedelinin davalı şirkete ödeneceğini, öte yandan müvekkili olan davacı şirketin grup firması olan —– de davalı şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, —- cari hesap dökümlerinde görüleceği üzere —–tarihinden itibaren davalı şirketten alacaklı konumda olduğunu, davacı —— davalı şirketten alacaklı konumunda iken; davacı şirketin davalı şirkete borcuna istinaden bir senet verdiğini, davacı şirketin —- tutarlı borcuna karşılık davalı şirkete —- tarihinde, —- düzenlenme tarihli —tutarında bir senet verdiğini,—- tutarlı borç miktarından senet bedeli düşüldükten sonra geriye kalan miktar olan —- ise davacı şirketin grup firması—— alacağının mahsup edilmiş olup, —- tarihinde virman kaydı yapıldığını, davacı şirketin takip dayanağı olarak gösterilen — tarihli cari hesap ekstresine istinaden —- tutarlı bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin — tutarlı borcu doğmuşsa da—- tutarlı kısmının senet olarak verildiğini, —– tutarlı kısmının ise davacı şirketin grup firmasının alacağından mahsup edildiğini, davalı şirket mevcut olmayan bir borç için müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlattığını, başlatılan bu takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun açık olduğunu ileri sürerek takibin uygun görülecek teminat mukabilinde veya teminatsız olarak dava sonuçlanıncaya dek tedbiren durdurulmasına, davanın kabulü ile davalıya herhangi bir borcun bulunmadığının tespitine ve ——–icra takibinin tedbiren durdurulmasına, devamında takibin iptaline, davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı yanca dava dilekçesinde takip tarihi itibari ile borçlu olduklarının açıkça ikrar edildiğini, borca ilişkin —- tutarında —– tarihinde senet ile ödeme ve mahsuplaşma yoluna gidildiğinin beyan edildiğini, dolayısıyla —- takip tarihi sonrasında davacı yanca asıl alacak tutarı kabul edilerek —-tarihinde senet ile ve bakiye tutarın ise ——- tarihinde mahsuplaşma yolu ile ödeme yapıldığı beyan edilmiş olmakla; takip tarihinde borçlu olduğunu açıkça ikrar eden davacının huzurda ikame ettiği davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, —– sayılı dosyasında —–tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde talep olunan borcuna istinaden —– tarihinde senet ile ve bakiye tutar bakımından ——- tarihinde mahsuplaşarak ödeme yaptığını beyan eden ve takibe sebebiyet verdiğini açıkça ikrar eden davacı/borçlunun, takipte talep olunan tüm icra masrafı (harçlarda dahil) ve icra vekalet ücretinden oluşan ferileri bakımından borcun devam ettiği açık olup; huzurda ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı dosya içerisindedir.
——- takip dosyası celp edilmiştir.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin Mahkememizin — tarihli ara kararı ile —— teminat yatırılması mukabilinde kabul edildiği, belirlenen teminatın dosyaya yatırılması akabinde ihtiyati tedbir kararı icra müdürlüğü dosyasına gönderildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir — yıllarına ait ———- formları celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ———– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)——— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket yönünden uyuşmazlığa konu yıllara ilişkin defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak üzere —–Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, —– Ticaret Mahkemesi aracılığı ile —–tarafından tanzim edilen raporda özetle;——— davalı defterlerinin incelenerek rapor düzenlenmek üzere dosya tarafına tevdi edilmiş ise de davalı vekili ve davalı şirketin sabit telefonundan muhasebe departmanıyla yapılan görüşmelere rağmen defterler tarafıma ibraz edilmediğinden defterler üzerinde inceleme yapılamadığı…” belirtilmiştir.
Davacı şirket yönünden uyuşmazlığa konu yıllara ilişkin defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak üzere
Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, —- aracılığı ile — tarafından tanzim edilen —— tarihli raporda özetle;”…” Sadece davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda; Dava konusu alacağın —- kısmının—- vadeli senet ile kalan kısmının ise davacı şirketin grup firması olan dava dışı——-tutarlı alacağına mahsup edildiği, — tarihi itibariyle davacının davalıya —– tutarında borçlu olduğu, İcra İnkâr tazminatının takdirinin Mahkemeye ait olduğu …” belirtilmiştir.
Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Takip tarihi ve dava tarihi itibariyle ayrı ayrı alacak- borç durumunun tespiti ve hesaplanması için ek rapor alınmak üzere talimat yazılmış, tanzim edilen —– tarihli ek raporda özetle;”… yapılan hesaplamalar çerçevesinde ve davalının itirazları doğrultusunda TBK 100.maddesi uyarınca takip sonrası yapılan ödemelerin öncelikle icra takip dosyası ferilerinden mahsubu ve ödeme tarihleri itibariyle ana para borcuna yıllık —- oranında işletilen faiz oranı baz alındığında — tarihi itibariyle davacının davalıya —– tutarında borçlu bulunduğu, …” belirtilmiştir.
Tanzim edilen ek rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin —- tarihli celsesi ara kararı ile dosya uyuşmazlık konuları bakımından inceleme yapılmak üzere 1 SMMM ve 1 nitelikli hesaplamalar alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, SMMM bilirkişi —– ve nitelikli hesaplamalar alanında uzman bilirkişi —-tarafından tanzim edilen —- tarihli raporda özetle;”… Davacı şirketin, davanın dayandırıldığı takipte ——– üzerinden davalı şirkete borçlu bulunmadığının tespiti ve takibin iptali istemi ile davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu menfi tespit davasında; a. Davalı şirketin davacı şirketten takip tarihi itibarıyla—- Asıl alacağının bulunduğu, b. Takip borçlusu davacı yanca takibe itiraz edilmemesi neticesinde —–işlemiş faizin kesinleşmiş alacak olarak tahakkuk ettiği, faiz alacağının asıl alacağa bağlı/fer’i nitelikte, ancak ondan bağımsız bir alacak olduğu; fer’ i nitelikteki faiz alacaklarının hukuki durumunun asıl alacağın kaderine bağlı olduğu; TBK m. 131 hükmüne göre ancak asıl alacak sona erdiği takdirde bağlı hakkın ve borçların da sona ermiş olacağı, c. Davacı yanca davalı yana haricen yapılan ödemelerin TBK m. 100 hükmü gereğince öncelikle faiz, masraf ve ferilere mahsup edilmesi neticesinde davacı takip borçlusu şirketin —- dava tarihi itibarıyla takip alacaklısı davalı şirkete —– işlemiş faiz olmak üzere toplamda —— borçlu durumda olduğu, d. Hal böyle olmakla menfi tespit hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.
İcra dosyasının incelenmesinden; Davalı tarafından davacı aleyhinde —— tarihli cari hesap bakiyesi dayanak gösterilerek —- Asıl alacak, —– üzerinden icra takibi başlatıldığı, huzurdaki menfi tespit davasının —- üzerinden harçlandırılarak açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle icra dosyasına konu borcun takip tarihi itibariyle bulunmadığı, —- tarihindeki borç tutarının —– olduğu, bundan sonra ticari ilişkinin devam ettiği ve peyder pey ödemeler yapıldığı ve borca karşılık davalı tarafa ileri vadeli çek ve senet verildiği, bunların mahsubu sonrasında kalan bakiyenin davacı şirket grup firmasının alacağından mahsup edildiğinin ileri sürüldüğü, HMK 222. Madde kapsamında yapılan ihtara karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtlarını sunulmadığı, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelendiği, Mahkememizce re’sen alınan —- tarihli ek raporda takip tarihi itibariyle tespit ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla anılan raporların dikkate alınamayacağının anlaşıldığı, Mahkememizce re’sen alınan —- tarihli bilirkişi raporu ile davacının takip tarihi itibariyle davalıya borçlu olduğunun tespit edildiği, —– tarihli raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, yapılan yargılma ile takip tarihi itibariyle borçlu olduğu anlaşılan davacı şirket tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi ile Mahkememizin —– tarihli ara kararı ile “İcra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde” tedbir kararı verildiği ve tedbir kararının uygulandığı anlaşılmakla davacı aleyhinde tazminata karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Mahkememizin —— tarihli ara kararı ile İcra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği anlaşılmakla ; —– tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-)Mahkememizce İcra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararının kaldırılmasına bu hususta ilgili icra dairesine müzekkere yazılmasına,
4-)Karar ve ilâm harcı olan 80,70-TL harcın peşin alınan 437,01-TL harçtan mahsubu ile bakiye 356,31‬-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
5-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-)Davalı tarafça yatırılan 7,80-TL vekalet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-)HMK madde 333/1. uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2022