Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/634 E. 2020/462 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/620 Esas
KARAR NO : 2020/463
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu şirket ——- müvekkili olan davacı şirket arasında mal alım satımı gereği ticari ilişki bulunduğunu, dava konusu borcun kaynağın —- devreden cari hesap borç bakiyesi ve —- yılına ait düzenlenmiş— adet faturadan kaynaklandığını, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi içerisinde —–faturadan kaynaklı cari hesap alacağı nedeniyle davalı tarafça—-içerisinde cari hesap ekstresinde yazılı belli tarihlerde ödemeler yapıldığını, —- bakiye borcun bir sonraki seneye devredildiğini, —- yılında müvekkili olan davacı şirketçe davalı şirket arasında — tarihinde —- fatura ve yine — tarihinde —–yazılı malların alım satım akdi gerçekleştirildiğini, faturalar karşılığında ilgili malların davalı şirkete teslim edildiğini, davalı tarafından ödenmesi gereken —- borcun ödenmemesi nedeni ile davalı şirket aleyhine ———- dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği takip konusu alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür. Cevap dilekçesi vermeyen davalının, HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm vakıaları inkar ettiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
———- sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —– yıllarına ilişkin BA/BS formları ilgili vergi dairesinden getirtilmiştir.
Davacı ve davalının —– yıllarına ilişkin ticari defterini sunulması için ara karar oluşturulmuştur.
Davacı taraf ticari defterlerini ibraz etmiş, ticari defter ve kayıtlar üzerinde SMMM bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu / Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1). Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri yargılamaya esas teşkil edecektir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların —— yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir —– tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; davacıya ait ——- yılları yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdikleri ve yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı, sahibi lehine delil kabiliyetleri bulunduğu,, —- dönemlerinde davacının BS formlarında 4 adet faturada — davalının aynı dönemlere ilişkin aynı tutarda fatura beyan ettikleri, —– yılına ait —–döneminde davacının BS formunda toplam —- davalının da aynı dönemde BA formunda aynı sayıda ve tutarda fatura beyan ettiği, davacı tarafın kayıtlarına göre davalıdan —– alacaklı olduğu, davacı tarafından keşide edilmiş bir ihtarname ve/veya taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme görülmediği, davacı tarafa ait ticari defterlerin açılış tasdikleri ve yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin yasal süre içerisinde yapıldığı, davacı tarafın kayıtlarına göre takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan asıl alacak olarak —- alacaklı olduğu, temerrüd tarihinin —- tarihi olarak kabulü halinde davacının davalıdan dava tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında bir sözlemenin bulunmadığı, ticari defterlerini ara karara rağmen sunmayan davalının, davacının ticari defter içeriğini kabul ettiği, beyan sınırının üzerinde kalan faturaların davacı ve davalı tarafça BA/BS formu olarak —- bildirildiği, davacının ticari defter içeriğinin delil vasfı taşıdığı ve davacının —- cari hesap alacağı bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan dava dilekçesi ekinde sunulan ve dosyada mübrez davacı vekili —-tarafından asli gibidir şerhi yapılmış —– örneğinde; davalı-borçlu ——- borç üzerinde mutabık olduğunu şirket kaşe ve şirket yetkilisinin imzasıyla tevsik ettiği, işbu — tarihinde imzalandığı, davalı-borçlunun —-tarihinde temerrüde düştüğü, icra takibi öncesine yönelik davacı-alacaklının takip öncesi faizi talep edebileceği, bilirkişinin temerrüt faizi olarak —- hesapladığı, bilirkişi raporuna göre davacının toplam talep miktarının —–olduğu, ancak davacının —- üzerinden dava açtığı, HMK. m. 26/1 taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının talebi tutarında karar verilebileceği anlaşıldığından; taleple bağlılık ilkesi gereğince icra takibinin —– üzerinden devamı cihetine gidilmiştir.
Netice itibariyle; davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —- üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—– sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin ——üzerinden yasal faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —-üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 1.276,97-TL harçtan peşin alınan 319,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 957,72-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 3.400-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 532,75-TL harç ve 762-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.294,75-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) hafta içerisinde ——-Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/11/2020