Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/627 E. 2020/164 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/627
KARAR NO : 2020/164

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 13/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalılardan … kardeş olup —– vefatından sonra birlikte mirasçı durumuna geldiklerini, bu duruma rağmen————– tamamının sadece davalılardan … adına kaydının yapıldığını ve davalının uzun zamandır bu hisselere hakim olduğu müvekkili tarafından öğrenildiğini, gerek şirket kayıtlarında gerekse ——- usulsüz olarak miras hisselerinin tamamının sahibi olarak görünen Davalı …’ın hisselerinin 1/2’sinin kaydının iptali ile müvekkili adına tescili için işbu davayı açma gereği doğduğunu, davalılardan—— açık olmayan 100.000-TL sermayeli 4000 adet hisseye sahip hissedarlarını aile üyelerinin oluşturduğu bir anonim şirket olduğunu, hissedarlardan müvekkilinin babası——- tarihinde vefat etmiş olup geride mirasçıları eşi ———– ile çocukları … ve …’ın kaldıklarını, bir süre sonra anne —– vefatıyla birlikte —- iki mirasçısı olarak çocukları … ve …’ın kaldıklarını, —– yılında vefat ettikten sonra davalı şirketin —— sayılı veraset ilamı gereği davalı …—————- getirdiğini, toplantıdan sonra yapılan ———–tarihli ———— intikal eden ——— tarafından asaleten temsil edildiğini, vefat tarihi itibariyle ———————- sahip olduğunu, ———vefatından sonra bu hisselerin tamamı hiçbir devir ve temlik işlemi olmaksızın veraset ilamına aykırı şekilde Davalı … adına pay defterine kaydedildiğini, davalı şirket —– ile hem hisseleri usulsüz olarak davalı … adına kaydetmiş hem de bu davalıyı yönetim kurulu üyesi yaptığını, pay defterine intikal eden hisselerin tamamının davalı adına kaydedilmesinin açıkça usulsüz olup iş bu kaydın iptali ile davalı adına kaydedilen—— hisseye tekabül eden —————— sermaye bedelli payın müvekkili adına tescili gerektiğini, müvekkilinin bugüne kadar babası ——- adına intikal eden şirket hisselerini kimseye devir veya temlik etmediği gibi bu hususta kimseye vekalet de vermediğini ileri sürerek davalı … adına kayıtlı ————— devrinin engellenmesi için hisselerin üzerine tedbir konulmasına ve pay yönetiminin tedbiren müvekkilihe verilmesine, davalı … adına pay defterinde kaydı görünen 900 payın pay defterindeki kaydının iptali ile müvekkili adına aidiyetine, tesciline ve kaydının yapılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde; Davacı tarafından müvekkiline yönelik açılan dava ile, diğer davalı … ———————- intikal eden payların veraset ilamına göre 1/2’şer payla davacı ile müvekkili adına tescil edilmesi gerektiği halde tamamının müvekkili adına tescil edildiğinin iddia edilerek müvekkiline ait payların yarısının davacı adına tescili suretiyle şirket pay defterinin düzeltilmesi,—————— davacı ile müvekkilinin murisi olan ——- tarihinde vefatıyla veraset ilamına göre yasal mirasçıları olarak —————–müvekkilinin kaldığını,———— İstanbul ——–. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —- Karar sayılı kararı ile ————intikal eden mirası 30.01.2004 tarihinde reddettiğini, bu sebeple TMK’nun 611/1 maddesi gereğince—– 1/2’şer payla davacı ile müvekkilinin olduğunu, muris —– maliki ———payla davacı ile müvekkiline intikal ettiğini, davacı ile müvekkilinin—– intikal eden mirasın paylaşımı konusunda anlaştıklarını ve belirtilen sözleşmenin 2. maddesi ile murisleri—–payının tamamının müvekkiline ait olması konusunda anlaşmaya vardıklarını, davacı ile müvekkilinin resmi şekilde yapmış oldukları söz konusu miras paylaşımı sözleşmesi ile —————payların tamamı müvekkiline bırakılmış olduğundan, şirket kayıtlarında da tamamen müvekkili adına kaydedildiğini ileri sürerek davacının talebinin haksızlığı ve iddialarının aksi resmi şekilde yapılan miras paylaşımı sözleşmesiyle sabit olduğundan davanın reddine, karar yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ….————cevap dilekçesinde; ————– sayılı Kadıköy ——. Asliye Ticaret Mahkemesince atanan — tarafından yapılmış olup ilgili döneme ait defterler ve evraklar şirket kayıtlarında henüz bulunduğunu, ancak —- sunulan mevcut evraklar hali hazırda mevcut ortaklık yapısı ile uyum gösterdiğini, vekaletnamelerinin kabulüne, davalı vekili olarak duruşmalara kabulüne, davanın reddi halinde avukatlık ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki davanın senede bağlanmamış—- payının davacıya ait olduğu iddiası ile tespit tesciline ilişkin olduğu görülmüştür.
Taraf vekillerinin duruşmadaki beyanlarına göre; —- payları senede bağlanmamıştır.
TTK kapsamında senede bağlanmamış çıplak payın devri konusunda herhangi bir hükme rastlanmamaktadır.—– Hukukunda payın pay senedine bağlanması esasen zorunlu olmadığından ötürü, senede bağlanmamış payın da, pay senedi veya ilmuhabere bağlanmış pay gibi her türlü işleme konu edilebileceği kabul edilir. Zira, senedin yokluğu ortaklık haklarının doğumunu engelleyici nitelikte değildir. Çıplak payın konu edileceği en önemli işlemlerden biri devirdir. Çıplak payın devri genel hükümler doğrultusunda yapılır. Çıplak payın devrinde, devrin anonim ortaklığa karşı ileri sürelebilmesi için TTK m. 417 uyarınca pay defterine kaydı gereklidir.
Çıplak payın devri 6098 sayılı TBK temlik hükümlerine tabidir. TBK 183 vd. ile TTK nama yazılı paylara ilişkin hükümler uygulanır. Buna göre bedeli tamamen ödenmiş ancak senede bağlanmamış çıplak payın devrinin alacağın temliki hükümlerine göre yazılı şekilde yapılması gerekir. Eğer pay bedeli kısmen ödenmiş ise bakiye sermaye borcu için bir nevi borç yüklenmesi olduğundan devri anonim ortaklığın onaylaması gerekir. (TTK 491/1 TBK 195/1) bu durumda devrin onanması ile eski ortak pay ödeme borcundan kurtulur.
Pay defterine kayıt TTK 499.maddesi gereği kurucu değil açıklayıcı niteliktedir.
Anonim şirketlerde senede bağlanmış olsun olmasın nama yazılı payların devrinin ticaret siciline kaydadilmesine gerek yoktur. (Emsal Yargıtay ——-. sayılı ilamı ile tescil talebinde hukuki yarar yokluğu sebebiyle açılan davayı, reddi gerekir gerekçesiyle bozmuştur.)
Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde davalı …’ın ve davacının —– bağlanmamış—— Noterliğinin — tarihli — yevmiye nolu düzenleme şeklinde rızai taksim sözleşmesinin 2.maddesi ile tamamının …’a ait olduğu kararlaştırılmıştır. 2004 yılından sonra düzenleme şeklinde yapılan bu sözleşmenin sahteliği iddiası ile herhangi bir dava açılmış değildir. Bu durumda yasanın aradığı temlik için yazılı şekil şartı fazlası ile yerine getirilmiş, davalı şirketteki —- hisseleri davalı … adına bu sözleşme ile geçmiş bulunmaktadır. Hisselerin az yukarıda açıklandığı gibi pay defterine kaydı kurucu unsur olmayıp sadece açıklayıcı bir unsurdur. Belirtilen işbu sebeplerle ispat olunamayan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereği alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 384,25 TL harçtan mahsubu ile 329,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davalıları vekili temsil ettiğinden yararlarına takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-)Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı … tarafından yapılan 6,40 TL vekalet suret harcının davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
6-)Davalı …—– tarafından yapılan 7,80 TL vekalet suret harcının davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesine müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatırına iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.