Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/616 E. 2021/169 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/616 Esas
KARAR NO : 2021/169
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirketin ticari ilişki çerçesinde, cari hesaptan dolayı davalının müvekkiline ——olduğunu, davalı tarafın borcunu ödemediğni ve müvekkilinin mağdur olmasına sebebiyet verdiğini, bunun üzerine —– takip dosyasında ilamsız icra takibine geçildiğini, davalının —- tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itirazı üzerine—- tarihinde borçlu şirket ile protokol yapılmış olduğunu, borçlu şirketçe ——sayılı dosyasına mahsup edilmek üzere—yaptığını, protokolün 3. maddesinde —- ücretinin bir kısmı olan —olmak üzere toplam —- davalı tarafından —- tarihinde nakden ve peşinen alacaklıya ödeneceğini, ancak davalı tarafından sözkonusu tarihte herhangi bir ödemenin yapılmadığını, borcun ödenmemesi sebebiyle arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, ——— sayılı dosya kapsamında yapılan arabuluculuk görüşme sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, bunun üzerine işbu davanın açıldığını, müvekkilinin alacağının likit olduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı —- ile müvekkili şirket arasında mevcut ticari ilişkisi bulunduğunu, bu kapsamda taraflar arasında protokol akdedildiğini ve müvekkili şirketin bu protokol hükümlerini ihlal ettiği gerekçesiyle ——–sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başvurduğunu, iddia edilen borcun mevcut olmaması nedeniyle borca itiraz ettiklerini, itiraz üzerine davaya ikame eden davacının dilekçe ekinde bir protokol ibraz ettiğini, müvekkili şirketin takibe konu meblağdan sorumlu olmadığını savunmuş, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
——- sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Tarafların —– yıllarına ait ticari defterlerini sunması için ara karar oluşturulmuştur.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —– celp edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. —- Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—-
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar —-değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların—- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, —– tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir.
Mahkememize —- tarafından sunulan bilirkişi raporunda özetle; “…davalı tarafın ticari defter ibrazında bulunmadığını, davacı — yasal ticari defterlerin usul yönünden incelendiğinde;—— ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığını,
Davacının davalıya ‘navlun bedeli, konişmento bedeli, ariyet bedeli’ açıklamalı—- cinsinden faturaları düzenlediğini, —–evrilerek ticari defterlerine kayıt ettiğini, ayrıca fatura düzenleme tarihinden ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar lehe oluşan kur farkları için davalı cari hesabına aleyhe oluşan kur farklarının davalı cari hesabına borç kaydedildiğini, davacı şirketin ihtilaf konusu işlemleri gösteren fatura hareketlerinin yer aldığı defterlerin incelendiğini, kendi defterlerinde — cari hesaptan — alacaklı olduğunu, davalı tarafından —–düşümü yapıldığında davacının — dava tarihi itibarıyla talep edebileceği alacağın—– belirtmiştir.
Davalı taraf, verilen ara karara rağmen ticari defterlerini Mahkeme dosyasına ve bilirkişi incelemesine ibraz etmemiştir. Ticari defterlerini ara karara rağmen ibraz etmeyen davalı, HMK. m. 222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayılır.
Davalının, davacıdan aldığı—- yılında —- tutarlı faturayı ilgili —– davalının beyan ettiği dosya kapsamından ve celp edilen BA-BS formlarından anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, ticari defter içeriği, mübrez bilirkişi raporu, celp edilen BA-BS formlar dosya kapsamı ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davacının —- cinsinden düzenlediği faturaları —— kuru üzerinden —-çevirerek ticari defterine kaydettiği, davalının ticari defterlerini ara karara rağmen bilirkişi incelemesi için Mahkememize ibraz etmediği, bu durumda HMK. m. 222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğinin davalı tarafça kabul edildiği, bilirkişice yapılan tespit ve hesaplamaya göre davacının —– alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı, döviz cinsinden olan faturaları —- çevirmek suretiyle ticari defterine kaydettiğinden, davacının fatura alacağını ——değeriyle kabul ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde dava değerini —- olarak beyan etmiştir. Eş deyişle davacının, huzurdaki davada, davalıdan talebi ——–6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 26/1 taleple bağlılık ilkesi gereğince, davacı vekilinin dava dilekçesinde beyan ettiği —- üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
BA-BS formlar ile davacının ticari defter ve kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının davalıdan para alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit — mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —– üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacı – alacaklı vekili icra takibinde açıkça ticari faiz talep ettiğinden; davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—– takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden ticari faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 2.160,47-TL harçtan peşin alınan 237,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.922,60-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.744,11-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 296,47 TL harç ve 714-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.010,47-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/03/2021