Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/605 E. 2022/605 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/605
KARAR NO : 2022/605

DAVA : ALACAK (ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin ——– ———– yüklenici olarak görev yaptığını, —– davalı şirket ile davacı arasında ————-sözleşmesi yapıldığını, davacı —- davalıya verdiğini, sözleşmenin idareye bildirilmediğini, sözleşmenin hukuka aykırı olduğunu, iyi niyet kurallarını barındırmadığını, davalının kendisini idare yerine koyduğunu, tamamen davalıyı koruyan bir sözleşme olduğunu, davacı şirketin bu sözleşmenin ————– olacağını söyleyen —– imzacısı ve aynı zamanda şirket sahibinin oğlu ———güvendiğini —— verilen taahhütlere güvenerek işe başladığını, davacı şirketin işi yerine —- masraf yaptığını, davalının haksız yere sözleşmeyi feshederek davacı şirketin zarar etmesine sebep olduğu gibi teminat mektubunu kötü niyetli şekilde paraya çevirdiğini ve hakedişi de ödemediğini, davalının haksız ve kötü niyetli o şekilde feshettiği sözleşmeden dolay hak edişin, haksız olarak tahsil ettiği teminat mektubunun ve mahrum kalınan kârın davalıdan tahsili gerektiğini, fazlaya ilişkin ıslah, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile feshin haksız olduğunun tespitine, —– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline, davalının haksız ve kötü niyetli olarak tahsil ettiği ——– bedelli kesin teminat mektubunun ödenme tarihinden itibaren uygulanacak olan faizi ile birlikte tahsiline, ayrıca kötü niyetinden dolayı %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, sözleşmede belirtelenen işten beklenen ve—— kar olarak dava aşamasından bilirkişinin hesabına göre ıslah ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin ———-tarafından ihaleye çıkarılan ——– çalışmalarına devam ettiğini, söz konusu —– davalı şirketin —— —————- ettirdiğini, sürekliliği olmayan ve ihtiyaç duyulması halinde geçici işlerin bazı şirketlere fatura karşılığı anlaşma sağlanarak ve sözleşme akdedilerek verildiğini,—- davacı şirket ile davalı şirket arasında anlaşma sağlanarak yapılan işin niteliği, iş proğramı ve tarafların mutabık kaldıkları hususları kapsaman “—-” aktedildiğini, sözleşme hükümlerinin taraflarca anlaşılarak serbest irade ile imza altına alındığını, aktedilen sözleşme içerisinde yetki sözleşmesinin bulunduğunu herhangi bir ihtilaf halinde———- yetkili kılındığını, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların doğru olmadığını, davacının çalışma dönemi içinde iş kapasitesine ——oluşturmadığını, iş proğramına uygun olarak çalımadığını, bu sebeple — davacıya davalı şirket tarafından ihtarname keşide edildiğini, sözleşme şartlarını karşılamayan davacının ekip ve ekipmanları ile——– tarihinde terk ettiğini, sözleşme yükümlülüklerine uymayan, işi tam ve eksiksiz yerine getirmeden —– eden davacı şirketin teminatının sözleşme hükümlerine uygun olarak gelir kaydedildiğini, davacının son hakedişe ilişkin hakediş bedeli olan—— davacı şirketin hesabına —– tarihinde —– ödendiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mali Müşavir, İnşaat Mühendisi ve Nitelikli Hesaplama Alanında Uzman (Borçlar-Ticaret Hukuku) bilirkişilerden oluşan heyetten alınan raporda özetle; Davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğunun tespiti talebine yönelik değerlendirme yapıldığında: Teknik açıdan değerlendirme yapıldığında davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmede yetersiz kaldığı, sözleşmeyi imzalamadan önce işyerini ve şartları görerek hareket etmesi gerektiği ancak bu şekilde hareket etmediği, —tehlikeli bir şekilde işleterek can ve mal kaybı riskini artırdığı,—-itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsili talebine yönelik değerlendirme yapıldığında mali inceleme yapıldığında davacı tarafından talep edilen 45.124,92 TL hakediş tutarının davalı tarafından ödenmiş olduğu, bu tutarın her iki tarafın ticari defterlerine işlendiğinin kaydi olarak tespit edilmiş olduğu, davalının tahsil ettiği —– numaralı—- bedelli kesin teminat mektubunun ödenme tarihinden itibaren uygulanacak olan faizi ile ile birlikte tahsili, ayrıca %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebine yönelik değerlendirme yapıldığında kötü niyet tazminatına ilişkin değerlendirmenin münhasıran mahkemeye ait olduğu, mali yönden değerlendirme yapıldığında: Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olmakla birlikte kapanış (ibraz) tasdikleri yönünden de gerekli onaya sahip olduğu, —– defterinin ibraz edilmediği, bu hususun ve davalı ticari defterlerinin delil olarak takdiri hakkındaki kararın (6100 sayılı HMK m. 222) Sayın Mahkemenize ait bulunduğu, davalı tarafın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olmakla birlikte kapanış (ibraz) tasdikleri yönünden de gerekli onaya sahip olduğu, davalı ticari defterlerinin delil olarak takdiri hakkındaki kararın (6100 sayılı HMK m. 222) mahkemeye ait bulunduğu, davacı yanın ticari defter kayıtlarına göre davalı—— itibari ile kaydi olarak —- olduğu, davalı yanın ticari defter kayıtlarına göre davalı yana — tarihi itibari ile kaydi olarak borç ya da alacak bakiyesinin olmadığı, taraflar arasındaki cari hesap bakiye farkının, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu halde davacının ticari defter kayıtlarında yer almayan toplam tutarı 114.835,12 TL olan 3 adet cari hesap işleminden kaynaklandığı, davacı tarafça verilen 100.000 TL lik teminat mektubu bedelinin —- tarafından 29.06.2016 tarihinde davalı tarafa ödendiği anlaşılmakla eğer Mahkemece bu bedelin sözleşmeye aykırı şekilde tahsil edildiği kanaatine varılır ise faiz yönünden değerlendirme yapıldığında huzurdaki davanın açılma tarihi olan 03.09.2018 ile ödeme tarihi olan—– istenebileceği faizin 23.354,79 TL olarak hesaplanabileceği, ancak bu hususun takdir ve kararının mahkemeye ait olduğu, borçlar mevzuatı açısından değerlendirme yapıldığında, Sözleşmenin “Teminatların İadesi” başlıklı 12. maddesinde yüklenici davacının verdiği teminatların, ancak iş ta ve eksiksiz bitirildiğinde, kabul tutanağı düzenlenerek işin kabulü yapıldıktan sonra iade edileceği; işin tam ve eksiksiz olarak bitirilmesinden önce teminatların tamamen veya kısmen iadesinin söz konusu olmadığı; iş tam ve eksiksiz olarak bitirilmeden işin yarım bırakılması halinde teminatların gelir olarak kaydedileceği; gelir olarak kaydedilen teminatların borçlara mahsup edilmesinin söz konusu olmayacağı hususunun düzenlendiği, bu hususta—- olarak değerlendirme yapıldığında: davalı cevap dilekçesinde davacıya—— gönderilen noter ihtarnamesine rağmen sözleşmeye aykırılıkları gidermediğini ve de davacının sözleşme şartlarını karşılamayan ekip ve ekipmanlar ile birlikte şantiyeyi 26.06.2016 tarihinde terkettiğini beyan etmiş olup mahkemece davacı yüklenicinin (davalı işsahibine isnat edilemeyen (yükletilemeyen) bir sebeple) şantiye alanını terkederek işi bıraktığı kabul edilir ise sözleşmenin 12. maddesi gereğince davalının, davacı tarafından verilen kesin teminat mektubunu gelir olarak kaydedebileceği; bu takdirde ise davalının kesin teminat mektubundaki bedelin ödenmesini bankadan talep edebileceği; bu durumun sözleşme özgürlüğünce TBK m. 1 hükmü kapsamında “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları” ile kurulmuş sözleşme hükümlerine aykırı olmadığı kanaatine varılabileceği, eğer Mahkemece davacı yüklenicinin (davalı iş sahibine isnat edilen (yükletilebilen) bir sebeple) şantiye alanını terkederek işi bıraktığı kabul edilir ise bu halde sözleşmenin 12. maddesi gereğince davalının, davacı tarafından verilen kesin teminat mektubunu gelir olarak kaydedemeyeceği, bu durumun TMK m. 2 hükmünce hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilebileceği; bu halde davalı tarafça tahsil edilen tutarın iadesinin TBK m. 77/son hükmünce “gerçekleşmemiş sebebe” dayalı sebepsiz zenginleşme kapsamında TBK m. 117/1l hükmüne göre ödenme tarihinden itibaren uygulanacak faiz ile talep edilebileceği kanaatine varılabileceği, takdirin Mahkemeye ait olduğu, sözleşmede belirlenen işte beklenen ve mahrum kalınan kar olarak şimdilik 3.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili talebine yönelik değerlendirme yapıldığında: teknik açıdan değerlendirme yapıldığında dosya kapsamı incelendiğinde davacının beklenen ve mahrum kalınan karına ilişkin bir delile rastlanmadığı, dosya kapsamından bu hususun değerlendirilmesinin mümkün olamadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davanın davalının haksız fesih yaptığı iddiası ile beklenen ve mahrum kalınan kar, davalı tarafından haksız olarak bozularak tahsil edilen teminat ve hak edişin tahsiline ilişkin olduğu görülmekle, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacı tarafın sözleşmeyi sadece prosedür olarak yaptıklarına ilişkin iddiasını ispatlar yazılı delilin bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmede yetersiz kaldığı, sözleşmeyi imzalamadan önce işyerini ve şartları görerek hareket etmesi gerektiği ancak bu şekilde hareket etmediği, —– tehlikeli bir şekilde işleterek ——–tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsili talebine yönelik değerlendirme yapıldığında ——- yapıldığında davacı tarafından talep edilen 45.124,92 TL hakediş tutarının davalı tarafından ödenmiş olduğu, bu tutarın her iki tarafın ticari defterlerine işlendiğinin kaydi olarak tespit edilmiş olduğu, davalının tahsil ——–teminat mektubunun ödenme tarihinden itibaren uygulanacak olan faizi ile ile birlikte tahsili talebine ilişkin, Sözleşmenin “Teminatların İadesi” başlıklı 12. maddesinde yüklenici davacının verdiği teminatların, ancak iş ta ve eksiksiz bitirildiğinde, kabul tutanağı düzenlenerek işin kabulü yapıldıktan sonra iade edileceği; işin tam ve eksiksiz olarak bitirilmesinden önce teminatların tamamen veya kısmen iadesinin söz konusu olmadığı; iş tam ve eksiksiz olarak bitirilmeden—- halinde teminatların gelir olarak kaydedileceği, gelir olarak kaydedilen teminatların borçlara mahsup edilmesinin söz konusu olmayacağı hususunun düzenlendiği, davacı yüklenicinin (davalı —– — sözleşmenin 12. maddesi gereğince davalının, davacı tarafından verilen kesin teminat mektubunu gelir olarak kaydedebileceği, davalının — ödenmesini bankadan talep edebileceği, bu durumun sözleşme özgürlüğünce TBK m. 1 hükmü kapsamında “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları” ile kurulmuş sözleşme hükümlerine aykırı olmadığı, sözleşmede belirlenen işte beklenen ve mahrum kalınan kar olarak şimdilik 3.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili talebine yönelik değerlendirme yapıldığında, yukarıda belirtilen sebeplerle davalının haksız fesih yaptığı hususu ispatlanamadığından talep yerinde görülmemiştir. Açıklanan gerekçelerle ispatlanmayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 150,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan——–ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tarihinde alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.529,61 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 2.448,91 TL harcın karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.