Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/597 E. 2021/274 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/597 Esas
KARAR NO: 2021/274
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —– tarihinde ticari nitelikte ki—– aracı, müvekkilinin hatırladığı kadarıyla —- satın aldığını, araç firma tarafından —- satıldığını, müvekkilinin sıfır kilometre olarak almış olduğu araç garanti kapsamında iken ——- yağ uyarı lambasının yanması, yağ akıtması ve eksiltmesi, yazılım hatası, vites geçişlerindeki problem gibi aynı nedenlerle birçok kez servise götürüldüğünü, ve akabinde en son aracın motoru dahi komple değiştirilmesine rağmen aracın arızasının bir türlü giderilmediğini, davalılar tarafından müvekkilinin sürekli olarak oyalandığını, her defasında başka bahane ile aracın ayıplı olduğunun kabul edilmediğini, gizli ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya araç için ödenen satış bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesi talepli dava açtıklarını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle ; dava konusu aracın satıcısı, müvekkili şirketlerden——olmadığını, müvekkili şirketin dava konusu aracın satış işleminde taraf olmadığını, bu itibarla söz konusu müvekkil şirketin taraf olmadığı bir sözleşmenin konusunu teşkil eden maldaki ayıp iddiasından dolayı sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, davanın her halükârda husumet yönünden müvekkil şirket—— lehine reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının satın aldığı aracın gizli ayıplı olmasından bahisle 6098 sayılı Kanunun 227. Maddesindeki seçimlik hakların kullanılmasına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
İlgili kurumlara yazılan müzekkerelere yanıt verilmiş olduğu, müzekkerelerde davacı —— —– kaydının olduğu, vergi dairesince yazılan müzekkerede belirtilen tutarın altında kaldığı anlaşılmış olup işletme hesabına göre defter tuttuğunun bildirilmiş olduğu, ticaret sicil müdürlüğünce yazılan müzekkerede gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı görülmüştür.
Davalılar ticari şirket olmakla tacirdirler. Davacı ise tacir değildir.
Sonuç itibariyle; taraflardan birisi tacir olmadığından davanın nispi ticari dava olmadığı, davanın konusu itibariyle Ticaret Kanununda düzenlenen davalardan olmadığından mutlak ticari davada olmadığı, dolayısıyla açılan davanın ticari dava olmadığı, işbu uyuşmazlıkta Mahkememizin görevsizliğini, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu tespit etmek gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya ——– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——– Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 02/04/2021