Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/58 E. 2021/185 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/58 Esas
KARAR NO: 2021/185
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/09/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap şeklinde işleyen ticari ilişkinin kurulduğunu, takip konusu fatura bedeli tahsil edilmeyince, davalı aleyhine———- sayılı dosyası üzerinden borçlu aleyhine icra takibine başlandığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurduğunu, borçlu şirket ile müvekkili arasında borçlu şirkete iş sağlığı hizmeti karşılığında icra takibi konusu faturaların tanzim edildiğini, fatura konusu hizmetin borçluya teslim edildiğini ancak fatura karşılığının müvekkili şirkete ödenmediğini, bu hususun müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarından ve ekli cari hesap özeti ve faturalarından anlaşılacağını, takip konusu evrakın fatura olduğunu, müvekkili şirketin fatura ibraz ederek alacaklı olduğunu delil olarak gösterdiğini, borçlu şirketin bu durumun aksini iddia ediyorsa ispatlaması gerektiğini, borçlu şirketin icra takibi öncesi ve sonrasında borcunun ödememekte ısrar ettiğini, davalı şirketin ——–tarihinde icra takibine itiraz ettiğini beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği takip konusu alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekil cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, huzurdaki davanın yasal düzenleme gereğince ispat yükünün ———– gözetilerek davacıda olduğunu, icra takibinde borcun sebebi sadece cari hesap gösterilmekle işbu cari hesap ektresine konu faturalara dayanılmadığını, davacı borçlu olmadığından fatura bedelinin ödendiğine dair makbuz belgesi ile ispat edebileceğini iddia etmekte ise de kendisinin davaya dayanak gösterilen cari hesap veya içeriğindeki mal/hizmet vermediğini, bu durumun aksini ispatlayacak davacı tarafça dosyaya herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmediğini, dava dilekçesinde herhangi bir delile dayanılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—– dosyası celp edilmiştir.
Davalı ve davacı şirket arasındaki ticari ilişkiyi gösterir ——- ait BA-BS formları ilgili vergi dairesinden celp edilmiştir.
Davacı ve davalı tarafa ait ——- yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için tarafların ticari defterlerinin ibrazına karar verilmiştir. Davacı taraf ticari defterlerini sunmuş, davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır. Ticari defterini ara karara rağmen sunmayan davalı taraf, davacının defter içeriğini HMK. m. 222/3 gereğince kabul etmiş sayılacaktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.——— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- —- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların —– yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, BA-BS formları ilgili vergi dairesinden celp edilmiştir. Davalı taraf ticari defterlerini —- tarihli celsede tesis edilen ara karara rağmen bilirkişi incelemesi için ibraz etmemiştir. —- tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize sunulmuştur. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; —– defterlerini sunduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının —- ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin T.T.K. hükümlerine göre zamanında yapıldığının görüldüğü, tacir olan davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin faturalar tanzim ettiği, faturaların defter ve belgelerde kayıtlı olduğu, davacının —- yılı ticari defterlerine göre davacının davalıdan —-alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin dosyada bulunmaması—- tarihli inceleme gününde davalı vekilinin duruşmaya katılmadığı ticari detfer & belge ibrazından kaçındığı hususları değerlendirildiğinde davacının davalıdan —- alacaklı olduğu —- belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, davacı tarafın ticari defter içeriği, dosyada yer alan faturalar sunulu ——– tarafından tanzim edilmiş bilirkişi raporu ve dosya içeriği kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacı tarafından davalıya sunulan hizmete ilişkin fatura örneklerinin dava dosyasına sunulduğu, bahsekonu faturaların davacı ticari defterlerinde yer aldığı, davalının tesis edilen ara karara, ihtarata ve tebligata rağmen ticari defterlerini Mahkememize sunmadığı, hâlböyleyken ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için Mahkememize sunmayan davalının davacı tarafın ticari defter içeriğini HMK. m. 222/3 uyarınca kabul etmiş sayıldığı, davacının ticari defterine göre davacının davalıdan —– alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının para alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —– üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup davacı vekili icra takibinde alacağa yasal faiz uygulanmasını talep ettiğinden, takibin yasal faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—– sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin 4.124,30-TL üzerinden yasal faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan 4.124,30-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 281,73-TL harçtan peşin alınan 49,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 231,91-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.ÜT. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 100,62-TL harç ve 761,20-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 861,82-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK. m. 341/2 uyarınca miktar itibariyle (dava değeri 4.124,30-TL olmakla) kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.09/03/2021