Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/557 E. 2021/716 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/557 Esas
KARAR NO: 2021/716
KARAR TARİHİ: 15/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı— tarihlerinde davalıya vermiş olduğu hizmet ve mal karşılığında bakiye —- alacağının kaldığını, ödemenin davacıya yapılmadığını, davalı ile yapılan görüşmelerde borcun ekonomik olumsuzluklar nedeniyle ödenemediğini ifade ettiğini ve bu sebeple olumlu sonuç alınmadığını, bu sebeple — tarihlerinde icra takibi başlatıldığını davalı icra takibine ve tüm ferlerine itiraz ettiğini, —– başvuruda bulunulmuş ise de davalı taraf mazeret bildirmeksizin katılmadığını, gelinen aşamada söz konusu itirazın iptaline karar verilmesi adına davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yapılan tüm harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacının başlattığı icra takibine ilişkin hiçbir borcunun bulunmadığını, davacı tarafa tüm borçlar işbu dava ve icra takibinden önce ödendiğini, işbu husus ticari defter incelemeleri neticesinde açık şekilde ortaya çıkacağını, davacının iddia ettiği bakiye kısım için davalı şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu zamana kadar davalı şirket ödemelerini eksiksiz olarak yaptığını, üzerine düşen yükümlülükleri
tam olarak yerine getirdiğini, bu nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması üzerine, davacı tarafından açılan haksız davanın reddine, reddedilen alacak tutarı üzerinden davacının davalı adına ayrı ayrı olmak üzere %20 den az olamamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—– dosyası celp edilmiştir.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1):—–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf gerçek kişi tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların —–bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —- tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, Davacı —- defteri ile yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı —- tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından — tahsili amacıyla — dosyası ile — takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda — sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının — yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi —- alacaklı olduğu, davacı tarafından— tarihinde her ne kadar —icra dosyasında davacı İcra Dosyasında Davacı — Tarihli Dava Açılış Tarihinde —- üzerinden açtığı görülmüştür. Davalı taraf incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğinden —davalı taraf ticari defter kayıtları üzerinden bir tespitin yapılamadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak
asıl alacak olarak —- tutarında Alacaklı olduğu kanaatine varıldığı görüşünü belirtmiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak, dava dilekçesi içeriği ve icra takip miktarı dikkate alınarak, davacının davalıdan —- alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—— dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 6.307,20 TL üzerinden yasal faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 6.307,20 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davanın itirazın iptali davası olması, icra takibinin 6.307,20 TL üzerinden başlatıldığı, itirazın iptali davasının icra takibine bağlı bir dava olması sebebiyle, davacının dava esas değerini daha yüksek miktar olarak 7.921,78 TL göstermesi hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde alınması gerekli 430,84-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 103,75-TL harçtan mahsubu ile bakiye 327,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 850,50-TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 103,75-TL harç toplamı 954,25-TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde——– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.15/10/2021