Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/521 E. 2021/391 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/521 Esas
KARAR NO: 2021/391
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı firmaya personel taşıma hizmeti verildiğini, yapılan işlere karşılık —- bedelli fatura; ——- bedelli fatura kesildiğini, ancak davalı firmanın, müvekkil tarafından kesilen fatura bedellerinin tamamını ödemediğini, davalı firma borcuna karşılık kısmi ödemede bulunduğunu, geri kalan — borcunu ödemediğini,——- esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı firma ödeme emrinin tebliği üzerine hiçbir gerekçe belirtmeden ve açıklama yapmadan haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, borçlu tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı sonucu —– takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı firmanın müvekkilin yapmış olduğu işin bedelini ödemediği hususu sabit olduğunu, davalı firma müvekkil tarafından kesilmiş olan faturaya da itiraz etmediğini, borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz etmesi alacaklı olan müvekkili hak kaybına uğrattığını, itirazın iptalini, takibin devam ettirilmesini, ayrıca haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden borçlunun da borcun %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda; davacı tarafın ——- ticaret erbabı olduğunun anlaşıldığı ve kayıtlarını işletme defteri usulüne göre tuttuğu ve bundan dolayı Ba-Bs formu açısından mükellef olmadığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalar beyan sınırını aşmadığını davalı tarafın Ba bildiriminin beyan edilmediği, davacının beyanına göre davacının davalıdan ——- alacaklı olduğunun bildirdiği görülmüştür.
DELİLLER
————sayılı icra dosyası
*Davacı şirket ticari defter kayıtları
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava —- sayılı dosyasında davalı aleyhine başlatılan icra takibine İİK 67 uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı davalı ile aralarında taşıma ilişkisinden kaynaklanan ticari ilişki olduğunu, davalıya taşıma hizmeti verildiğini ,cari hesap kayıtlarında —— davalıdan alacaklı olduklarını iddia etmiştir.
Davalı ise davaya süresi içinde cevap vermemiş davacının iddialarını inkar etmiş sayılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş ve yapılan incelemede davacı davasını —— yıllık dava açma süresinde açtığı anlaşılmaktadır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini inceleme gününde sunmaları için ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacının defterlerini sunduğu ancak verilen kesin süreye rağmen davalı defterlerini sunmamıştır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin vergi dairesi kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ( HMK ) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir ( HMK 222/1 ). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır ( HMK 222/2 ). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur ( HMK 222/4 ).Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir ( HMK 219/1 ). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir ( HMK 219/2 ).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir ( HMK 220/1 ). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir ( HMK 220/3 ).Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki ——— kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Eldeki davada davalı yanın kayıtlarını sunmadığı görülmüş olmakla ;Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle davalının itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ;
Davalının —- sayılı icra takibine yaptığı itirazın, —- asıl alacak, üzerinden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 216,86 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 172,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 877,40 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harç toplamı 921,80 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.174,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021