Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/517 E. 2021/503 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/517 Esas
KARAR NO: 2021/503
KARAR TARİHİ: 11/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirketten — tarihli —-sıra numaralı faturalar ile anlaşıldığını, nakliye hizmeti almış olduğunu, fatura bedellerini ödemediğini, bu sebeple ——- numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını fakat davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı ile icra takibinin durduğunu, itiraz sonrası davacı müvekkili şirket tarafından zorunlu arabuluculuk yoluna ————- Dosya No ile müracaat edildiğini, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda da anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin, müvekkili şirket ile ticari bir ilişki içerisine girdiğini ve nakliye hizmeti aldığını, bunun sonucunda mezkur faturaların tanzim edildiğini, usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davalı tarafından ödenmesi gereken faturalar ödemeyerek alacak miktarı net ve ihtilafsız olan takibe haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini, davalının davaya konu olan takibe haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ve müvekkilim mağduriyetini gidermek ve alacağını tahsil için iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile;———Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——- sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait — ticari defterleri üzerinde —–bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların—– yılına ait ticari defterleri üzerinde ——- bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —– tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının düzenlediği faturaların bilgisayar muhasebe programında kayıtlara girdiğini ancak yevmiye defterine yazdırılmadığını, kayıtlara göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan —— alacaklı olduğunu, davacı ile davalı arasında bir sözleşme olmadığını, alacakla ilgili ihtarnamenin keşide edilmesinin de söz konusu olmadığını, davacı vekilin mail ile bildirdiğini, —–muhasebe kayıtlarının bilgisayar muhasebe programında ve ticari defterlere kaydedilmediği ve ticari defterlerin henüz yazdırılmamış durumda görülmesi sebebi ile ticari defterlerin delil kabiliyetinin olmadığı, bu kayıtlara göre davacının davalıdan —–alacaklı olduğu, alınan ek rapor ile tarafların ba-bs formlarının uyumlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; tarafların ba-bs formlarının uyumlu olduğu, davalının ticari defterlerini süresinde sunmadığı gibi süresinde yerinde inceleme talebindede bulunmadığı, davacının kayıtlarının lehine delil olarak kabul edildiği, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan —– ana para olarak alacaklı olduğu, takip konusu faturalı alacağa ilişkin davacı tarafça davalı tarafı icra takibinden önce temerrüde düşürecek işlem yapılmadığı dolayısıyla takip öncesi faize hak kazanamayacağı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİNE,
2——- sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin —- asıl alacak üzerinden ticari faizi ile birlikte DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan—— üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 604,54-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,93-TL harçtan mahsubu ile bakiye 544,61-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.313,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 1267,19-TL ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,93 TL peşin harç giderinin toplamı 1.327,12-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenecek 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1273,95-TL’nin davalıdan, 46,05-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.11/06/2021