Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/513 E. 2021/764 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/513 Esas
KARAR NO: 2021/764
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ: 24/10/2019
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP VE DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkillerinin davalı şirkette — payı bulunduğunu, müvekkillerinin davalı şirketin —– tarihinde yapılan olağan —— katıldığını toplantıda belirli konularda bilgi alma hakkını kullandığını, butlanı yada iptali talep edilen gündem maddelerine ilişkin muhalefetini toplantı tutanağına işlettiğini, şirketin —— ilişkin kararların TTK ‘nun ilgili hükümlerine, —— ve dürüstlük kurallarına aykırı, batıl olduğunu ve iptalinin gerektiğini, davalı —- biri olduğunu, — şirket konumunda ve —- de bağlı şirket konumunda olduğunu, müvekkillerinin– oranındaki, paylarına sahip olduğu davalı şirketin— biri olup hakim şirket konumundaki —- şirketlerinin lehine olmak üzere zarara uğratılmakta olduğunu, özellikle grup şirketlerinden hammadde ve hizmet alımına dayalı olarak davalı şirketin malvarlığı—–doğrudan ya da diğer grup şirketleri vasıtasıyla dolaylı olarak aktarıldığını, hammadde alımıyla ilgili olarak stok artışı yoluyla kaynak aktarılmasının söz konusu olduğunu, örneğin doğrudan —- gerçekleştirilen alımların hakim şirket —- yapıldığını, böylece şirketin zarara uğratıldığını, şirketin borçlu hale getirildiğini, aktiflerinden likiditeden uzaklaştırıldığını ve alacakların riskli hale getirildiğini, şirketler hukukunun temel ilkelerinden birisinin de azınlığın çoğunluğa karşı korunması olduğunu, davalı şirketteki çoğunluk pay sahibinin azınlık paylarına sahip olan müvekkillerini yok saydığını, ortaklık ilişkisine saygı duymadığını, müvekkillerinin temel pay sahipliği haklarından mahrum ettiğini, keyfi uygulamalarla şirketin tek yararlanıcısıymış gibi hareket ettiğini, bu konularda çok sayıda bilgi talebinin şirkete yöneltildiğini ve tatmin edici cevap alınamadığını, hatta hakim şirketle olan ilişkilerde zarar eden tarafla olunduğu hususunun bizzat davalı şirket tarafından alman — raporuna da yansıdığını, bu çerçevede —- kapsamında gerekli denkleştirme işlemi yerine getirilmediği için — kapsamında davalı şirket yönetim kurulu üyelerine, —- üyelerine dava açma hakkını en kısa zamanda kullanılacağım, gündem maddeleri için ayrı ayrı butlan ve iptal gerekçelerinin,— kurulunun yıllık faaliyet raporu, karşılaştırmalı bilanço ve gelir tabloları —– hükümlerine uygun olarak hazırlanmadığını, faaliyet raporunun gerçeğe uygun olmadığını, faaliyet raporumda —- cevaplandırılmadığını, bu maddenin görüşülmesi sırasında, hakim şirket olan —– olan ticari ilişkinin şeffaf bir şekilde ortaya konulmasının, aradaki alım-satım ilişkisinin ayrıntılı olarak izah edilmesinin, transfer fîyatlamasına uyulup uyulmadığının, —- gibi işlemlerin bulunup bulunmadığının, bu tür işlemler varsa bunların — kapsamında denkleştirmeye konu edilip edilmediğinin, yönetim giderleri hesabının açıklanmasının istenildiğini, bilgilerin tatmin edici bir şekilde işbu tarihe kadar verilmediği gibi —- Raporunun da gönderilmediğini, Gündemin 3. Maddesi; şirketin fınansal tablolarının gerçeği yansıtmadığını, — uyarınca yıl sonu finansal tabloları —- uyularak düzenlenmesi gerektiğini, özellikle gündemin 2.madesi bakımından talep ettikleri bilgiler bakımından fınansal tabloların gerçeği yansıtmadığını, bu durumun gerçekleştirilecek bilirkişi incelemesi ile anlaşılacağını,—- diğer grup şirketleri ile olan ilişkilerin açıklanmadığını, Gündemin 4. Maddesi; Şirket yönetim kurulu tarafından kötü yönetildiğini, yönetimde gerekli Özenin gösterilmediğini, özellikle hakim şirket konumundaki —- olan ilişkilerde şirketin sürekli zarara uğratıldığını, ayrıca şirket bilançosunun gerçeği yansıtmadığını, gerçeği yansıtmayan bir bilançoya dayalı alman ibra kararının geçersiz olduğunu, Gündemin 5. Maddesi; gündemin kârın dağıtılmasına ilişkin maddesinde— yılında zararla kapattığından, kâr elde etmediğinden kâr dağıtımının yapılmamasına oyçokluğu ile karar verildiğini, TTK m. 507 ve 523/2 hükümleri uyarınca, aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekli olması ve şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülmesi gibi bir gerekçenin mevcut olmadığı durumlarda kâr payının dağıtılmasının zorunlu olduğunu, genel kurul toplantısında fınansal tabloların gerçek durumunu ortaya koymadığından haksız bir gerekçeyle kâr payının dağıtılmadığını, kâr payının dağıtılmaması yönünde karar alınması suretiyle pay sahibinin en temel mali hakkı olan kâr payı hakkının elinden alındığını, bir anonim şirkette pay sahibi olmanın en mühim sebebinin kâr payı beklentisi olduğunu, sürekli olarak kâr payı dağıtılmamasının, anonim şirketlerin kuruluş amacına aykırı olduğunu, bu durumun aynı zamanda şirketin feshi için haklı sebep oluşturduğunu, kâr payına ilişkin genel kurul kararınm butlanına veya iptaline karar verilmesi gerektiğini, Gündemin 6. Maddesi; gündem maddesinde —- ilaveten geri kalanı için — hakkının onaylanmasına karar verildiğini, TTK m. 394 hükmü uyarınca, yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas veya genel kurul kararıyla olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebileceğim, hükme göre huzur hakkı ödenebilmesi için huzur hakkının tutarının genel kurul kararıyla belirlenmiş olması gerektiğini, oysa alman kararda zaten— tarihinde ödenmiş — huzur hakkı olduğunun belirtilmiş olduğunu, açık bir şekilde m. 394 hükmüne aykırılık olduğunu belirterek davalı şirketin — tarihinde yapılan —— alınan kararların tamamının batıl olduğunun tespitine, butlanın tespiti taleplerinin kabul görmemesi halinde alman kararların tamamının iptaline, kararların ve özellikle huzur hakkının ödenmesi kararının icrasının TTK m. 449 uyarınca tedbiren durdurulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP:
Davalı vekili —– tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacıların müvekkili şirketi aleyhine düzenli olarak dava açarak şirketin işleyişini sekteye uğratmak amacında olduklarını, davacıların müvekkili şirkete karşı açmış oldukları hali hazırda derdest olan dört dava daha bulunduğunu, davacıların benzer gerekçelerle ve aynı iddialarla ikame etmiş oldukları davaların dilekçelerine bakıldığında, söz konusu davaların neden tek bir seferde değil de — farklı dosya halinde açılmış olduğunun hayli kafa karıştırıcı ve müvekkili şirketi yıldırma çabasıyla hareket edildiğinin oldukça aşikar olduğunu, davacı tarafların söz konusu tutumunun hukuk muhakemeleri kanununun—– düzenlenen—–prensibine de aykırılık teşkil ettiğini, Müvekkili şirket tarafından davacılar tarafından yöneltilen bilgi alma taleplerinin hiçbir şekilde kısıtlanmadığını, müvekkili şirketin, davacılara şirketin mali yapısıyla ilgili bilgi verme yükümlülüğünün —- tek tek sayılmış olan alanlar ile sınırlı olduğunu, bunun haricinde müvekkili şirketin pay sahiplerine bilgi verme yükümlülüğünün kanunen bulunmadığını, buna rağmen müvekkili şirkete davacıların sormuş oldukları — adet sorunun cevaplandınldığını ve işbu cevapları ve —- da iade taahhütlü mektupla davacılara gönderildiğini, — muhasebe standartlarına uygun tutulmadığı İddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacıların, şirketin finansal tablolarının —– uygun olarak düzenlenmediğini beyan ettiklerini, ancak davacı tarafların söz konusu beyanının yalnızca bir iddiadan ibaret olduğunu, müvekkilinin—– firmasından tam tasdik hizmeti aldığını, tüm finansal tabloların ve vergi beyanına esas teşkil eden mali hareketlerin bağımsız bir kuruluş tarafından denetlendiğini, davacıların hangi gerekçelerle söz konusu beyanlarda bulunduklarını açıklamaları ve iddialarını delillerle ispatlaması gerektiğini, —rapor tarihi, davacıların —– oldukları döneme denk geldiğini, denetimini, — ——- tarafından yapıldığını, söz konusu bağımsız denetim incelemesinin,—-yılını kapsadığı dönemde davacılardan—-olarak müvekkili şirkete —- tarihine kadar görev yaptıklarını, haksız şekilde dile getirilen olumsuz algı yaratmaya yönelik iddialardan birinin —– denetim raporunun —-davalı şirketin tedarik stratejisinin büyük ölçüde ana şirkete kaydırılmasından umulan faydanın görülmediği” hususunun zikredilmiş olmasından dolayı müvekkilinin finansal tabloların gerçeği yansıtmadığı yönünde olduğunu, söz konusu —- raporunda, müvekkili şirketin tedarik stratejisini büyük ölçüde ana şirkete kaydırılmasından umduğu faydanın görülememe sebeplerinin açık bir şekilde açıklandığını, beklenen faydanın görülmeme sebeplerinin —- raporunda da açıklandığı üzere— alımların birim fiyatlarının —- şirketin —– yükümlülüklerine uyum amacıyla kendi tedarik fiyatının üzerine eklediği —- ürün karmasındaki değişim olarak açıklandığını, beklenen faydanın elde edilememesinin sebeplerinin ticari hayatın doğasından kaynaklanan, her zaman ortaya çıkabilecek sebepler ve davacı tarafların iddia ettiği üzere finansal tablolarının gerçeği yansıtmaması veya şirket-bağlı şirket ilişkisine dayanmadığını,—- faaliyet yılı için hazırlanmış oları bir raporun, —– dayanak olarak kullanılmasına da anlam verilemediğini, Müvekkili şirketin bir başka bağımsız denetim yapılmasını sağlayarak oldukça şeffaf bir süreç izlemeye özen gösterildiğini, müvekkili şirketin davacıların bilgi taleplerini her defasında ciddiyetle cevapladığını, talep edilen denetim isteklerini yerine getirmeye devam ettiğini, yine davacıların — dışında bir denetim firmasından özel denetim talebi üzerine bu seferde uluslararası bilinirliğe sahip —- denetim daha yaptırıldığını, oldukça kısa ve birbirini takip eden dönemler içerisinde iki defa bağımsız denetim incelemesinden geçen müvekkili şirketin artı normal izah sınırlarını aşan davacıların tekrar bağımsız denetim incelemesi yönündeki yerıi taleplerini ise—— için ek bir denetimin gerçekleştirilmesine gerek bulunmadığı açıklaması ile kabul edilmediğini bildirdiğini, davacıların müvekkili şirketin bilançosunun da kanuna aykırı olarak tutulduğunu iddia ettiklerini ancak şirketlerde “bilançosunun tutulması” söz konusu olmadığını, bilanço şirket muhasebe kayıtlarına göre çıkarıldığını, bu sebepten ötürü şirket bilançosunun kanuna aykırı olarak çıkarılmasının imkanının bulunmadığını, Müvekkili şirketin butlanı iptali haksızca talep edilen genel kurulu, kanunen aranan tüm belge ve evrakları eksiksiz şekilde bulundurarak usulüne uygun şekilde gerçekleştirdiğini, söz konusu genel kurul toplantısında, kanun ve yönetmelik gereğince bulundurulması zorunlu olan tüm belge ve kayıtların hazır edildiğini, gerek önceki yıllarda yapılan bağımsız denetimlerde gerekse hazırlanan faaliyet raporu ve bağlı ortak raporlarının sonuç kısmında, müvekkili şirket malvarlığının hakim ortağa grup şirketleri yararına hukuki işlem yapılmadığı hakim ortak veya ona bağlı şirketle ile yapılan her türlü işlemin transfer fıyatlandırınası hükümlerinin göz önüne alınarak gerçekleştirildiğini, —– yılında hakim ortak veya ona bağlı bir şirket yararına alınan veya alınmasından kaçınılan herhangi bir önlem bulunmadığının belirtildiğini, dava dilekçesinde haksız ve mesnetsiz olarak denkleştirme yapılmadığı yönündeki ithamların, gerçeği yansıtmadığını, ortada denkleştirme yapılmasını gerektiren bir durumun mevcut olmadığım ,Kar payının dağıtılmamasının nedeninin şirketin zararda oluşu olduğunu, müvekkili şirketin — yılı öncesi zarar etmekte olan bir şirket olduğunu ancak — yılını kar ile kapattığını, bu sebeple ortaklara — payı dağıttığını, ancak —– yılında tekrardan zarar olduğu için şirketin kar dağıtımı yapmadığını, müvekkili şirketin ödemekle mükellef olduğu kredilerin mevcut olduğunu ve ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve döviz kurundaki dalgalanmalar sebebiyle de şirketin hedeflediği kâra ulaşamadığını, zarar ettiğini, dava dilekçesinde huzur hakkının yasal düzenlemelere aykırı olarak Ödendiği yönünde mesnetsiz bir ithamda bulunulduğunu, TTK m.394yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı ücret, ikramiye, primi ve yıllık kardan pay ödenebileceğini belirterek haksız ve mesnetsiz iddiaların ve taleplerin ileri sürüldüğü işbu davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından, deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava;—— alınan kararların tamamının butlanla batıl olduğunun tespiti , talebin kabul görmemesi halinde iptaline karar verilmesi, kâra ilişkin gündem maddesinin iptali, kararların yürütülmesinin durdurulması istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından taraf delilleri toplandıktan dosya, ticaret hukuku uzmanı —- oluşan heyetten asıl ve ek raporlar alınmıştır.
—-günlü bilirkişi raporunda özetle; —- tarihinde yapılan —– ilgili olarak açıklanması gereken hususların dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuş olduğu, davalı vekili tarafından —- dilekçesi ekinde davacıların sorularının cevaplandırıldığı, bu sebeple davacıların iptal talebinin yerinde olmadığı, —- bakımından, davacılar tarafından ileri sürülen hususların somutlaştırılmaması, sadece soyut yolsuzluk iddiası olarak ileri sürülmesi sebebiyle bu konuda inceleme yapılarak iddiaların doğruluğu tespit edilemediği, dava konusu genel kurulda usulüne uygun şekilde alınan ibra kararının iptalini ve yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektirecek hususların bulunmaması sebebiyle, alınan ibra kararının hukuka uygun olduğu ve iptali şartlarının oluşmadığı, — bakımından, davalı şirketin net satışlara göre ——öncesinde ve sonrasında büyük miktarlarda zarar ettiği dikkate alındığında, değişken ekonomik şartlara karşı mali yapısını güçlü tutma isteğinin ekonomik şartlara uygun olduğu, bu sebeple alınan kar dağıtmama kararının hukuka uygun olduğu, —- kapsamında alınan karar ile yönetim kurulu üyesine daha Önce yapılmış ödeme ve sonraki döneme ilişkin yapılacak ödemeler tespit edildiği, bu çerçevede daha önce yapılan ödemeler avans ödemesi olarak kabul edilebileceği, bu sebeple karar öncesi yapılan ödemelerin de genel kurulun yetkisi dışında yapılmadığı ve bu sebeple—- aykırılık oluşturmadığı,—- ettiği dikkate alındığında yıllık — gibi bir ücretin şirketin mali imkanlarının üstünde olduğu, bu sebeple dürüstlük kuralına aykırı şekilde alınan bu kararın iptali yönünde karar verilebileceği, — bakımından, red kararının iptal edilerek özel denetçi atanmasının —- öngörülen şartlar çerçevesinde ileri sürülmesi gerektiği, işbu dava kapsamında bu yönde bir talep bulunmaması sebebiyle bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı rapor edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen — tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
a)Gündemin —-Maddeleri Bakımından:
-Davalı şirketin — tarihinde yapılan —-olarak açıklanması gereken hususların dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuş olduğu,
-Davalı vekili tarafından —- tarihli dilekçesi ekinde davacıların sorularının cevaplandırıldığı,
Bu nedenle davacıların mtal talebinin verinde olmadığı,
b)Gündemin —– Maddesi Bakımından;
-Davacılar tarafından ileri sürülen hususların scmutlaştırılmaması, sadece soyut yolsuzluk iddiası olarak ileri sürülmesi sebebiyle bu konuda inceleme yapılarak iddiaların doğruluğu tespit edilemediği,
-Dava konusu genel kurulda usulüne uygun şekilde alman ibra kararının iptalini ve yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektirecek hususların bulunmadığı,
-Pay sahibi —- şirketinin temsilcilerinin ilgili dönemde yönetim kurulu üyesi oldukları dikkate alındığında, davalı şirketin—- tarihinde yapılan — kapsamında alman ibra kararının —- uyarınca iptali yönünde karar verilebileceği,
Bu nedenle atman ibra kararının iptali vönünde karar verilebileceği,
c) —- Bakımından;
-Davalı şirketin net satışlara göre — zarar ettiği ve kına istinaden de —yılında kâr dağıtımı yapmadığı,
-Davalı şirketin —- ve sonrasında büyük miktarlarda zarar ettiği dikkate alınacak olduğunda, değişken ekonomik şartlara karşın mali yapışım güçlü tutma isteğinin ekonomik şartlara uygun olduğu,
-Bu nedenle alınan kâr dağıtmama kararının hukuka uygun olduğu,
d)—– Maddesi Bakımından;
-Bu kapsamında alman karar ile —- daha önce yapılmış ödeme ve sonraki döneme İlişkin yapılacak ödemelerin tespit edildiği,
-Bu çerçevede daha önce yapılan ödemelerin avans ödemesi olarak kabul edilebileceği, bu sebeple karar öncesi yapılan Ödemelerin de genel kurulun yetkisi dışında yapılmadığı ve bu sebeple TTK m.3 94 hükmüne aykırılık oluşturmadığı,
— kâr ettiği dikkate alındığında yıllık —- gibi bir ücretin şirketin mali imkânlarının üstünde olduğu,
-Bu nedenle dürüstlük kuralına aykırı şekilde alınan bu kararın iptali yönünde karar verilebilecek
e)— Maddesi bakımmdan;
-Ret kararının İptal edilerek özel denetçi atanmasının TTK m.439 öngörülen şartlar çerçevesinde ileri sürülmesi gerektiği,
– İşbu dava kapsamında dava kapsamında bu yönde bir talep bulunmaması sebebiyle bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede sonucunda;
Mahkememizce açılan işbu dava,—- yılına ait davalı şirketin —- tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti, mümkün değil ise iptali istemine ilişkin olup, alınan rapor ve dosya kapsamındaki delillerin birlikte değerlendirilmesinden;
Mahkememizde dava konusu anonim şirket genel kurul kararlarının butlanı ve mümkün olmadığında iptali talep edilmiş olup, genel kurul kararlarının iptali 6102 sayılı TTK’nın 445 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
“MADDE 445- (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.”
Şeklinde genel kurul kararlarının iptaline ilişkin genel düzenlemeyi içermekte olup davalı —- kayıtları ve dava dilekçesine göre —- olup mahkememiz yetki alanında kaldığı, dava konusu—- günlü genel kurulda alınan kararları batıl olduğunun tespiti ve iptali taleplerinin —- süre içerisinde açıldığı tartışmasızdır.
Genel kurul kararlarına karşı ;
” İptal davası açabilecek kişiler
MADDE 446- (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa —– üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.”
Şeklinde düzenleme gereğince, iptal davası açabilecek şahısların davacılar davalı şirketin —– katılmış, genel kurulda bilgi alma hakkını kullanmış ve bilirkişiler tarafından yapılan incelemede alınan ek ve kök raporda davacıların gündem maddelerine karşı olumsuz oy kullandıkları ve muhalefetlerini tutanağa işlettikleri anlaşılmakla genel kurul kararlarının butlanın tespiti ve “kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle” iptalini talep etme hak ve yetkilerinin bulunduğu tartışmasızdır.
Mahkememizce, davacının öncelikli talebinin butlan olması sebebiyle, butlan olması nedeniyle kararların hükümsüz olmasının tespiti yönünden yapılan incelemede;
6102 sayılı TTK’da, genel kurul kararlarının butlanı,
“MADDE 447- (1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,
kararları batıldır.”
Şeklinde yasada düzenlenmiş olduğu görülmektedir.
Mahkememizce taraf delillerinin değerlendirilmesi ve alınan bilirkişi raporunda dava konusu —- tarihinde yapılan—- yılına ait genel kurulunun gündeminin görüşülmesi ve kararlarının alınmasında yasanın aradığı butlanla batıl olma koşulları gerçekleşmediği tespit edilmiş olup mahkememizce alınan bilirkişi raporununu dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olduğu benimsenmiştir.
Davacıların iptal talepleri yönünden yapılan değerlendirmede;
— Maddesinde , dava konusu genel kurulda usulüne uygun olarak alınan ibra kararının iptali ve yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektirecek bir hususun tespit edilemediği, pay sahibi — temsilcilerinin ilgili dönemde yönetim kurulu üyeleri oldukları dikkate alındıklarında, davalı şirketin — tarihinde yapılan —- gereğince şirket yönetim kurulu üyesi olan şahısların , yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacakları düzenlenmiş olup —– göre ağırlıklı kabul edilen görüş göz önünde bulundurularak TTK 636/2 maddesine aykırı olarak “yönetim kurulu üyesi kendisi veya diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra oylamasında oy kullanması halinde, alınan karar iptal edilebilir nitelik taşımaktadır.” Yargıtayın bu yönde pek çok kararı bulunmakta olup TTK 446/1-b ‘nin açık hükmü bu sonucu doğrulamaktadır.
Bu nedenle pay sahibi —- şirketinin temsilcilerinin ilgili dönemde yönetim kurulu üyeleri oldukları dikkate alındıklarında davalı şirketin –tarihinde yapılan —– maddeleri gereğince iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca gündemin 6. Maddesi yönünden , yapılan değerlendirmede alınan karar ile “yönetim kurulu üyesine daha önce yapılmış ödeme ve sonraki döneme ilişkin yapılacak ödemelerin tespit edildiği, bu çerçevede daha önce yapılan ödemelerin avans ödemesi olarak kabul edilebileceği, bu sebeple karar öncesi yapılan ödemelerin de genel kurulun yetkisi dışında yapılmadığı ve TTK’nın 394 maddesine aykırılık oluşturmadığı anlaşılmakta ise de, — kar ettiği dikkate alındığında yıllık —— gibi bir ücretin dağıtılmasının , şirketin mali imkanlarının üstünde olduğu , bu kararın da dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edecek şekilde alındığı bilirkişi kurulunca rapor edilmiş olup, mahkememizce de rapordaki tespitlere itibar edilerek işbu kararın da dürüstlük kuralına aykırı olması sebebiyle iptali gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce sonuç olarak dava konusu davalı şirketin — yılına ait —tarihli olağan genel kurulundaki kararların mutlak butlanla malul olmadığı, —- yukarıda açıklanan gerekçelerle iptalinin gerektiği, diğer maddeler yönünden ise kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı bir durumun varlığı ispat edilemediğinden gündemin —– Maddeleri dışındaki iptal taleplerinin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından açılan dava konusu—- tarihli ve —— ait davalı şirket olağan genel kurulunda alınan kararların öncelikle butlanla batıl olduğunun tespiti, mümkün değil ise iptaline ilişkin davanın, genel kurul kararlarının iptali istemi yönünden KISMEN KABULÜ ile;
a- Genel kurulun —- Maddesinde görüşülen yönetim kurulunun ibrasına ilişkin kararın,
b-Gündemin 6. Maddesinde görüşülüp kabul edilen — davalı şirketin — kar ettiği, mahkememizce dikkate alındığında, ———– ilişkin genel kurul kararının şirketin gelir durumu ve ortaklık yapısı dikkate alındığında ödemenin yapıldığı tarih itibariyle şirket ekonomik yapısını zorlayacağı mahkememizce benimsenmekle, iyi niyet kurallarına uygun düşmeyen işbu kararın ,
TTK 436/2, 445 ve 446 maddeleri gereğince İPTALİNE,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Karar ve ilâm harcı olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 95,20-TL harçlar toplamı;9.000,00-TL bilirkişi ücreti, 426,75-TL posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 9.426,75-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; taktiren 1/2’si 4.760,97-TL’sinin davalı —– tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
7-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. Uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile DAVALIYA ÖDENMESİNE,
8-Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde ———- dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2021