Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/502 E. 2020/498 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/502 Esas
KARAR NO: 2020/498
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı ile davalı arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkili olan davacı şirketçe davalıdan satın alınan paket tur sözleşmesinin satıldığı dava dışı —– tarafından sağlık sorunları nedeniyle mücbir sebeplere dayalı olarak tur sözleşmesinin iptal edildiğini, dava dışı —– bedel iadesi talepli olarak ——tutarındaki bedel iadesinin kabul edildiğini, ilgili karar gereği dava dışı tüketiciye ödenen ——— olan davalı şirkete tüketici —- yansıtma bedeli olarak fatura edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmaması nedeni ile davalı aleyhine ————- sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu ileri sürmüş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 3.kişiye sattığı paket turdan elde ettiği kârın kendisine ait olduğu gibi elinde kalan veya iptal edilen peket turlardan kaynaklı zararında da yine kendisine ait olduğunu, müvekkili olan davalı şirketin üzerine düşen edimini, gerek davacıya gerekse davacının turu sattığı 3. kişiye karşı eksiksiz yerine getirdiğini, ——- başvurulduğunun taraflarına bildirilmediğini ve dava dışı üçüncü kişiye haksız bir ücret ödendiğini savunmuş, haksız ve hukuki mesnetten uzak davanın reddine, yargılama giderleri, masraf, ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
—– sayılı dosyası —– sistemi üzerinden celp edilmiştir.
——–karar tarihli İlçe —–bir örneği celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —– formları celp edilmiştir. Dava konusu fatura tutarı BA-BS formları için beyan sınırının altında kaldığından davalı faturayı vergi dairesine beyan etmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —– tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri yargılamaya esas alınacaktır.
Mahkememizce tarafların —– yıllarına ait ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde sunulan SMMM — tanzim ettiği bilirkişi raporunda özetle; ”…davalının, davacının düzenlediği —-numaralı faturayı —– yılı kayıtlarına almadığı, davalının düzenlediği —-numaralı açıklamasında —–utarındaki faturanın geçersiz kabul görüldüğü takdirde davalı kayıtlarına göre davacının davalıya borcu bulunmadığı, —- kararı doğrultusunda davacı tarafça düzenlenen —- tutarındaki faturanın yerinde olduğu ve böylece davacının alacaklı olduğu kabul gördüğü takdirde davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —-dava tarihi itibari ile—— alacaklı olacağı.. belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defterlerinin incelenerek rapor tanzim edilmesi amacı ile —- Asliye Ticaret Mahkemesine istinabe yazılmış ve istinabe Mahkemesi olan —-SMMM —-arafından tanzim edilip sunulan bilirkişi raporunda özetle; ”… Davacının dava dışı — tur paketi sattığı, —- dava dışı kişiye iade ettiği, iade edilen tutarı davalıya yansıtma faturası düzenleyerek davalıdan — alacaklı olduğu ve alacağın ticari defterlerinde kayıtlı olarak yer aldığı, davacının —ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulne uygun olduğu, birbirini doğruladığı, HMK m.222/2 maddesine göre —– ticari defter ve kayıtlarının davacı lehine davalarda delil vasfı taşıdığı, davacının davalıyı ihtarname ile temerrüde düşürdüğü ancak ihtarnamenin dosya kapsamında bulunmadığı..” belirtilmiştir.
Taraflar tacir olup ticari defter içerikleri yargılama esas alınacaktır. Davacının ticari defter içeriğine göre davacı alacaklıdır. Davalı, tarafına gönderilen dava konusu faturayı iade ederek ticari defterlerine kaydetmemiştir. Dava konusu faturaya karşılık iade faturasını davalı göndermiştir. Davalının ticari defter içeriğine göre davalı, davacıya borçlu değildir. Bu durumda tarafların alacaklı-borçlu olup olmadıkları ticari defter içerikleri farklı kayıtlar içerdiğinden, genel ispat kuralı çerçevesinde değerlendirilecektir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında turizm sektöründen kaynaklı ticari bir ilişki olduğu, davalının paket turları düzenlendiği, davalının paket turların organizasyonunu üstlendiği, davacı şirketin davalı şirketin organize ettiği paket turu satın aldığı, satın alınan paket turun dava dışı tüketicilere davacı tarafından satıldığı, dava dışı tüketici —-davalıdan satın alınan paket turun satıldığı, paket tur satış sözleşmesinin dava dışı tüketici ile davacı ——arasında yapıldığı, işbu sözleşmede davalı şirketin taraf sıfatı olmadığı, davalı şirketin paket turunu iptal ettiren tüketiciler yönünden sorumlu olduğuna dair sözleşme hükmünün bulunmadığı, eş deyişle paket turunu iptal ettiren dava dışı tüketicilere ödenen bedel yönünden davalı şirketin davacı şirkete karşı sorumlu olacağının ispata muhtaç olduğu ve bu ispatın davacı şirket tarafından dosya kapsamına göre yapılamadığı, davalı şirketin tüketicilerle yapılan paket tur satım sözleşmesinin tarafı olmadığı, davalı şirketin tüketici tarafından iptal edilen paket turdan davacı şirkete karşı sorumlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı —- dava dışı tüketici —– arasında paket tur satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 16 maddeden müteşekkil olduğu, sözleşmenin —– ilişkin düzenlendiği, turu satın alan tüketicinin tur başlamadan önce sağlık sorunu yaşadığı, anılan sağlık sorununa ilişkin tüketici tarafından ———- başvurulduğu, birkısım tetkikler yapıldığı, aynı gün —-dava dışı—tarafından —— müracaat edildiği, tüketiciye konsültasyon yapıldığı ilgili evraklardan anlaşılmaktadır. ——- kapsamında tüketicinin beklenmeyen bir hal sebebiyle (sağlık sorunu) paket tur sözleşmesini feshedebileceği, bu yönden tüketicinin haklı fesih nedeniyle ödenen bedelin iadesini talep edebileceği anlaşılmaktadır. —– iade edilen paket tur sözleşme bedelinin ise davalı şirketten talep edilebileceğinin hukukî dayanağı yoktur. Yukarıda belirtildiği üzere, sözleşme davacı ile dava dışı tüketici arasında akdedilmiştir. Hâlböyleyken; davacı şirketin, davalı şirketten talep edebileceği fatura bedeli —– olmadığı gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Karar ve ilam harcı olan olan 54,40-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 2.248,96-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça ödenen 6,40-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının HMK. m. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, HMK. m. 341/2 uyarınca miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.01/12/2020