Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/500 E. 2021/253 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/500 Esas
KARAR NO : 2021/253
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz Zenginleşme Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacının ————- işlettiğini, müvekkili olan davacının eşinin yetkilisi olduğu acenteyi işlettiği dönem verdiği hizmet karşılığında —- aylık hakedişlerin ödendiğini fakat —- aylarca hakediş ödemesi yapmadığını, bu alacak nedeni ile —- tarafından —- değerinde çek ve—– değerinde bono senedi verildiğini, müvekkili olan davacının bahse konu çek ve bono senedini kendi adına ciroladığını ancak çek ve senet karşılıklarının ödenmediğini, —- bedelli çek aslının tahsili amacı ile —— tarihli — değerindeki bono senedinin tahsili için ise ———- dosyalarında icra takibine başlandığını, takiplerin kesinleştiğini, yapılan icra takiplerinin şirketin hiçbir mal varlığı olmaması nedeniyle sonuçsuz kaldığını, arabuluculuk safhasında ise davalı şirketin sorumluluğu yüklenmemesi nedeni ile arabuluculuk kurumundan sonuç alınamadığını, —–altında olduğunu, davalı —-üzerindeki hakimiyetini kötüye kullandığını, şirketin ve dolayısıyla alacaklıların zararına yol açtığını ileri sürmüş, müvekkili olan davacının —– karşılığı alacağını tahsil edememiş olması nedeniyle davalı —-zararı tazmin yükümlülüğü bulunduğunu dermeyan etmiş, zararın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usûle ilişkin itirazları olduğunu, davacının iddialarını dava dilekçesi ekinde göstermiş olduğu belgeler ile ispatlamak zorunda olduğunu, davacı ile müvekkili olan davalı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığını, davacı ile müvekkili olan davalı şirket arasında herhangi bir hizmet görme ilişkisi bulunmadığından müvekkili olan davalı şirketin davalı sıfatını haiz olmadığını, davacı şirketin müvekkili olan davalı şirketten hiçbir alacağının bulunmadığını, huzurda ikame edilen davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili olan şirket ile —— iştirak ilişkisinin sözkonusu olmadığını, davacı şirketin taraflar arasında ortaklık ilişkisi olduğuna ilişkin iddialarının soyut nitelikte olduğunu, müvekkili olan şirketin dava dışı —– herhangi bir maddi menfaat sağlamadığının ve taraflar arasındaki varsayımsal ilişkiden de somut bir kâr elde etmediğinin açık olduğunu, hakimiyet ilişkisi olduğunun davacı tarafça somutlaştırılmadığını, davacının bu yöndeki taleplerinin hukuken hiçbir geçerliliği bulunmadığını savunmuş, öncelikle davacının müvekkili olan davalı şirket ile bir çalışması olmadığı göz önünde bulundurularak davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usûlden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bir adet çek ve bir adet bono senedine — istinaden sebepsiz zenginleşme iddiasıyla ileri sürülen alacak talebine ilişkindir. Eş deyişle dava, — bedelli çek ve — değerindeki bono senet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talebine ilişkindir.
——— sistemi üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
———– sistemi üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
—— sayılı dosyaları —– sistemi üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
—— dosyasına sunulan bilirkişi raporunun bir örneği —– sistemi üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
——— yapılarak dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu edilen — bedelli çek aslı—- dosyasından, —- değerindeki bono senedi aslı ——— dosyasından fiziki olarak celp edilerek Mahkememizce duruşmada incelenmiştir.
Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ve Mahkememizce de bir örneği Mahkemesinden — üzerinden getirtilen ——– dosyası kapsamında bilirkişi —–Mahkemesinin anılan dosyasına sunulan — tarihli bilirkişi raporunda özetle;——— olduğu, bu tarih itibariyle iki şirket arasında hukuki ve fiili bağ mevcut olduğu, ——- binasında yapıldığı, davalı —- elemanlarının —- hizmet verdiği,—- yönetim kurulu üyelerinin istifalar nedeniyle çok sık değişmesi, —tarihinde —– payını devretmesi nedeniyle bu tarihte ortaklık ilişkisinin sona erdiği ancak bu tarihten sonra yukarıda açıklanan gelişmelerin—–olduğunu gösterdiği, her iki şirketin muvazaa yoluyla sorumluluktan kurtulma çabaları içinde bulundukları, —-yapısındaki değişiklikler, yönetim kurulu üyelerinin sık değişikliği, aynı kişilerin değişik zamanlarda aynı gruptaki değişik şirkette görev almaları, ——– yılından itibaren —– ortaklık yapısının ve yönetiminin değiştirilerek muvazaalı işlemler suretiyle iki şirketin bağının kopartılmaya çalışıldığı …” belirtilmiştir.
———kararında incelenen ilk derece Mahkemesi dosyasında davalıların——olduğu, anılan——- —- tarihli kararında —–hakkının kötüye kullanılması, Kanuna karşı hile, işçiye zarar verme —– ve namı müstear yaklaşımı nedeni ile dolaylı temsil söz konusudur. Bu durumların söz konusu olduğu halde tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenler sorumlu tutulmaktadır. —— adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılır.
Somut uyuşmazlıkta; dosya içeriği, tanık anlatımları, sunulan —– dikkate alındığında, davalı —- unvanının —— göre davalı şirketlerin yetkililerinin aynı olduğu, duruşmada dinlenen davacı tanık beyanlarının ifadelerinde davacının —- bünyesinde çalıştığını ifade ettikleri, davalı tanığı ——– olarak —-bünyesinde olduğunu ifade ettiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalılar arasında organik bağ olduğu, işçi alacaklarından birlikte sorumlu oldukları tespit edilmekle…” ifadelerine yer verilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler,——– tarihli karar örneği, ——-sayılı dosyası kapsamında bilirkişi —— bilirkişi raporu tarafların iddia ve savunmaları ile —- dahilinde kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davalı——dava dışı ——— alacaklı olan kişilerin zarara uğramaması ve alacaklıların alacağını tahsil edebilmesi için tüzel kişilik perdesinin aralanması gerektiği, aralarında organik bağ bulunan davalı———- davaya konu çek ve bono senedinin keşidecisi olan dava dışı ———huzurdaki davanın davacısının hamili olduğu çek ve bono borcundan birlikte sorumlu oldukları, davacının alacağını tüzel kişilik perdesinin aralanması neticesinde hem davalı ——hem de dava dışı———-talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Huzurdaki dava, kambiyo senedinden kaynaklı sebepsiz zenginleşme hukukî sebebine dayanmaktadır. Davaya konu—- bedelli, — keşide tarihli tacir çekinin keşidecisi —–
Yine davaya konu —–nolu bono senedinin keşidecisi ——–
Eldeki davanın açıldığı tarih —– Sebepsiz zenginleşme davalarında; çek yönünden çekin keşide tarihinden itibaren —- olmak üzere zamanaşımı süresi —
Bono senedi yönünden de zamanaşımı —yıl olmak üzere zamanaşımı süresi —- yıldır. Sebepsiz zenginleşme davasına konu çek ve bononun zamanaşımına uğramadan eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı şirket ile dava dışı şirket arasında yukarıda açıklandığı üzere hukuki —- mevcudiyeti dikkate alınarak husumet sorunu çözülmüş, davalı tarafın husumet itirazı reddedilmiş, davanın da zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Sebepsiz zenginleşme davası Türk Ticaret Kanunu madde 732 uyarınca keşideciye karşı açılabilir. Huzurdaki sebepsiz zenginleşme davası da keşideciye karşı açılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu madde 732″ (1) zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.
(2) Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir.
(3) Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez.
(4) Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.”
Türk Ticaret Kanunu madde 818/1-m uyarınca; poliçeye ait sebepsiz zenginleşmeden doğan haklara dair 732. madde, çekler hakkında da uygulanır.
Davaya konu çek için, TTK. madde 732 kapsamında davacı hamilin sebepsiz zenginleşme davası açma hakkı olduğunun kabulü gerekir. Davaya konu bono senedi yönünden de bono senedinin davacının zilyetliğinde olduğu, davacının bono bedelini tahsil edemediği, davalının bono bedeli yönünden zenginleştiği, aksinin davalı tarafça ispat edilemediği, bono bedelinin ödendiğinin davalı tarafça kanıtlanamadığı, bu açıdan değerlendirildiğinde; sebepsiz zenginleşme davasına konu çek ve bono senedi bedellerini keşideci ile aralarında hukukî (organik) bağ bulunan davalı şirketten davacının talep hakkı bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf, dava konusu çekin ve bono senedi bedelinin davacı hamile ödendiğini savunmamış ve davacıya ödendiğini de ispatlayamamıştır. Eş deyişle davalı sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlayamamıştır. Hâlböyleken; davalı tarafça çek ve bono senedi bedellerinin davacı hamile ödenmediği, davacının senet bedellerini elde edemediği ve bu sebeple davalının sebepsiz zenginleştiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dava konusu çek yönünden kısmî ödemenin yapıldığı çekin arka yüzünden anlaşıldığından işbu —- çek bedelinden mahsubu ile — çek bedeli ile—- bono bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı taraf bir —- tacir sıfatını haizdir, çek ve bono da TTK.’da düzenlendiğinden alacağa, tarafların arabuluculuğa başvuru tarihi olan —- itibaren ticari faiz uygulanmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)—- ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvuru tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-)Karar ve ilâm harcı olan 12.617,50-TL harçtan peşin alınan 3.176,42-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.441,12-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-A)Davanın kabul edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 1.310,85-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-B)Davanın reddedilen edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 9,15‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 21.379,70-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-)Davanın reddedilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 1.290-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 3.227,22-TL harç ve 70-TL posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 3.297,22-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; toplam 3.274,36-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2021