Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/499 E. 2022/800 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/499 Esas
KARAR NO: 2022/800
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile —- temsilcisi olduğu şirketlerin, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle iki adet müşterek hesap açtırdığını, bu hesaplardan birinin—–davalı banka nezdinde yüksek meblağlı işlemler için açılan hesap, diğerinin ise —- nezdinde açılan ——- hesap olduğunu, bu hesabın günlük olağan ve düşük meblağlı işlemler için açıldığını, günlük küçük ödemelerin yapılabilmesi amacıyla —– hesabında internet bankacılığının tercih edildiğini ve hesabın internet bankacılığı yetkisi ile ——–verildiğini, müvekkilinin talimatı olmaksızın yüksek meblağların önce müşterek —– aktarıldığını, bilahare buradan internet şifresi aracılığıyla ——– şahsi hesaplarına intikal ettirildiğini, yani —- tarafından güven ve yetkinin kötüye kullanıldığını, hatta davalı bankanın da özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek bu duruma izin verdiğini, bu durumun fark edilmesi üzerine, müvekkilinin davalıya —– tarihinde ihtarname keşide ederek müvekkilinin talimatı olmadan havale ve——-ortaklık hesabına iadesini talep ettiğini, davalının ise yine görevini yerine getirmekten kaçınarak bu iadeyi gerçekleştirmediğini,——-ödeme işleminin müşterinin talimatının/onayının bulunmaması nedeni ile yetkilendirilmeksizin gerçekleştiğinin ispatı durumunda banka, ödeme işlemine ilişkin tutarı derhal müşteriye iade eder” ifadesinin yer aldığını, Müşteri İşlemleri —— imza yetkisi olup yetkinin münferit ya da müşterek olduğu belirtilmemişse banka her bir imza yetkilisinin münferit yetkiye sahip olduğunu kabul edebilir” ifadesinin yer aldığını, ancak somut olayda bankaya verilen talimatta, hesap sahiplerinin ancak müşterek imza ile tasarrufta bulunabileceğinin belirtildiğini, dolayısıyla davalı bankanın, talimata ve özellikle bankacılık usul ve mevzuatına aykırı davranarak müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğinin sabit olduğunu, bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren bankaların objektif özen yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğunu, nitekim Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da müşterek banka hesaplarının niteliğine uygun olmayan ödemeler sebebiyle bankanın sorumlu bulunduğu yönünde olduğunu,—– da anlaşılacağı gibi, müşterek hesap bir tasarruf kaydını içermiyorsa hesap sahiplerinin eşit oranda pay sahibi olduklarının kabulünün gerektiğini, davalı bankanın tedbirsiz, dikkatsiz, ihmalkar davranarak dava konusu bu işlemlerin hukuka aykırı ve kolayca gerçekleştirilmesini sağladığını, kontrol ve denetim yükümünü yerine getirmediğini, yasadan kaynaklanan özen borcunu ihlal ettiğini, dolayısıyla davalı bankanın müvekkilinin payı oranında (1/2) sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen ve usulüne uygun olmayan işlemler gerçekleştirildiği iddia olunan hesabın —– ait bir hesap olduğunu, davacının kendisine ait bir hesap olmadığını, adi ortaklığa ait dava konusu hesapla ilgili olarak —— hukuki niteliği ve mülkiyet rejimi gereği (elbirliği ile mülkiyet) davacının tek başına dava açmasının hukuken mümkün olmadığını, ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmelerinin zorunlu bulunduğunu, bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığının olduğunu, hesaptan gerçekleşen işlemlerin tamamının hesap sahibinin yazılı talimatlarının müvekkili bankaya ulaşması suretiyle gerçekleştirildiğini, her şeyden önce müvekkili banka nezdindeki hesaptan yapılan havalelerin neredeyse tamamının hesap sahibi olan adi ortaklığın hesabına ödendiğini, hesaptaki işlemlerin tamamının, hesap sahibi ile imzalanmış olan müşteri işlemleri sözleşmesindeki açık kabullerine, yine oluşturmuş oldukları teamül, hesabın işleyişine ve bankacılık uygulamalarına uygun olarak yapıldığını, dava konusu edilen işlemlerin tamamının usulüne uygun olduğunu, kabul anlamında olmamak üzere işlemler gerçekten sadece hesap sahibinin ortağı—– gerçekleştirilmiş olsaydı dahi davanın reddedilmesinin gerektiğinin açık olduğunu, davacının iş ortağı olan —- olduğu —- yetkilisi olduğu dava dışı —- müvekkili bankanın ——- personelleri hakkında,—– numaralı dosyası ile bir kısmı da dava konusu edilen —— oluşturmuş olduğu sahte talimatlar ile gerçekleştirildiğini ve banka yetkililerinin de bundan sorumlu olduğuna dair haksız iddialarla suç duyurusunda bulunduğunu, dava dilekçesindeki haksız ve iftira niteliğindeki iddialarla aynı nitelikteki iddialara ilişkin olarak yürütülen soruşturma neticesinde, —-Öncelikle müşteri ile şüpheli—– arasında ortaklık ilişkisi bulunduğu, ortaklık ilişkisinin öncelikle karşılıklı güven temeline dayanması gerektiği, dolayısıyla ortaklar arasındaki ilişkinin bir çok bakımdan diğeri yerine karar verme ve iş yürütme imkan ve hakkını da verdiği, diğer ticari kişi ve müşteriler ile olan ilişkiden farklı olduğu….” gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu kararın —– sayılı kararı ile kesinleştiğini, böylece davacının dava konusu ettiği iddlalarının gerçek dışı olduğunun bir kez daha kanıtlandığını, davacı dilekçesine konu soruşturma dosyasının içerdiği ikrar ve kanıtlar nedeniyle, daha öncesinde ikame edilen ve usulden reddedilen davada olduğu gibi gizlenmeye devam edildiğini, bu nedenlerle bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: Dava dışı adi ortaklık hesaplarının dava dışı diğer ortağın çektiği paralardan dolayı davacının uğramış olduğu zararın kusurlu olduğu iddiasıyla davalı bankadan tazminine yönelik alacak davasıdır.
Uyuşmazlık, davacının hak sahibi olduğu adi ortaklığa ait davalının —— hesabından yapılan transferlerin davacının iradesi dışında gerçekleşip gerçekleşmediği, bu transferlerden dolayı davalı bankanın kusurunun bulunup bulunmadığı, davacının herhangi bir zararının oluşup oluşmadığı, yapılan transferlerin adi ortaklık ve banka arasında yapılan sözleşmeye aykırılık teşkil edip etmediği, zararın miktarının işlem ve dava tarihi itibariyle belirlenmesi ve temerrüt tarihinin tespitine yöneliktir.
Davacı taraf, davalı bankada bulunan adi ortaklık hesabından yapılan transferlere kendisinin onayı ve rızasının bulunmadığı, bankanın sözleşmeye aykırı ve kusurlu bir şekilde sadece diğer dava dışı ortağın talimatlarıyla para transferlerini yaptığı, bundan zararının oluştuğunu ve bu zararın davalı banka tarafından tazmini gerektiğini ileri sürmüş, davalı banka ise yapılan tüm işlemlerin sözleşmeye uygun olduğu, herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Dava dilekçesi ekinde dava şartı olan Arabuluculuk son tutanağı dosyaya sunulmuştur.
Davacının şikayeti üzerine başlatılan ———incelenmesinde; müştekinin ——– Görevlileri, suçun bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, suç tarihinin —- olduğu, müşteki ile şüpheli ——–arasında ortaklık ilişkisi bulunduğu, ortaklık ilişkisinin öncelikle karşılıklı güven temeline dayanması gerektiği, dolayısıyla ortaklar arasındaki ilişkinin bir çok bakımdan diğeri yerine karar verme ve iş yürütme imkan ve hakkını da verdiği, diğer ticari kişi veya müşteriler ile olan ilişkiden farklı olduğu, dolayısıyla aralarındaki ihtilafta rızalarının bulunup bulunmadığının ispatının daha zor olduğu, ayrıca olayda özel belgede sahtecilik niteliğinde olan ve sahte olarak hazırlandığı iddia edilen belgelerin fiziki olarak bulunmadığı, dolayısıyla bankaya verilen talimat evrakının sahte olup olmadığının fiziki olarak inceleme imkanının bulunmadığı, aldırılan bilirkişi raporuna göre, geçici hafıza suretiyle ya da harici belleğe kaydedilip hazırlanarak gönderisi yapılan belgenin, kalıcı ——- kaydedilmemiş olması nedeniyle görüntülenmesinin mümkün bulunmadığı gibi, hangi bilgisayardan gönderildiğinin de bilinmemesi nedeniyle hangi bilgisayarda oluşturulduğunun tespitinin suça konu olayda mümkün bulunmadığına göre teknik olarak oluşturulma şeklinin belirlenmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, banka görevlileri hakkındaki iddianın ise, atılı suça iştirak ettikleri konusunda somut ve yeterli nitelik taşımadığı gerekçesiyle şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Dosyada yapılan incelemeye göre dava dışı adi ortaklık hesabından, dava dışı şirketlere toplamda —– tutarlı işlemlere —- yönelik onayının bulunduğunu beyan ettiği, bu durumda, davacı yanın, toplam —— onayının bulunmadığının anlaşıldığı, davalı banka kayıtlarına göre, davalı bankaca, ortaklık tarafından verilen talimatlarla —- işlem yapıldığı, talimatların üzerinde— teyidi alındığı yönünde banka tarafından basılmış kaşe yer aldığı, ancak, ——-, tutarlı işlemle ilgili olarak ortaklık tarafından davalı bankaya iletilmiş bir yazılı talimatın bulunmadığı görülmüştür.
Her ne kadar davacı tarafça, davalı bankaya, hesap üzerinde sadece kendisi ile müşterek hesap sahibi şirketin temsilcisi ——– müşterek imzası ile tasarrufta bulunabileceği hususunda talimat verildiğini ileri sürülmüşse de; dava dosyasında böyle bir talimatın bulunmadığı, ayrıca, davacı tarafından davalı bankaya gönderilen ihtarnamede, taraflar arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesinde, banka hesaplarında ortakların birlikte imzalarıyla tasartufta bulunacağı hususunun yer aldığının belirtildiği, fakat bu sözleşmenin bankaya tebliğ edildiğine dair bir delile rastlanılmamıştır.
—- davalı Bankanın —– —— imzalandığı, yine taraflarca ——– düzenlendiği, bu——– taraflar arasındaki ilişkinin karşılıklı olarak edimlerinin belirlendiği, davacı——- davalı banka arasında —— bağımsız olarak ve dava konusu işlemlerle ilgili düzenlenmiş bir sözleşme/sözleşmeler ve—– bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce yargılama sırasında bilirkişi heyetinden —– ek raporlar alınmış, raporlar denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Dosyaya sunulan— tarihli ek bilirkişi raporunda; Dava dışı —-davalı bankanın —- tarihinde açıldığı, dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre; hesabın, —– açıldığı, adi ortaklık tarafından imzalanan —— adi ortaklık tarafından imzalanan—– tarihli —- imzalanan —– tarihli —–, adi ortaklığın ortakları olan ——– imza sirküleri ve—–imza beyannamelerinin, hesabın, adi ortaklık hesabı olarak açıldığını gösteren ekran görüntüsünün dosyaya sunulduğu, davacı yanın, dava dilekçesinde, ——yönelik onayının bulunduğunu beyan ettiği, —- dava dışı adi ortaklık hesabından—- yine dava dışı—- nezdindeki —–yoluyla gönderildiği, —–, dava dışı adi ortaklık hesabından—- numaralı hesabına —- yoluyla gönderildiği, —– tutarlı işlemin de aynı hesaplara yönelik olarak—– tarihinde gerçekleştirildiği, dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre,—— tarafından davalı bankaya yazılan —- yapılmasının talep edildiği, yazının altında ——- altında çift imzanın bulunduğu, ayrıca, yazı üzerinde işlemle ilgili telefon teyidi alındığı kaşesinin yer aldığı, ancak telefon teyidinin kimden alındığının okunaksız olduğu, davacı yan bu işlemin bilgisi dahilinde olduğunu kabul ettiği, —- tutarlı işlemde, —- davalı bankaya yazılan —- tarihli yazıda, adi ortaklık hesabına —– yapılmasının talep edildiği, yazının altında —- altında çift imzanın bulunduğu, ayrıca, aynı gün saat —-banka personelinin —- kişiden bu işlemle ilgili olarak telefon teyidi aldığı notunun konulduğu, ——yapılmasının talep edildiği, yazının altında——– altında çift imza bulunduğu, ayrıca aynı —- personelinin —— isimli kişiden bu işlemle ilgili olarak telefon teyidi aldığı notunun konulduğu, belirtilen işlemlerde ise kaşe ve altında çift imza ile, yine —— isimli kişiden işlemlerle ilgili olarak telefon teyidi alındığı notlarının bulunduğu, ancak, dosyada, dava konusu hesap üzerinden tasarruf edilmesiyle ilgili adi ortaklığın çift imzalı talimatları —– bulunmakla birlikte, davacı yanın, bu belgelerdeki kaşe ve imzasının ise kopyalandığını ve bunun gerçek irade beyanını yansıtmadığını ileri sürdüğü, öte yandan, talimatlarda yer alan imzasının doğru olduğu kabul edilse dahi, teyit işleminin sadece diğer ortak yetkilisi —— ile görüşülmek suretiyle yapıldığını ve kendisinin teyidinin alınmadığını belirttiği, nitekim talimatlarda da teyit işleminin sadece diğer ortak yetkili yapıldığının görülüp anlaşıldığı, davacının, adi ortak olarak kendi hissesine düşen miktar yönünden ——— adlı şirketlere adi ortaklık hesabından gönderilen havalelere ilişkin olarak müracaatının bulunduğu yönünde dosyada bir bilgi ya da belgeye rastlanmadığı, dava konusu işlemler yönünden yapılan tespit ve değerlendirmeler kapsamına göre adi ortaklık hesabından diğer ortağın eylemleri sonucunda aktarılan fonlarla ilgili olarak, davalı bankanın kusur tutarının —- olarak hesaplandığı, belirtilen kusur tutarının dışında, kök raporda yapılan tespit, değerlendirme ve varılan sonuçta teknik olarak başkaca bir değişikliği gerektiren düşünce ve yeni bir tespitimizin bulunmadığı, dava konusu işlemlerin dava dışı adi ortaklık hesaplarından gerçekleştirildiği, ayrıca ortaklık hesabından gönderilen paraların adi ortaklığı oluşturan taraflarının denetimine tabi olduğu, bu denetimin eksik yapılması, ya da hiç yapılmamasının hukuki sonuçlarının davalı bankaya yüklenip yüklenemeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğu, öte yandan, davacı yan tarafından dava dilekçesinde belirttiği usulsüz işlemlerden ——— kabul ettiği, ancak aynı şekilde ve şartlarda gerçekleştirilen ve kabul etmemesinin hukuki takdirinin de mahkemeye ait olduğu, davacının usulsüz olarak ileri sürdüğü işlemlerle ilgili olarak, işlem talimatlarında adi ortaklığı oluşturan kişi/kuruluşların yetkililerine ait çift imzanın bulunmasına karşın, bu talimatlarla ilgili olarak davalı banka personelinin adi ortaklığı oluşturan taraflardan sadece birisi için teyit işlemine başvurmasının çift imzalı talimat mektubunun amacını ortadan kaldırıp kaldırmayacağının takdirinin de mahkemede olduğu tespitleri yapılmıştır.
Adi ortaklık ile davalı banka arasında düzenlenen—— başlıklı ——- göre, ——– davalı bankaya gönderilen talimatı bankanın yazı aslı gibi kabul edebileceği, bu talimatların ayrıca bir teyit aramaksızın banka tarafından yerine getirilebileceği, müşterinin sözleşme hükümleri uyarınca bankaya ulaşan —– üzerine bankanın yaptığı işlemlerden talimatın——– gönderilme sebebiyle bankanın herhangi bir sorumluluk taşımadığı, bu sebeple yahut yazı aslının bilahare ibraz edilmemesi nedeniyle doğabilecek sorumluluğun kendisine ait olduğunu kabul ettiği, bankanın —–alimatlarındaki imzaları bankadaki örnek imzalar ile karşılaştıracağı, ilk bakışta fark edilmeyecek sahte imzalardan sorumlu olmayacağı, müşterinin —— işlem yapılmasının kötü niyetli kişiler tarafından—— açık olduğunun,—- işlem yapılmasının tercih edilmemesi gerektiğini bildiğini kabul ve beyan ettiği düzenlemelerinin bulunduğu görülmektedir.
Yapılan bu değerlendirmeler ışığında davalı bankanın yapmış olduğu işlemlere dayanak ———imzaların adi ortaklığın ortaklarına ait olmadığının kanıtlanamadığı, yukarıda açıklanan müşteri işlemler sözleşmesi çerçevesinde davalı bankanın sadece bu ——- dayanarak işlem yapılmasında herhangi bir sözleşmeye aykırılığın söz konusu olmadığı, bilirkişi raporuna göre yapılan bu para transferlerinin önemli bir kısmının adi ortaklığın başka bir bankadaki hesabına yapıldığı, —– teyitlerinin de adi ortaklığın diğer ortağı tarafından gerçekleştirildiği, ticari defterler sunulmadığı için bu işlemler neticesinde davacının herhangi bir zararının oluşup oluşmadığının da tespit edilemediği, ticari defterlerin sunulmamasının kusurunun davalı bankaya yüklenemeyeceği, yapılan transferlerin tarih aralığına bakıldığında bu tarihlerde yapılan transferlerin bir kısmına davacının da onayının bulunduğu, davacının adi ortaklık sözleşmesi çerçevesinde adi ortaklığın banka hesabına her zaman denetleme hak ve yetkisine sahip olduğu, dava konusu transferlerin yapıldığı dönem boyunca davacının bu anlamdaki denetimini gerçekleştirmemiş olması nedeniyle basiretli bir tacir davranışı olarak söylenemeyeceği, her ne kadar bilirkişi raporunda davalı bankaya da kusur atfedilmişse de taraflar arasında düzenlenen—– bu sözleşmeye ek —- göre davalı bankanın yapmış olduğu işlemlerin bu sözleşmelere uygun olduğu, yine yapılan işlemlere bir bütün olarak bakıldığında talimat aslı gönderilmeksizin — hususunda bir teamülün oluştuğu, kaldı ki davacının—- —— de ortaklık kapsamında yapılan işlemler için ortaklığın hesabından para çekilmesi veya —–gerektiği için —— kaşe ve imza olmadan belgeleri kendisi internet üzerinden gönderdiği, kendisinin de talimat bölümünü okuyup onay verdikten sonra belgenin altına imza attığı, sonrasında yine belgeyi taratarak—–gönderdiği, —- da taranan belge üzerinde ——-vurduktan sonra imzasının yanına kendi imzasını atıp belgeyi son haliyle bankaya taratarak gönderdiği, işlemlerin bu şekilde yapıldığını beyan ettiği, aynı beyanda devamla her ne kadar bu işlemler sonucunda banka yetkilisinin kendisini arayarak onay verip vermediğini sorduğunu ifade etmişse de, dosyada yapılan işlemlere ilişkin davacının rızasının ya da onayının alındığına dair hiçbir belgenin bulunmaması, teamülün bu şekilde olmadığını gösterdiği, kaldı ki yukarıda da açıklanan —— göre de bankanın böyle bir zorunluluğunun bulunmadığı, bu durumda yapılan transferler sonucunda öncelikle adi ortaklık nezdinde bir zararın gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilemediği gibi buna bağlı olarak davacı nezdinde de herhangi bir zararın gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilemediği, nihayetinde davalı bankanın da yapılan işlemlerde herhangi bir kusurunun varlığının kanıtlanamadığı anlaşıldığından, kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 17.077,50 TL harçtan mahsubu ile artan 16.996,80 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir edilen 128.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 5.570,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara ödenmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2022