Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/478 E. 2023/352 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/478
KARAR NO: 2023/352
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ: 21/10/2019
KARAR TARİHİ: 05/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı —— Şti ile davalı … arasında ticari alım satımdan kaynaklı borç alacak ilişkisi oluşmuş, davacı tarafından davalıya ödenmeyen cari hesap bakiyesinin tahsili amacıyla ——- Esas sayılı icra takibi başlattığını, davalı başlatılan takibe itiraz etmiş, itiraz akabinde yapılan arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamamış, 16/09/2019 tarihinde düzenlenen tutanak ile sonlandırıldığını, davacı firma ile davalı arasındaki ticari ilişki doğrultusunda yapılan alışverişlerle ilgili olarak muhtelif tarih ve seri numaralarda faturalar düzenlendiğini, cari hesap ekstreleri ile sabit olan ticari ilişki neticesinde; icra takibine konu edilen, davalı tarafından davacı firmaya ödenmeyen 70.358,95TI bakiye borç mevcut olduğunu, davalı kötü niyetle hareket ederek, alacağını sürünceme de bırakmak amacıyla, aleyhine başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmesinde haksız kar amacı gütmüş ve yirmi bin küsür lira ödeme yapmak suretiyle sonlandırmak istemiş davacı şirket alacağı olan 70.358,95 TL karşılığında teklif kabul edilmediğini, davacının, davalıdan olan alacağı ticari defter kayıt ve belgelerine işlenmiş olup, ticari defter, kayıt ve belgelerin açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olup, kayıt defter ve belgeler usul ve yasaya uygun şekilde tutulduğunu, davacı şirketin davalıdan olan alacağı —— Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edildiği üzere 70.358,95 TL olduğu ve anılan işbu davacı alacağı ile ilgili olarak davalı tarafından yapılan herhangi bir ödeme mevcut olmadığını, davacının 70.358,95 TL bakiye alacağının tahsilinin temini ve tahsili için davalınını borca yeter miktarda menkul malları, gayrimenkul malları ile 3.kişiler nezdindeki hak, mal ve alacakları üzerinde Mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesine, davalıya ——- Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde 70.358,95 TL davacının asıl alacağının, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini teminen davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline, davalı davacıya asıl alacağın %20 nden az olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekelat ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmemiş ve cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur. ——- Esas sayılı dosyası uyaptan celp edilmiştir.
Taraflara ait 2018-2020 yılı ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” (3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” (4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.” (2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, davacının 2018-2020 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile talimat yolu ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından talimat yolu ile tanzim edilen bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; Taraflar arasında ticari ilişkinin yazılı ticari sözleşmeler beyan edilmese de ticari olarak ilişkinin varlığırın mevcut olduğu, davacı tarafın incelenen 2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerin tasdik onaylarının zamanında yapıldığı ve lehine delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varıldığı, adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturanın tebliği tarihinden itibaren & gün içinde fatura ve münderecatına itiraz edilmemiş olması veya fatura ihtiva ettiği mal ve tesliminin/hizmetin ifasırın yapıldığının fatura düzenleyen tarafından ispatlanması gerekli olduğu, davalı tarafırı inceleme yapılması için ticari defterlerini ve mali kayıtlarının tarafıma sunulmadığından dava konusu fatura ve borç bakiyesi varsa itiraz ettiği faturaların teyidi ve mutabakatı yapılamadığı, davacı dava dosyasına delil olarak beyan etmiş olduğu davalıya ait 2018 yılına ait “Cari Hareket Föyü’nde gözüken ve dava konusu olan 70.358,95 TL ile mali kayıtlarında tespit edilen 90.358,95 TL alacak bakiyesinin tutarsızlığının “dava delili cari hesap föyü’nde 24,09.2018 tarih banka havalesi açıklamalı 20,000 TLlik ödeme” kaydının davacının mali kayıtlarında yer almadığından dolayı oluştuğu tespit edildiği, davacı’ya ait son 2020 yılı son ekstresinde 2018 yılı itibariyle aynı alacak devir rakamı tespit edildiğinden 2018 yılı sonrası cari hesapta hareket olmadığı kanaatine varıldığı, mutabakat mektubu, 6762 Sayılı Eski TTK da 92. Maddede Yeni 6102 Sayılı TTK da ise 94. Maddesinde düzenlenmiş olup firmaların tutmakta oldukları cari hesap bakiyelerinin belirli devre sonlarında karşılıklı olarak teyit edilmesi amacıyla düzenlenen formlar olduğu, taraflar arasında olan ilgili dönemlere ait yapılmış “mutabakat formu” sunulmamış olduğundan yapılmadığı kanaatine varıldığı, cari hesap ekstresi ve Defter Kayıtlarına istinaden “3112,2018 yılı sonu itibariyle ve 2020 yılı son mizan kayıtlarına göre 90,358,95 TL davacının alacaklı olduğu tespit edildiği, —— ait 18.06.2019 tarih ve —— Sayılı dosyada belirtilen takip nedeniyle, davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı 70.358,95 TL esas alacak ve -2019-2020 yılları için —— Esas —— nolu celse tarihi olan 12.02.2021 tarihine kadar uygulanacak mevduata uygulanan en yüksek avans faizi oranı olarak belirlenmiş olan faiz tutarı 16.877,96 TL olduğu,
Faiz İşletilen Süre: 1 yıl 7 ay 25 gün
Faiz İşletilen Tutar: 70.358,95 TL
Faiz Oranı: 4423,98
Faiz Tutarı: 16.877,96 TL
dava kesinlik kazandığı tarihte hesaplanması nihai takdiri Mahkemede olduğu, icra inkar tazminatı ve miktarı; 6352 sayılı Kanun’nun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari 20 olarak uygulanacağı, davalı tarafından asıl alacak 70.358,95 TL için %20’si oranında 14.071,19 TL icra inkar tazminatı ödenmesi gerektiği kanaatine varıldığı, dava konusunun, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler olmasa dahi ticari ilişkinin varlığının neticesi itibariyle, davacının mali kayıtlarında yer alan davaya konu olan 58 adet faturalar toplamı ve yapılan ödemeler sonrası davacının davalı’dan dava esas değeri 70.358,95 TL alacağının olduğu, —— (18.06.2019) Sayılı dosyada belirtilen 70.358,95 TL takip nedeniyle, 2019-2020 yılları için —– Esas —— nolu Celse tarihi olan 12.02.2021 tarihine kadar uygulanacak Mevduata Uygulanan En Yüksek Avans Faizi oranı olarak belirlenmiş olan faiz tutarı 16,877,96 TL, davacının davalıdan talep edeceği yasal faiz ve asıl alacağın %20’si oranında olan 14.071,19 TL icra inkar tazminatının davalı yan tarafından kabulünün gerekeceği, dava konusunun, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler olmasa dahi ticari ilişkinin varlığının neticesi itibariyle, davalının mali kayıtlarında yer aları davaya konu olan faturalar toplamı ve yapılan ödemeler sonrası davalının davacı’ya dava esas değeri 70.358,99 TL borcu olduğu, dava konusunun ilişkinin varlığının neticesi itibariyle faturalar toplamı ve yapılan ödemeler sonrası 70.358,99 TL borcu olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler olmasa dahi ticari davalının mali kayıtlarında yer alan davaya konu olan alının davacıya dava esas değeri bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada alınan rapor, davacı tarafın ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; davanın fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali davası olduğu, alınan bilirkişi kök ve ek raporları sonucunda davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu ve davacı lehine delil niteliğinde olduğu, davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olmadığı ve davalı lehine delil niteliğinde bulunmayacağı, davacı tarafın ticari defterlerine göre davalıdan 70.358,95 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinde davacının kaydetmiş olduğu alacakların mevcut olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre davacıya 44.468,99-TL borçlu göründüğü, aradaki farkın davalının ticari defterlerinde toplam 25.890,00-TL olan üç adet çekin mükerrer kaydedilmesinden kaynaklı olduğu, dolayısıyla incelenen ticari defterlerden davcının davalıdan 70.358,95 TL alacaklı olduğu hususunun sabit olduğu görülmüştür. Açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2——- Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 70.358,95 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 70.358,95 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 4.806,22-TL harçtan peşin alınan 828,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.977,50-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 11.257,43 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.343,70 TL yargılama gideri ve 828,72 TL peşin harç toplamı 2.172,42 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.05/05/2023