Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/470 E. 2023/501 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/470
KARAR NO: 2023/501
DAVA: MENFİ TESPİT (KAMBİYO SENETLERİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ: 20/10/2019
KARAR TARİHİ: 23/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı, davacı ve dosyadaki diğer borçlular hakkında ——– Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi yaptığını, takibe konu 25.12.2011 tarihli 13.675.TL bedelli çekin arka yüzündeki davacıya ait ciro olarak atılan imzanın davacıya ait olmadığını, davacı süresi içinde İcra Hukuk Hakimliği’nde imzaya itiraz etmemiş ve takip kesinleştiğini, çekteki imzanın davacıya ait olmadığını, takibe konu çekteki imzanın davacıya ait olmadığını bilirkişi incelemesi ile tespiti ile ——— Esas sayılı icra dosyası ile alakalı olarak icra dosyasına ödenen paranın davalı-alacaklıdan istirdadına , diğer bakiye kısımla alakalı olarak menfi tespit talebin kabulü ile borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretini davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, borcunun olmadığını ispat etmesi gerektiğini, ispat yükü davacı yanda olduğunu, bu davanın konusunun çek üzerindeki imza olması hukuken mümkün olmadığını, davacının, çek üzerindeki imzayı inkar ederek imza incelemesi yapılmasını talep etmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yanın dosya borçlusu olduğunu bildiği halde bunca yıl sonra menfi tespit istemiyle dava açması ve borçlu olmadığını iddia etmesi TMK md. 2’de açıklanan hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık oluşturduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, icra takinde borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. İmza incelemesi için ——– alınan raporda özetle; İnceleme konusu çek 1.ciro imzası ile … mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla … eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davanın ———- Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen ———şubesine ait, 25/12/2011 keşide tarihli, ———çek nolu, 13.675 TL bedelli, çek dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedellerin istirdadı talebine ilişkin olduğu, davacı çekin arkasında bulunan ciro imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmekte, bu iddiasını yapılan imza incelemesi desteklemektedir. Davaya konu çek incelendiğinde, davacının davaya konu çekte lehtar olduğu, arkasında kaşe ve imzanın bulunduğu, yapılan incelemede imzanın davacıya ait olmadığı görülmüştür. İcra takibinin 2012 yılında başlatılmış olduğu, davacının davaya konu çekte iddiasına göre ciroyu kendisinin yapmadığı, çek dolayısıyla borçlu olmadığını iddia etmektedir. Davacının davaya konu çekte borçlu değilde, lehtar olarak alacaklı olmasına rağmen bu yönde bir itiraz ve iddiada dava açılıncaya kadar(2019 yılı) bulunmaması hayatın olağan akışına, olağan alacak borç ilişkisine uygun düşmemektedir. Alacaklı konumunda olan davacıya borçlu olduğundan bahisle takip yapılmasına bu kadar uzunca bir süre sessiz kalması düşünülemez. Keza, davalının bu çekin kendisine teslim edilmesine konu alacağı tahsili güçleşmiş veya imkansız hale gelmiş olması durumu ticari hayat içerisinde düşünülmesi gerekmektedir. Davacı davaya konu çekte lehtar olması sebebiyle, çekteki asıl alacaklı konumundadır. Ancak rızası dışında, imzası kendisine ait olmayan bir ciro ile aynı zamanda borçlu konumuna düşmektedir. Fakat kendisine karşı takip yapılmasına ve ödemeler yapmasına rağmen uzunca bir süre bu yönde itirazı olmamıştır. Her ne kadar, yapılan imza incelemesi ile kaşe üzerindeki ciro imzasının davacıya ait olmadığı anlaşılsa da, yukarıda belirtilen sebeplerle dava tarihi itibariyle davacının iddiası dürüstlük ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tarihinde alınması gerekli 179,90 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 239,72 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 59,82 TL harcın karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde dosyada bulunan ———- fatura bedeli 1.260,00 TL ücretin ödenmesine ilişkin davacı vekiline gider avansı yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu hususta davacı vekiline muhtıra gönderilmesine, 2 hafta içerisinde gider avansı yatırıldığında ——— ödeme yapılmasına, 2 hafta içerisinde gider avansı yatırılmadığında ——— tarafından bedelin davacıdan tahsiline ve bu hususta ———- müzekkere yazılmasına,
Dair,davacı vekilinin ( e duruşma )yüzüne karşı, ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibarı ile kesin olmak üzere karar verildi .23/06/2023