Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/46 E. 2020/134 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/46
KARAR NO: 2020/134
DAVA: Davacının Davalı Şirketteki Hissesini Devrettiğinin ve Temsilcilikten Ayrıldığının Tespiti
DAVA TARİHİ: 06/09/2019
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde; Müvekkili, ———– numarasında kayıtlı ——– hisselerini ——- tarihli hisse devir sözleşmesi ile ——- devir edip ilgili devrin ortaklar pay defterine de işlendiğini, müvekkili, —— tarihli hisse devir sözleşmesine istinaden————- kanuni temsilcilik görevini ve şirketteki hisselerini ———- devir etmiş olup, ——- olarak şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu açıkça görüldüğünü, Türk Ticaret Kanunun 595. Maddesinin 2. Fıkrası ve 598. maddesinin 2. Fıkrasından da anlaşılacağı üzere; TTK 595. maddesinin 2. fıkrasında “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur” ve TTK 598. maddesinin 2. fıkrasında “Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması halinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir.” şeklindeki hüküm, söz konusu genel kurul kararı ile birlikte değerlendirildiğinde, müvekkilinin —- tarihinde ———– paylarının tamamını devrettiğini ve ———– tarihinde söz konusu şirkette kanuni temsilcilik görevinin son bulduğu açıkça orta olduğunu ileri sürerek müvekkilinin bahse konu ————— tarihinde şirketteki paylarının ve kanuni temsilcilik görevinin sona erdiğinin tespitine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ———-vekili Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; Davacının iddia ettiği hususun şirketin pay defterinde ve genel kurul defterinde açık ve net şekilde ortada olduğunu, açılan davanın yersiz olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin tek kanuni temsilcisi olduğunu belirtip davanın yersiz olması nedeniyle reddini, söz konusu husus şirket pay defterinde, genel kurul defterinde açık ve net olduğundan taraflarına vekalet ücretinin hükmedilmemesini talep etmiştir.
Diğer davalılara duruşma günü, dava dilekçesinin tebliğ edildiği, duruşmalara gelmedikleri, cevap da vermedikleri görülmüştür.
DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Eldeki davanın anonim şirkette hissedar görünen davacının hissedar olmadığının tespiti, yönetici olmadığının tespitine ilişkin olduğu;
Davacının ——— senede bağlanmamış nama yazılı paylarını davalılardan ———– devrettiği, devrin yasal mevzuata uygun olduğu anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’da anonim şirketlerin senede bağlanmamış paylarının devrine ilişkin doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak TTK 490. maddedesinde dolaylı bir düzenleme bulunmaktadır. ——— payın devri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun temlik hükümlerine tabidir. Bu durumda TBK 183 vd. İle TTK nama yazılı paylara ilişkin hükümlerinin birlikte uygulanması gerekmektedir. Buna göre bedeli tamamen ödenmiş ancak senede bağlanmamış ——– payın devri alacağın temliki hükümlerine göre yazılı şekilde yapılması gerekli ve yeterlidir. TTK 490 maddesi ile “Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler.” düzenlemesi bulunmaktadır. Esas sözleşmede herhangi bir sınırlama getirilmediğinden pay devri sözleşme ile tamamlanmaktadır. Pay devrinin şirketin pay defterine tescili kurucu bir unsur olmayıp açıklayıcı bir işlemdir. Ancak TTK 499/4 uyarınca şirket ile ilişkilerde sadece pay defterine kayıtlı kişi pay sahibi ve intifa hakkı sahibi olarak kabul edilir.
Eldeki davada davacının pay devrinin yasal mevzuata uygun olduğu, pay devrininin pay defterine işlendiği, şirketin ——– yapılarak davalı—— —— tarihinde şirketin tek yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği, bu durumda önceki tek yönetim kurulu üyesi olan davacının yönetim kurulu üyeliğinin bu tarih itibarıyla sona erdiği, yeni seçilen yönetimin ———— tescil ettirilmediği bu sebeple de davacının halen şirketin yöneticisi olarak ——— kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Yönetim kurulu üyeliği sıfatının kazanılması kural olarak seçim ya da atama ile olmaktadır. Dış ilişkilerde yetkili olduğunun kanıtlanması ve şirketi temsil edebilmesi bakımından ise ——— tescil ve ilan olunması gerekmektedir. Ancak tescil ve ilan kurucu değil açıklayıcı niteliktedir. Dolayısıyla yönetim kurulu üyeliğinin kazanılması veya sona ermesi, durumu bilmeyen 3. kişilere karşı ancak tescil ve ilan edildikten sonra ileri sürülebilir. Yargıtay uygulamaları ile de anonim şirkette TTK 373 maddesi gereği temsile yetkili kimsenin ticaret sicile tescil edilmeleri zorunludur.
Anonim şirketlerde temsil TTK 370 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 370 maddesi ile genel olarak temsil yetkisinin çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna ait olduğu, yönetim kurulunun tek kişiden oluşması halinin bu durumun istisnası olduğu hususu düzenlemiş, temsilin kapsamı ve içeriği TTK 371 maddesi ile atılacak imzanın şekli 372. madde ile tescil ve ilan zorunluluğu ise 373 madde ile düzenlenmiştir. TTK 373 madde ile yönetim kurulunun temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararını noterde onaylanmış suretini tescil ve ilan edilmek üzere ticaret sicilene vereceği düzenlenmiştir.
Görevden ayrılma hususunun ———–kimin tarafından bildirileceği konusunda ise yasamızda açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte TTK 31/1 maddesindeki tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliğin de tescil olunacağı yolundaki hüküm ve TTK 373/1 maddesindeki yönetim kurulunun temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararın noterce onaylanmış suretlerini tescil ve ilan edilmek üzere ticaret sicile tevdi edeceğine dair hükümler birlikte nazara alındığında görevden ayrılmanın ——– yönetim kurulunun ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanının bildirmekle yükümlü olduğu sonucuna varılmaktadır. Eldeki davada ise davalı şirketin yönetim kurulu tarafından bu yönde bir karar alınıp ilan için ticaret sicile gönderilmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı talebinin davalı anonim şirketteki paylarının ve kanuni temsilcilik görevinin ——tarihinde sona erdiğinin tesbitine ilişkin olmakla davacının her iki talebi yönünden eldeki davayı açmakta hukuki yararı olduğu görülmüştür. Davacın tüm hisselerini yasal mevzuata uygun olarak —- tarihinde davalı —– devretetiği, yeni yönetimin seçilmesi ile —————– tarihi itibarıyla sona erdiğinin tesbitine karar vermek gerekmiştir.
Bir davada verilecek hüküm kimin hukukunu etkiyecekse onun davalı olarak gösterilmesi gerektiği temel hukuk kuralıdır. Eldeki davada verilecek kararın ———– hukukunu etkileyecek bir mahiyet arz etmediği, davalı ———- eldeki davadaki talepler yönünden husumetinin bulunmadığı görülmekle bu davalı yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar veremek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE;
1-Davalı ——– yönüden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2-Davacının ————- pay sahipliğinin ——– tarihinde sona erdiğine tesbitine,
3-Davacının ———- kanuni temsilcilik görevinin ———tarihinde sona erdiğinin tespitine,
4-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 10 TL harcın davalı ———— alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 189 TL tebligat ve müzekkere giderleri, 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet suret harcı ki toplam 284,20 TL yargılama giderlerinin davalı———— alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacıyı vekili temsil ettiğinden yararına taktir olunan 3.400- TL vekalet ücretinin davalı —————- alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluklarında, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——-yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/02/2020