Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/408 E. 2020/399 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/408 Esas
KARAR NO : 2020/399
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu hakkında, —– sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatılmış olup borçlunun süresinde takibe itiraz etmiş olduğundan takibin durduğunu, borçlunun tüm ihtarlara rağmen borcunu ödemediğinden hakkında icra takibi başlatıldığında borca haksız ve kötü niyetli itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, fazlaya dair dava hakları saklı olmak üzere davanın kabulünü, itirazın asıl alacak yönünden iptalini,—— sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin asıl alacak üzerinden devamını, davalının asıl alacağın en az %20’si tutarında icra inkar tazminatına çarptırılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili — tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —- sahibi olup ülkemizin birçok şehrinde —- öğrencisi ile eğitim öğretim alanında hizmet vermekte ve —- eğitim kurumlarını işletmekte olduğunu, verdiği eğitim öğretim hizmetini daha ileriye taşımak ve eğitim sistemini geliştirmek, kurumsal bir şekilde ilerleyebilmek için birçok firma ile sözleşme akdettiğini, hizmet almakta ve yapılan sözleşmeler kapsamında tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmekte olduğunu, ancak davacı tarafından müvekkil aleyhine—— sayılı dosyasından haksız olarak icra takibi başlatıldığını, davacının müvekkili şirket uhdesinde takibe konu tutarda alacağı bulunmadığından borca itiraz edilmiş olup takibin durduğunu, müvekkili tarafından yapılan itirazın yerinde olduğunu ileri sürmüş huzurda görülen davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
———– sayılı icra takip dosyası celp edilip dosya arasına alınmıştır.
Mahkememize, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi —-tarafından sunulan —-tarihli raporda özetle; dava ve takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı tarafın usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit eden ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu, davacı tarafın takip tarihi itibariyle cari hesap bakiye alacağının —– olduğu, alacağın faturaya dayandığı, belli ve bilinebilir (likit) olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.
Mahkememize sunulan —– tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava ve takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı tarafından usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit eden ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle—- ibraz ettiği BA-BA formlarında tarafların ticari ilişkiden kaynaklanan—hariç aylık toplamı — aşan kestikleri ve aldıkları faturaları karşılıklı beyan ettikleri, taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu, davacı tarafın takip tarihi itibariyle cari hesap bakiye alacağının —– olduğu, alacağın faturaya dayandığı, belli ve bilinebilir (likit) olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu / Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf ticaret şirketi olup tacir sıfatını haizdir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden delil olarak hükme esas alınacaktır. Davacı taraf —— yılı ticari defterlerini sunmuş, davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır. Davada bir vekille temsil edildiği halde ticari defterlerini ara karara rağmen sunmayan davalı taraf, ticari defterini sunan davacı tacirin defter içeriğini kabul etmiş sayılacaktır. Davacı tarafından sunulan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı bilirkişice raporda belirtilmiştir. Davacının ticari defter içerikleri davacı lehine delil vasfı taşımaktadır.
Hâlböyleyken, dosyaya celp edilen BA/BS formları, davacının sunduğu ticari defter içeriği, mübrez bilirkişi raporu ile dosya kapsamı kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde, davacının ticari satımdan kaynaklı olarak davalıdan —– alacağının olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ayrıca, taraflar tacir olup tacirler arasında gerçekleşen ticari satışlarda ticari faiz talep edilebileceği açıktır.
Dava itirazın iptaline ilişkin olup davacı icra inkar tazminatı da talep etmektedir. Davacı şirketin talep ettiği ———- kabul edilmiş, —-üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca davanın kabulüne ve icra takibine yapılan itirazın iptaline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—– sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —-üzerinden ticari faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan 15.540,60-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 1.061,58-TL harçtan peşin alınan 184,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 877,08-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 3.400-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 235,30-TL harç, 650-TL bilirkişi, 45-TL posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 930,30-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/10/2020