Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/38 E. 2021/555 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/38
KARAR NO: 2021/555
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ: 25/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu iş kapsamında davalı şirketten ——– tutarında faturadan kaynaklı bakiye cari hesap alacağı bulunduğunu, davacı şirketin taleplerine rağmen davalı tarafın bakiye cari hesap borcunu ödemediği ve bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı firmanın itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalı tarafından icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın hukuki mesnetten yoksun ve haksız olması nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——– sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde —— bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): ———– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
—– Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış davacı tarafın—- ilişkin ticari defterleri üzerinde —– bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin —- yılında başladığı ve aynı yıl içinde sonra erdiğinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu kapsamda davacının davalıya toplam —– tutarında fatura düzenlediği ve bu faturaların davacının ticari defterlerine davalıdan alacak olarak kaydedildiği, davacının ticari defterlerinde davalının — ödeme kaydının bulunduğu, düzenlenen faturalardan ödemelerin mahsubu ile davacının davalıdan —- alacağı kaldığının kayıtlı olduğu, davacı tarafça takip dosyasına sunulan takip talebi ekinde mutabakat mektubunda davalının davacıya — tarihi itibariyle —- borçlu olduğunu kabul ettiği anlaşıldığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğunun değerlendirildiği, davalı tarafın davacıya —— tutarında temel fatura düzenlediği ve bu faturanın davacı tarafça davalıya —-tarihinde iade faturası olarak düzenlediği, bu süreç içinde taraflardan bahse konu faturası temel fatura olarak birbirlerine —gönderdikleri, faturanın temel fatura olması sebebiyle —— üzerinden otomatik olarak sisteme kaydedildiği, sistemsel olarak reddedilme imkanı olmadığı, davalının bahse konu faturaya dayalı ürün iadesini ispatlaması gerektiğinin değerlendirildiği, davalının ürün iadesini ispatlaması durumunda davacının alacağının——-olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce işbu dosyada, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde —— bilirkişisi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve davalı tarafın ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —– bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; takip dosyası içinde yer alan davalı tarafça imzalanmış ve kaşelenmiş mutabakat mektubunda da davacıya—– borçlu olduğunu kabul ettiğinin anlaşıldığı, —- tarihinde davalı yasal defterlerinde davacı şirketin — alacaklı olduğunu, takip tarihi olan —— borçlu durumda olduğu, davalı taraf davacıya —— tarihinde—– tutarında iade faturası düzenlediği, söz konusu iade faturasının davacı tarafça —- tarihinde tekrar iade edildiği, davacının ticari defterlerinde bahse konu iade faturasının—- taraflarca birbirlerine toplam ——defa gönderildiği, tarafların her ikisinin de e fatura mükellefi oldukları, davalının bahse konu iade faturasına dayalı ürünleri davacıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiği, davalı defterlerinde —- aralığında toplamda ———- bedelli faturaya ait sevk irsaliyeleri ibraz edilememiş bulunmadığı beyan ve ifade edildiği, söz konusu faturanın gerçek mal ve teslim hizmetine dayanmayan fatura olduğu, davalı tarafça bahse konu iade faturasına konu mal teslimini ispatlanamadığından davacının alacağı ———- olduğu, davalı defterleri üzerinde gerçekleştirilen incelemede ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapılmış olduğu, kazıntı ve çizintiye rastlanmadığı, sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, takip dosyası içinde yer alan davalı tarafça imzalanmış ve kaşelenmiş mutabakat mektubunun da davacıya — tarihi itibariyle———— borçlu olduğunu kabul ettiği, davalı taraf davacıya —— tarihinde —- tutarında iade faturası düzenlediği, iade faturası davacı tarafça — tarihinde tekrar iade edildiği ve bu durumun — kez tekrarlandığı, tarafların her ikisinin de e fatura mükellefi oldukları, davalının bahse konu iade faturasına dayalı ürünleri davacıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiği halde davaya konu edilen fatura içeriği ürünlerin teslimine ilişkin belge ibraz edilmediği, söz konusu faturanın gerçek mal ve teslim hizmetine dayanmayan fatura olduğu anlaşıldığı ve davalı tarafça bahse konu iade faturasına konu mal teslimini ispatlanamadığından davacının alacağının —— olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişiden alınan ek rapordan özetle; takip dosyası içinde yer alan davalı tarafça imzalanmış ve kaşelenmiş mutabakat mektubunda da davacıya —- borçlu olduğunu kabul ettiği, davalı taraf davacıya —– tutarında iade faturası düzenlediği, söz konusu iade faturası davacı tarafça — tarihinde tekrar iade edildiği ve bu durumun —— tekrarlandığı, tarafların her ikisinin de e fatura mükellefi oldukları, bu durumda davalının bahse konu iade faturasına dayalı ürünleri davacıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiği halde davaya konu edilen fatura içeriği ürünlerin teslimine ilişkin belge ibraz edilmediği, bu durumda söz konusu faturanın gerçek mal ve teslim hizmetine dayanmayan bir fatura olduğu anlaşıldığı ve davalı tarafça bahse konu iade faturasına konu mal teslimini ispatlanması halinde davacının alacağının —–olduğu, ancak buna ilişkin belge sunmayan davalı şirketin davacıya takip tarihinde ——-borçlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu, davalı tarafça imzalanmış ve kaşelenmiş mutabakat mektubunda da davacıya —- borçlu olduğunu kabul ettiği, davalı taraf davacıya —- tutarında iade faturası düzenlediği, söz konusu iade faturası davacı tarafça — tarihinde tekrar iade edildiği ve bu durumun—— kez tekrarlandığı, tarafların ticari defterlerinde bu faturanın ihtilaflı olduğu, bu faturaya kadar her iki tarafın ticari defterlerinin örtüştüğü, tarafların her ikisinin de e fatura mükellefi oldukları, bu durumda davalının bahse konu iade faturasına dayalı ürünleri davacıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiği halde davaya konu edilen fatura içeriği ürünlerin teslimine ilişkin belge ibraz edilmediği, bu durumda söz konusu faturanın gerçek mal ve teslim hizmetine dayanmayan bir fatura olduğu ,buna ilişkin belge sunmayan davalı şirketin davacıya takip tarihinde —— borçlu olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davacı taraf dava dilekçesi ile reeskont avans faizi talep etmiş olsa da; itirazın iptali davası icra takibine bağlı bir dava olup, icra takibinde yasal faiz istenildiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereğince yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—- sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden yasal faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan —– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 2.999,46-TL harçtan peşin alınan 749,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.249,59-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 6.508,25 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 749,87 TL peşin harç ve 1.150,00 TL bilirkişi, 243,90 TL posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 2.143,77 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 25/06/2021