Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/373 E. 2021/664 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/373 Esas
KARAR NO : 2021/664

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP VE DAVA:
Davacı dava dilekçesinde özetle; …—- kayıtlı olup—– işleri ile iştigal eden bir—-olduğunu, dava dışı —-ile müvekkil şirket arasında akdedilen—– tutarındaki hisse devir bedelini müvekkil şirkete ödemeyi taahhüt ettiğini, noter huzurunda akdedilen sözleşmeyi müvekkil şirket adına imzalayan, müvekkil şirketin eski müdürü ve imza yetkilisi, davalı … ‘—— söz konusu hisse devir bedelini —– nakden ve tamamen aldığını beyan ve imza ettiğini, davalının nakden ve tamamen aldığını noter huzurunda beyan ve imza ettiği hisse devir bedelinin hiçbir zaman müvekkil şirkete teslim etmediğini, dava dışı —- ile müvekkili şirket arasında,——— müvekkili şirkete ait olan, —–yevmiye numarası ile onayladığı hisse devir sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu hisse devir işlemi, ——- ilân edildiğini, sözleşme uyarınca dava dışı —- müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olduğu 350.000 TL tutarındaki hisse devir bedelinin nakden ve tamamen alındığı sözleşmeyi müvekkil şirket adına imzalayan davalı tarafından beyan edilmiş ve imza altına alındığını, ancak bu beyanına karşın Davalı, hisse devir bedelini, bugüne dek müvekkil şirkete teslim etmediğini, bu durum karşısında davalıya—-ihtarnameyi keşide ederek,—- aldığı hisse devir bedelinin müvekkil şirket hesaplarına yasal faizi ile ödenmesini, eğer bedel hiç tahsil edilememişse bu konuda yazılı bilgi verilmesini talep ettiğini, bu nedenlerle davalının, —- nakden ve tamamen aldığını beyan ve imza ettiği hisse devir bedeli olan 350.000 TL tutarındaki asıl alacağın Davalı’nın temerrüde düştüğü 08.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımızın saklı kalması kaydıyla Davalı’dan tahsiline yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacı şirketin ortağı ve müdürü olan müvekkilinin, 08.01.2014 tarihinde, davacı şirketin——hisselerini devrettiği ve bu devir işlemi sonucu tahsil ettiği hisse devir bedelini davalı şirkete ödemediği ileri sürülerek, bu alacağın tahsili talep edildiğine göre; bu davada talep edilen alacak, davacı şirketin ortağı ve müdürü olan müvekkilimden olduğunu ileri sürdüğü bir alacak olması sebebiyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147 nci maddesinin dördüncü bendi gereği beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, dava dilekçesinde dava konusu alacağın 08.01.2014 tarihinde doğduğu ve bu tarihte temerrüde düşüldüğü iddia edildiğine göre 5 yıllık zamanaşımı süresi 08.01.2019 tarihinde dolduğunu , iş bu davanın zamanaşımı süresinin dolmasından sonra 10.10.2019 tarihinde açıldığını, dava konusu alacak zamanaşımına uğradığını, davacı şirketin hâkim ortağı olan —- davacı şirketin azınlık ortağı olan müvekkilini sindirmek amacıyla müvekkili aleyhine bir şeyler bulabilmek adına sürekli olarak davacı şirketin —- araştırdığını ve müvekkilinin açığı olduğunu düşündüğü hususlarla ilgili olarak müvekkili aleyhine davalar açtığını, yıllardır davacı şirketin azınlık ortağı ve müdürü olan müvekkili ile davacı şirketin hâkim ortağı arasında uyum içinde yürütülen ilişkide son yıllarda bozulma meydana geldiğini, 2012 yılından itibaren müvekkiline ücret ödenmemeye başlandığını, karşılıklı olarak birçok ihtarname keşide edildiğini, nihayetinde 22.01.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında müvekkilinin müdürlük görevinden azledildiğini, azilden sonraki süreçte davacı şirket bu dönemde aldığı tek bir iş nedeniyle oldukça yüksek tutarlarda zarar ettiğini, mali açıdan zora girdiğini, iş yapamaz hale geldiğini ve faaliyetlerini durdurduğunu, müvekkilinin, dava dilekçesinde belirtilen hisse devir işlemi ile ilgili olarak —-isimli kişiden hiçbir şekilde hisse devir bedeli tahsil etmediğini, davacı şirketin —-arasında davacı şirketin —-amacıyla görüşmelerin davacı şirketin hâkim ortağı ile müvekkilinin arasındaki uyuşmazlıkların zirveye çıktığı dönemde müvekkili dışında davacı şirketin hâkim ortağı tarafından yürütültüğünü, davacı şirketin hâkim ortağı tarafından hazırlatılan hisse devir sözleşmesinin muhasebe sorumlusu —- müvekkiline haber gönderilerek, müvekkilimin bu sözleşmeyi müdür sıfatıyla imzalanmasının talep edildiğini, müvekkilinin de bu çerçevede —- etmeksizin imzaladığını, bu imza tarihinden günler sonra da müdürlükten azledildiğini, müvekkili tarafından davacı şirket aleyhine—- dosyası ile ortaklıktan çıkma davası açıldığını, buna karşı davacı şirketin—- ortaklıktan çıkarma davası açtığını, davacı şirketin, bu dava konusu hisse devir işleminin yapılmasından 2 yılı aşkın bir süre sonra müvekkili aleyhinde açmış olduğu bu ortaklıktan çıkarma davasında bu dava konusu olayı ortaklıktan çıkarma sebepleri arasında göstermemiş olmasının hakkın kötüye kullanılmasını teşkil eden bir dava olduğunu göstermeye yeterli olduğunu, bu nedenlerle öncelikle zamanaşımı itirazı dikkate alınarak davanın zamanaşımı yönünden reddine, esasa ilişkin talepleri dikkate alınarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine, mahkeme masrafları ile vekâlet ücretinin davacı-karşı davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından, deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava, davacı şirketin ——- tarihli Hisse Devir Sözleşmesi kapsamında davalının, hisseleri devralan dava dışı —-nakden ve tamamen aldığı ve ancak müvekkil şirkete teslim etmediği 350.000 TL tutarındaki hisse devir bedelinin, davalının temerrüde düştüğü tarih olan 08.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkindir.
Mahkememiz tarafından oluşturulan,——- tanzim edilen 05/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Taraflar arasında yapılan ——– yevmiye nolu hisse devir sözleşmesine göre hisse devir —–davalı … tarafından, hisse devir alan —-, davacı şirketin ortağı olduğu —– sicil numarasına kayıtlı ———— değerli hissesine karşılık 350.000,00-TL bedel nakden almak suretiyle ve davalının bedeli ödediğini beyan etmek suretiyle, hisse devir bedelinin nakden ödendiği, devir sözleşmesinde davacıyı temsilen davalının müdür sıfatıyla imzasının bulunduğu, bu itibarla devir bedelinin davalı tarafından tahsil edildiği sonucuna varılabileceği, noterde resen hazırlanan bir belgede devir bedelinin nakden ödendiğinin yazılı olması nedeniyle, davalının bunun aksini ancak senetle ispatlayabileceği, dosya kapsamında bu yönde bir belgeye rastlanmadığı, davacı ticari defterlerinde —— dava konusu hisse senetleri nedeniyle borçlu gözüktüğü , zamanaşımı süresinin, 6098 sayılı TBK’ın 147/1-4 Maddesi gereğince, müdür ile ortaklık arasındaki alacaklar için huzurdaki uyuşmazlıkta 5 yıl olduğu, zamanaşımı süresinin sözleşmenin imzalandığı tarih olan 08.01.2014’ten itibaren işleyeceği kabul edildiğinde zamanaşımı süresinin 09.01.2019’da dolmuş olacağı, zamanaşımı süresinin davalının müdürlük sıfatının sona erdiği tarih olan —– itibaren işlemeye başlayacağının kabulü halinde ise sürenin 23.01.2019 tarihinde dolacağı yönünde rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, davacı şirket adına ve temsilcisi sıfatıyla davalı …’—– münferiden imza yetkilisi olarak, —– hisse devir sözleşmesine göre, hisse devir eden ———- nominal değerli hissesine karşılık 350.000,00-TL bedel ile dava dışı —– bedeli nakden alınmak suretiyle devir ve temlik edildiği tartışmasızdır.
Davalı,dava konusu hisse devir bedelinin ——— tahsil etmediğini, kendisinin devir işlemini temsilci sıfatıyla hissenin devredilmesi istenildiğinden şirtket muhasebe sorumlusu——– yerine getirildiğini, devir mutabakat ——yürütüldüğünü, tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de, devir bedeli miktarı ve davanın niteliği gereğince davalı yanın tanık dinletme istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve yeni rapor ve tanık dinletme istemleri 22/09/2021 günlü duruşmada mahkememizce reddedilmiştir.
Mahkememizce alınan rapor ile devir bedelinin—- kayıtlarına girdiği tespit edilemediği gibi, davacı temsilci tarafından verildiği de beyan ve ileri sürülmemiştir.
Bu nedenle dosyaya sunulan delilleri, hisse devir sözleşmesi ve davacı şirket defter ve kayıtlarına göre, davacı şirketin hisse devir sözleşmesinin yapıldığı 08/01/2014 tarihindeki müdürünün yapılan işlem ve alındığı sözleşmede beyan ve ikrar edilen hisse devir sözleşmesindeki,—— şirkete ödendiğini veya bedel almadığını aynı nitelikteki yazılı belge ile 6100 sayılı HMK’nın 200 ve devamı maddeleri gereğince ispat etmedikçe, şirket hesap vermesi gerektiği karşısında , işbu bedeli şirkete ödemek zorunda olduğu, bedelin ödendiği ispat edilemediğinden şirketin davalıdan işbu bedel nedeniyle alacaklı olup olmadığı , özellikle davalı yanın hisse devir alandan bedelin tahsil edilmediği ve şirketin defterleri ile hisse devir alanla alacaklı olmasına ilişkin delillere ilişkin taraf delil ve iddialarının davanın esası hakkındaki beyan ve delillerinin mahkemece zaman aşımı itirazı ilk itirazlardan olması sebebiyle işbu itiraz karara bağlanmadan değerlendirilemeyeceği benimsenmekle değerlendirilmemiştir.
Ancak davalı , dava dilekçesinin 08/11/2019 tarihinde kendisine tebliği üzerine 2 haftalık süre içerisinde 22/11/2019 günlü cevap dilekçesinde açıkça zaman aşımı itirazında bulunmuş olup ,davalının davacı şirketin ortağı ve temsilcisi olması sebebiyle 6098 sayılı TBK’nın 147/1-4 maddesi gereğince ” Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ve ortak arasındaki bir ortaklığın müdürleri ile temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar” 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup düzenlenmesi nedeniyle , davacı şirketin—– devir edilen, hissenin devrinden —– tarihinde— azlettiği ve böylece şirket defter ve kayıtlarına yansımayan hisse devir bedelinin davacı tarafından davalıdan talep edilebilir hale geldiği, 22/01/2014 tarihinden itibaren başlayan 5 yıllık zaman aşımı süresinin 23/09/2019 tarihi itibariyle dolduğu, mahkememizde davanın ise 10/10/2019 tarihinde zaman aşımı süresinden sonra açıldığı benimsenmiş olup, davacı tarafından açılan davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı aleyhine açtığı, davacı şirkete ait dava dışı şirketteki hissenin devri nedeniyle davalı—— hisse bedelinin şirkete ödemediği iddiasına dayalı davanın niteliği itibariyle şirket ile ortak arasında açılan sorumluluk davası niteliğinde olup, şirket yöneticisinin şirket adına yaptığı işlemlerin vekalet benzeri bir işlem olduğu anlaşılmakla;
Davalının süresinde yaptığı zaman aşımı itirazının kabulü ile, davanın 6098 sayılı TBK.nın 147/4-5 maddesi gereğince zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı olan 59,30- TL’nin peşin yatan 6.027,93- TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.968,63-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden —- arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatırana İADESİNE,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- esaslara göre belirlenen 32.950,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde İSTANBUL BAM ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı