Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/369 E. 2022/55 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/369 Esas
KARAR NO: 2022/55
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/10/2019
KARAR TARİHİ: 04/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taşıma işleri yapan müvekkilinin —- taşınma işini gerçekleştirdiğini, —- taşıdığını, bir süre sonra taşıma işinin— üzerinden yürütülmeye başlandığını, davalının —- çalıştığını, taraflar arasında taşıma kaynaklı ticari ilişki yürütüldüğünü, sözlü olarak faaliyetlerin devam ettiğini ancak davalının faturalar kendisine iletilmesine rağmen ödeme yapmadığını, hizmete ilişkin faturaların davalı yan muhasebecine teslim edildiğini, davalı tarafın muhasebe kayıtlarını sunulmasının talep edildiğini, davacının taşıma borcunu yerine getirdiğini davalı tarafın ödeme yapmadığını, belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve takip tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte tahsiline,asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve masraf ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—— sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde —– tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
”TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): —— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf gerçek kişi tacirdir. Davalı taraf gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde ——- marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve davacı tarafın ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. bilirkişiler tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından davalının —– acentası olarak çalıştığını, taraflar arasında taşıma kaynaklı ticari ilişki yürütüldüğünü, sözlü olarak faaliyetlerin devam ettiğini,an cak davalının faturalar kendisine iletilmesine rağmen ödeme yapmadığından -faturadan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili talepli icra takibi başlatıldığını, davacının ibraz edilen ticari defterlerinin incelenmesinde, davalı ile— yılında başlayan bir ticari ilişkisi olduğu, incelenen ticari defter kayıtlarında, dava ve takip konusu olan, — tutarlı olarak belirtilen faturanın tek bir fatura bedeli olmadığı önceki yıllara ait düzenlenen fatura bedellerine davalı tarafaından yapılan kısmi ödemeler sonrasında kalan—- devreden cari hesap bakiyesine ilişkin olduğu, dava ve takip konusu olan diğer faturaların, ticari defterlerinde kayıtlı ve tahsil edilmemiş olduğu tespit edildiğini, takip talebinde yer almayan ancak davacı defterlerinde kayıtlı olan —- takip tarihi itibariyle davacının takip konusu bu faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının —– tespit edildiğini, itirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlantılı davalar olup sadece takibe dayanak fatura varsa buna ilişkin inceleme yapıldığından , takip konusu — faturaların ticari defterlerinde veresiye kayıtlı bulunduğu ve davacının davalıdan — alacaklı olduğu tespit edildiğini, davalıya açıklamalı ve ihtarlı olarak “kendisine verilen sürede ticari defterlerini ibraz etmezse, mahkeme, duruma göre ticari defterlerinin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edilebileceği” şeklinde ihtara rağmen —nceleme günü Ticari defterlerini ibraz edilmemiş veya yerinde inceleme talebinde bulunulmadığını, dava konusu olayda taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacı kayıtlarında ise —- devam eden taşıma ilişkisi ne istisnaden davalı tarafından ödemelerde bulunulduğunu, bu durumda taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğunun anlaşıldığını, davalı itiraz etmiş ise de, itiraz sebeplerini açıkça bildirmek ve ödeme konusundaki itirazını noterlikçe tanzim ve imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile yahut…bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecbur olup dosya kapsamından davalının dava konusu borçları ödediğine ilişkin herhangi bir ödemesine rastlanılmamış ve de takip dönemlerine ilişkin olarak ödemelerini gösterir herhangi bir delili ve iddiasıda bulunmamakta olduğunu, bu duruma göre davalının —- sayılı dosyasında davalıdan itirazın iptalini talep edebileceği alacak miktarının taleple bağlı kalınarak — olduğu sonucuna varıldığını, davacı tarafından icra takibinde alacağa ———– faiz talep edildiğini, icra dosyasında ödeme emrinin tebliğinden önce bir alacağa takip tarihinden önce işlemiş faiz talep edilebilmesi için , ödeneceği tarihin kesin olarak belirli olması yada borçlunun takip konusu alacağa ilişkin noter aracılığıyla bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmesi gerektiğini, dava konusu olayda taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığını, dosya muhteviyatı ile borçlunun takip konusu alacağa ilişkin temerrüde düşürüldüğünü gösterir mahiyette bir belge bulunmamaktadır. Bu nedenle ilgili alacak için takip öncesi dönem için işlemiş faiz hesaplaması yapılmamıştır. Dolayısyla davacı tarafından tespit edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —– davalının inceleme günü ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacının, kendi defterlerinin yanında davalının defterlerini de delil olarak göstermiş olduğundan davalının ticari defterlerinin ibraz edilmemesi durumu davacı lehine değerlendirilebileceğinden incelenen ve usulüne uygun tutulan ve delil niteliğinde olan davacının ticari defter kayıtlarında , davalının yaptığı ödemelerin taraflar arasındaki bir ticari ilişkiyi doğruladığı, dava ve takip konusu olan faturaların ticari defterlerinde veresiye kayıtlı bulunduğu ve davacının— takip tarihi itibariyle davalıdan taleple bağlı kalınarak ———alacaklı olduğu , ödeme emrinin tebliğinden önce dosya muhteviyatı ile borçlunun takip konusu alacağa ilişkin temerrüde düşürüldüğünü gösterir mahiyette bir belge bulunmadığından, takip öncesi dönemde işlemiş faiz borcu bulunmadığı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu, somut olayda taraflar arasında yazılı olmasa dahi taşıma sözleşmesi kurulduğunu, davalının taşıma işinin karşılığı olan ücreti ödememesi sözleşmeye aykırı olduğu görüşünü beyan etmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davacının ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalının ticari defterlerini sunmamış olduğu, dolayısıyla davacının ticari defterlerinin lehine delil olacağı, davacının asıl alacak yönünden alacaklı olduğunun ispatlanmış olduğu, davacının — işlemiş faiz olmak üzere toplam — üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, işlemiş faiz yönünden icra takibinden önce davalının temerrüde düştüğüne dair bilgi ve belge bulunmadığı, dolayısıyla takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı görülmüştür. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan——alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2—– sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 5.391,00-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.254,68 -TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.136,32-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, müzekkere ve tebligat gideri 222,00 TL nin toplamı olan 2.022,00-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1.878,29-TL ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.254,68 TL harç giderinin toplamı 3.132,97-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 11.059,55-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——-bütçesinden ödenecek 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1231,14-TL’nin davalıdan, 88,86-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 04/02/2022