Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/347 E. 2021/801 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/347 Esas
KARAR NO : 2021/801

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP VE DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili Bankanın —- imzalandığını, Anılan sözleşmeyi davalılardan—– imzalandığını, bu nedenle—— alınmasına gerek bulunmadığını, İmzalanan sözleşmeye istinaden — taksitli ticari kredi kullandırıldığını, Anılan kredi borçları ödenmeyince,—-sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini, Söz konusu ihtarname uyarınca da borçlular tarafından herhangi bir ödeme yapılmayınca; davalı/borçlular hakkında —-sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, Borçlu /davalılar tarafından,—– ile talep edilen borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiğini, itiraz dilekçesi üzerine yasal zorunluluk nedeniyle—- dosyasından düzenlenen 03.10.2019 tarihli tutanak ile anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, borçluların haksız itirazlarının iptalini teminen dava açmak zorunda kaldıklarını, müvekkilimiz Bankanın kayıtları üzerinde, Bankacılık işlerinden ve hukukundan anlayan bir bilirkişi veya bilirkişi heyetince yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile davanın haklılığı ortaya çıkacağını, İcra takibimize devam ederek alacağımızın tahsilini temin için işbu davayı açma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir.
TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile ;Müvekkil firma tarafından imzalandığı —- diğer müvekkillerin bu kredilere kefil olduğunu iddia edildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine —- verilerek borcun ödenmesinin istendiği ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını belirtildiğini, davacı— Sayılı dosyasından müvekkillere karşı icra takibi başlatmış ve tarafımızca ödeme emri incelendiğinde Sayın Mahkemenizce de kanaat getirilecek yüksek oranlı faiz, masraf , vergi ve esasında ödenmiş olan kredi borcu için takip yapıldığı kanaatine müvekkillerce ulaşıldığından itiraz ettiklerini, 6802 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu gereği —- mükellefi bizatihi davacı banka olduğunu, Söz konusu verginin bir kısmı şahıs kefil olan müvekkillerden talep edilmesinin tarafımızca kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığını, yeni Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerinin de göz önünde tutularak Bankaların acımasızlığına ve aşırı faydalanmasına —– tanınmamasını talep ettiklerini, bilhassa —— olan müvekkillerin eşlerinin muvafakatinin bulunmaması durumunda kefaletin BK m. 584 gereği geçersiz sayılması gerekli olduğunu, yasal takibe intikal masraflarından dolayı kefillerin sorumlu tutulamayacağı da açıktır —- sadece ve sadece kefalet limitleri dahilindeki borçtan ve kendi temerrütlerinin neticesinden sorumlu olduklarını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından, deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava; davacı banka ile —- sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için davacı bankanın davalılar aleyhine yaptığı icra takibine, borçlu şirketin süresinde borca, faize ve tüm ferilere itiraz ettiği ve icra takibinin durmasına sebebiyet vermesi üzerine, davacı alacaklı banka vekili tarafından İİK 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememiz tarafından celp ve incelenen dava konusu ——incelenmesinden;
Davacı bankanın, —–ile aralarında imzaladıkları kredi sözleşmesine dayalı borcun ödenmemesi üzerine işbu icra dosyasından ——borçlu-müteselsil kefiller … …—- arası %44 temerrüt faizi ve —- kartından kaynaklanan asıl alacak, 298,77-TL işlemiş faiz ve —- 81,85-TL 12.09.2019/16.09.2019 arası %28.80 temerrüt faizi ve —- üzere —-üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %44 faiz uygulanması ve ferileri ile birlikte tahsili için 16/09/2019 tarihinde ilamsız icra takibine geçtiği ve davalı borçlu şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde borca ve ferilerine itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiği dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememiz tarafından taraf delilleri toplandıktan sonra —– tevdi edilerek icra takip tarihi itibariyle borç miktarının tespiti için rapor alınmak üzere dosya kendisine tevdi edilen —- tarafından tanzim edilen;
27/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davacı Bankanın——–düzenlenen taahhütname tahtında davalılar .—- kullandırdığının ihtilafsız olduğu, davalıların müteselsil kefil sıfatı ile davacı ile —- tarihli olduğu, — ile birlikte yetkili olarak yer aldıkları, davalıların asıl borçlu—– yetkili temsilcisi ve ortağı olduğu gözetildiğinde, TBK m. 584/1II uyarınca kefalet sözleşmesinin kurulmasında eşin rızasının alınmasına gerek olmayan hallerden birinin söz konusu olduğu, somut olayda sözleşmenin —-, müşteri ve kefillerin sözleşmenin —– tamamını okuduğunu, hükümler hakkında açıkça bilgilendirildiklerini, bunların içeriğinin öğrenme imkanının sağlandığını, sözleşmenin tüm hükümlerini serbest irade ile kabul ettiklerini beyan ettiklerinin düzenlendiği, taraflarca müzakere edilerek mutabık kalındıktan sonra sözleşmenin imzalandığının belirtildiği, Sözleşme m. 10.1 hükmünde gider vergilerinin, sözleşme m. 43.18 hükmünde ise temerrüdün sonuçlarının düzenlendiği, Her iki düzenlemenin de müşterinin menfaati açısından MK m. 2 dürüstlük kurulma aykırılık taşıyıp taşımadığı hususunda nihai takdir Sayın Mahkemede olmak üzere mali incelemede banka tarafından hesaplanan faiz oranın fahiş olduğu sonucuna ulaşılmış ve sözleşmeye göre % 38 olması gereken oranın % 44 olarak belirlenmesinin uygun olmadığının değerlendirildiği,—– takip tarihi itibariyle bankanın talep edebileceği alacak tutarının —- hesaplandığı rapor edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 28/05/2021 tarihli ek raporda özetle;
Yapılan inceleme ve değerlendirmeler ve kök raporun tanziminden sonra davacı Banka tarafından sunulan belgelerin tekrar incelenmesi sonucunda,—— tarihi itibariyle banka alacağı—– % 38 Tem faizi Oranından 452.936,14 TL) olarak hesaplandığı, Bilirkişi kurulunun diğer hususlardaki 27.03.2021 tarihli kök raporunda belirtilen görüşünü koruduğu rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Mahkememizde açılan işbu dava, davacı bankanın —– genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredinin, diğer borçlular müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları ve …’—- yetkilisi ve ortağı olduğu, kredi limitinin 2.000.000,00-TL olup , davacı bankanın krediyi kullanan — tahsisinin yanında 750.000,00-TL ‘lik kredi kullandırdığı, kredi ve kredi kartı borçlarının ödenmemesi üzerine, kredinin—– nolu ihtarnamesi ile kat edildiği, borçlular tarafından süresinden ödeme yapılmaması sebebiyle , davacı banka tarafından borçlu ve kefiller aleyhine ilamsız icra takibine başlandığı ve borçluların borca ve ferilerine itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğu ve davacı bankanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı tartışmasızdır.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan husus, borç miktarı ve uygulanacak faiz oranlarına ilişkindir.
Mahkememizce dosya kendilerine tevdi edilen bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 23/03/2021 günlü asıl ve bu rapora itiraz üzerine tanzim edilen 28/05/2021 günlü ek rapor ile davacı bankanın talep edebileceği alacağın dosyadaki sözleşme ve bankaca ibraz edilen delilleri ile uyumlu bir şekilde belirlendiği mahkememizce tespit edilmiştir.
— tarafından taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince—– tarihinde tebliğ edildiği ve 1 gün ödeme süresinin verildiği temerrütün 14/09/2019 tarihinde oluştuğunu tespit eden ve uygulanacak faiz oranının —– tarihli yazı ekinde sunulan kredi yıllık azami faiz oranları gözetilerek dava konusu kredinin niteliği ve vadesine göre uygulanacak akti faiz oranının yıllık %22,08 ve temerrüt faiz oranının sözleşmeye göre azami %20 fazlası olmak üzere yıllık %42,08 olabileceği, ancak bu faiz oranının fahiş olup benzer krediler için uygulanan faiz oranına göre sözleşmenin 10/1 maddesi ve sözleşmenin 43.18 maddesinde düzenlenen temerrüdün sonuçlarına göre her iki düzenleme de müşterinin menfaatine göre Medeni Kanunun 2. Maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olmayacak şekilde faizin belirlenmesi gerektiği , buna göre yapılan mali incelemede banka tarafından hesaplanan faiz oranının fahiş kabul edilerek %38 oranına göre uygulanmasının daha adil olduğu görüşüne yer vermiş ve mahkememizce de —-kredi faizine göre bu faiz oranına göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek —- asıl alacak ve temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki faiz alacağının 13.122,51-TL ve kredi kartı kullanımından kaynaklanan alacağın 24.700,000-TL asıl alacak ve kredi kartı harcamaları için talep edilen yıllık %28,80 faiz oranının sözleşme hükümlerine göre uygun olduğu mahkememizce belirlenerek temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki işlemiş faizin 59,28-TL ve her iki kredi için belirlenen faizlerine toplamı üzerinden belirlenen—— olduğunu tespitine ilişkin 28/05/2021 günlü bilirkişi raporu benimsenerek toplam 452.936,14-TL davacı bankanın davalı borçlulardan alacaklı olduğu, davalıların yaptığı ödeme miktarlarının mahsup edildiği ve bilirkişilerce tespit edilen alacağın ödediklerini 6100 sayılı HMK’nın 200 ve devamı maddeleri gereğince sundukları deliller ile ispat edemedikleri anlaşılmakla, davacı tarafından açılan davanın bu nedenle 452.936,14-TL üzerinden kısmen kabulü gerektiği, fazlaya ilişkin istemin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce asıl kredi borçlusu şirket yönünden yapılan hesaplamanın kullanılan kredinin, kefalet limiti altında kaldığı belirlenmekle, temerrüt tarihlerinin de aynı olması sebebiyle müşterek ve müteselsil kefiller yönünden de geçerli olduğu, dosya içerisinde bulunan nüfus kaydı ve ——- kayıtlarına göre, davalı müşterek borçlu ve müteselsil ———– göre, borçlu şirketin ortak ve yetkili temsilcisi olduğu bu nedenle 6098 sayılı TBK’nın 584/3 maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin kurulmasında eşin rızasının alınmasına gerek olmadığı ve bu nedenle kefillerin davalı borçlu şirketin borcundan 28/05/2021 günlü raporda belirlendiği gibi sorumlu olduğu mahkememizce benimsenmiştir.
Ayrıca mahkememizce dava konusu asıl kredi alacaklarının miktarı olan 439.095,27-TL üzerinden alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle İİK.nun 67.maddesi gereğince hesaplanan % 20 oranına isabet eden 87.819,05-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davalıların —– Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın,
a——- kaynaklanan;
Asıl alacak 414.395,27 TL, ve temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında işleyen 13.122,51‬-TL faiz,
b-Kredi kartından kaynaklanan;
Asıl alacak ——–
c-Her iki kredi için hesaplanan faiz miktarı üzerinden belirlenen—- olmak üzere;
Toplam 452.936,14‬-TL alacağın, asıl alacak tutarlarına takip tarihinden tamamen tahsiline kadar;
aa-)414.395,27 -TL yıllık %38 oranında,
bb-)24.700,00-TL yıllık %28,80 oranında temerrüt faizi uygulanmak ve işleyecek faize % 5 —– uygulanmak ve takip talebindeki diğer koşullarla birlikte TAKİBİN DEVAMINA,
b-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacak 439,095,27-TL üzerinden, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle İİK.nun 67.maddesi gereğince hesaplanan % 20 oranına isabet eden 87.819,05-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- arabuluculuk ücretinin DAVALILARDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar ve ilâm harcı olan 29.995,00-TL harçtan peşin alınan 5.483,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 24.511,85-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 5.483,15-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.533,95-TL ile 4.200,00-TL bilirkişi ücreti, 250,30-TL posta,tebligat masrafı kabul ve ret miktarlarına göre 9.685,00-TL olmak üzere toplam 15.218,95-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde — göre ve kabul oranına göre belirlenen 37.834,61 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —göre ve kabul oranına göre belirlenen 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden itibaren, 6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesi gereğince resen davacının bildireceği hesaba İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde İSTANBUL BAM ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı