Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/340 E. 2020/415 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/340 Esas
KARAR NO : 2020/415
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirketin davalı şirkete muhtelif çeşitte süt ürünü satış ve teslimini gerçekleştirdiğini, davalı ile açık cari hesap ile çalışıldığını, son cari hesap bakiyesinin —- olduğunu, davalı tarafından borcun ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine —– sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği takip konusu alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kendi edimini ifa etmeyen ve ifa ettiğini yazılı belgelerle ispat etmeyen davacının talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle davanın reddini, %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu / Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.-
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden delil niteliği taşımaktadır.
Mahkememizce tarafların —- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi—- tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan— bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı firma tarafından davalı firmaya — adet belge ile toplam — tutarında fatura düzenlendiği, davacının kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile cari hesaptan kaynaklı —- alacaklı olduğu, defter inceleme günü defter ve belge ibraz etmediği, davacı firmanın davalı firmaya düzenlediği fatura içeriği ürünlerin davalı firmaya teslim edildiğini kanıtlaması gerektiği, davacı firma tarafından davalı firmaya düzenlenen fatura içeriği ürünlere ait sevk irsaliyeleri ile davalı firmanın bağlı olduğu vergi dairesinden alınan—- aylarına ilişkin BA formunun dosyaya ibraz edilmesi gerektiğinde kanaat oluşabileceği …” belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikler ikmal edilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi —- tarafından düzenlenmiş bilirkişi ek raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan — bilirkişi ek raporunda özetle; “…Davacı ve davalı kayıtlarında göre, davacının davalıdan takip tarihi itibari ile cari hesaptan kaynaklı — alacaklı olduğu, —-sayılı dosyası —- ana para ve takip tarihinden itibaren işleyecek faiz olarak talep edildiği ve uygun olduğu …” belirtilmiştir.
— tarihli ön inceleme duruşmasında davacı ve davalı vekillerinin hazır bulunduğu, taraflara — yıllarına ait ticari defterini sunmaları için süre verildiği, davalı taraf duruşmada vekille temsil olunduğu halde davalı tarafça —-yıllarına ait ticari defterlerin ara karara rağmen sunulmadığı görülmüştür.
Öte yandan —- yılı BA formu vergi dairesinden celp edilmiş olup davalının 33 belge ile — tutarında fatura karşılığı mal ve hizmet aldığı SMMM bilirkişi —tarafından tanzim edilen—- tarihli ek raporun 4. sayfasından ve dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davalı taraf ara karara rağmen ticari defterlerini sunmadığından, davacı defter içeriklerine göre alacak ve borç tespit edilecektir. Hâlböyleyken, dosyaya celp edilen BA/BS formları, davacının sunduğu ticari defter içeriği, mübrez bilirkişi kök ve ek raporları ile dosya kapsamı kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde, davacının ticari satımdan kaynaklı olarak davalıdan —- alacağının olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava itirazın iptaline ilişkin olup davacı icra inkar tazminatı talep etmektedir. Davacı tacirin talep ettiği — muayyen (likid) kabul edilmiş—- üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca davanın kabulüne ve icra takibine yapılan itirazın iptaline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—- sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —- üzerinden yasal faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan 93.035,23-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 6.355,24-TL harçtan peşin alınan 1.223,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.131,61-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 12.788,35-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 1.174,43-TL harç ve 652,10-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.826,53-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/11/2020