Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/317 E. 2023/648 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/317
KARAR NO : 2023/648

DAVA : TAZMİNAT (ÖLÜM VE CİSMANİ ZARAR SEBEBİYLE AÇILAN TAZMİNAT)
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
15.11.2016 tarihinde —- sevk ve idaresindeki —plakalı aracın seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı trafık kazası meydana geldiğini, bu nedenle araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilin sürekli iş göremez hale geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında —– kusurlu bulunduğunu, dolayısıyla davacının yaşanan olayda herhangi bir kusurunun olmadığını, —– plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde —– numaralı ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle kişi başına sakatlık halinde 310.000 TL, kişi başına tedavi halinde 310.000 TL teminat bulunduğunu, davacının sürekli iş göremez hale geldiğini, tedavi süreci boyunca bakıma muhtaç kaldığını, davalı sigorta şirketine 31.05.2019 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak davalı sigorta şirketinin 12.06.2019 tarihli yazısında herhangi bir tazminat ödemeyeceğini bildirdiğini, başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödeme yapmayan davalı sigorta şirketinin 13.06.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, kazaya sebebiyet veren—— plakalı araç ticari nitelikte olup avans faizi gerektiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla sürekli iş göremezlik zararına istinaden şimdilik 50-TL, bakıcı gideri zararına istinaden şimdilik 50-TL maddi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 13.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
Kabul anlamına gelmemek kaydıyla sorumluluğun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, yaşanan kazada kusur tespiti gerektiğini, davacı gelirinin belgelerle ispatlanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, usule aykırı şekilde dava açılmış olduğunu, dava konusu kaza haksız fiilden kaynaklanmış olup ticari iş olarak nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle yasal faizle sorumlu olunabileceğini, haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosya incelendiğinde davanın, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır
.—–Kurumundan maluliyete ilişkin alınan raporlarda özetle; —– Devlet Hastanesinin 15.11.2016 giriş tarihli evrakında; trafik kazası, sol diz lateralde 10×15 cmlik kısmen doku kaybını eşlik etiği derin kesi mevcut olduğu, hayati tehlikesi olmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, debritman ve sütür yapıldığı, sütürün açılmaması için atel konulduğu,
—–Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 12.12.2016 yatış tarihli evrakında; trafik kazası sonrası sol dizde 8×10 cm lik defekt alanı, defekt onarımı yapıldığı,
——- Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 14.10.2021 tarihli Ortopedi raporunda, 8 yıl önce kaza geçirmiş, ortopedik açıdan kemik patoloji olmamış, yumuşak doku hasarı olmuş, ekstremite muayenesi doğal olduğu bildirildiğine,
Kurulun 15.04.2022 tarihli ve—–Karar sayılı mütalaasında:
Mevcut belgelere göre;—–oğlu 26.04.2002 doğumlu —— 15.11.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle, 30/03/2013 tarih ve —– sayılı ——yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri Kapsamında, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, dolayısıyla; Tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği ‘’ mütalaasına varıldığına göre,
—–oğlu 26.04.2002 doğumlu —–15.11.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle; başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği ile bildirilmiştir.
Aktüerya Bilirkişiden alınan raporda özetle;—— adına tescilli — plakalı —-marka —-model —– tipi, Ticari kullanım amaçlı aracın, davalı—– tarafından—– numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile 07.12.2015-07.12.2016 tarihleri arasında teminat altına alınmış olduğu, kazanın 15.11.2016 tarihinde meydana geldiği, ilgili poliçede Sakatlanma ve Ölüm Kişi Başına limitinin 290.000-TL olduğu görüldüğü, dosya kapsamında davacı ——ait herhangi bir gelir belge/bilgisine rastlanmadığı, bilindiği üzere 01.06.2015 tarihli Genel Şartlardan sonra TRH2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz kullanılarak tazminat hesabı yapılmakta iken, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli ve—–sayılı iptal kararı sonrasında tazminat hesaplamasının hangi usul ve esaslara göre yapılacağı hususunda belirsizlik oluşmuş, nihayetinde Yargıtay—– Hukuk Dairesi’nin içtihat niteliğindeki son dönem kararlarından sonra TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak, ancak 1,8 teknik faiz kullanılmadan progresif rant yöntemine göre hesaplama yapılması benimsendiği, —— 26.04.2002 doğumlu olup 15.11.2016 olay tarihinde 14 yaşında olup, TRH 2010 bakiye yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 60 yıl olduğu, yani 74 yaşına kadar (26.04.2076) yaşama ihtimali olduğu, —–Başkanlığı —– İhtisas Kurulu —- sayılı kararında; —– 15.11.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı tüm vücut engellilik oranının 0 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceği mütalaa edildiği, —– Kurumu Başkanlığı —–İhtisas Kurulu —sayılı kararında; —– 15.11.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı başka birisinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı mütalaa edildiği, Trafik Kazası Tespit Tutanağında; —– plakalı araç sürücü —– kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK’nın 52/1-b maddesi kanaatine varıldığı, davacı adına herhangi bir kusur tespiti yapılmadığından hesaplanacak olan maddi tazminattan TBK 52. maddesi gereği kusur indirimi yapılmayacağı, Davacı —–yaralandığı 15.11.2016 tarihinden, —– Kurumu’nun iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceği mütalaasına istinaden 15.12.2016 tarihine kadar %100 malul olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Devamında ise yine —- Kurumu’nun tüm vücut engellilik oranının %60 olduğu mütalaasına istinaden herhangi bir hesaplama yapılmayacağı,
¸Davalı sigorta şirketince yapılan poliçede Sakatlanma ve Ölüm Kişi Başına limitinin 290.000-TL olduğu, Davacı —– 15.11.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında bağlı 0 maluliyet oranı ve %0 kusurlu bulunduğu dikkate alınarak maddi tazminat hesabı yapıldığı, Davacı ——lehine 1.300,99 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, Davalı sigorta şirketine 31.05.2019 tarihinde başvuru yapıldığı, bu çerçevede Mahkemece kabul edilecek başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasına denk gelen 13.06.2019 tarihte davalı sigorta şirketinin temerrüde düşeceği, kazaya karışan aracın kullanım amacının ticari olması nedeniyle hükmedilecek tazminata avans faiz uygulanması gerektiği bildirilmiştir.Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davacı —– 15.11.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle, 30/03/2013 tarih ve—- sayılı —- yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri Kapsamında, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, dolayısıyla; Tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği, başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı, Davacı—— lehine 1.300,99 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davanın sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatına ilişkin olduğu, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı alacağının bulunmadığı görülmekle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85-TL harçtan yatırılan peşin harç olan 44,40-TL’nin mahsubu ile kalan 225,45-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı —– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından mahkemeler veznesine yatırılan gider avanstan kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE, davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—- Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.