Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/292 E. 2020/89 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/292 Esas
KARAR NO : 2020/89
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 02/10/2019
KARAR TARİHİ: 18/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kaçak elektrik kullanım bedelinin ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine ——– İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı dosyasında icra takibine başlanıldığını, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, haksız ve yersiz yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap ve beyan dilekçesinde özetle; defalarca davacı taraf ile görüşmek istemesine rağmen davacı tarafın agresif bir tutum içerisinde olduğunu, söz konusu icra dosyası ile ilgili olarak tutanak tutulmadan önce sorunun çözümü için kurum yetkililerine başvurduğunu ancak taleplerinin reddedildiğini,ilgili kurumun hakkında yapılan uygulamaları nedeni ile ticaret yapamaz hale geldiğini,borçlarını ödeyemez duruma geldiğini, geçim sıkıntısı çektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalının tacir olup olmadığının tespiti hususunda—– müzekkere yazıldığı, gelen —— tarihli cevabî yazıda davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
———–gün ve ——– sayılı yazısı ile davalının ——- tarihinde— numarası ile————-kayıtlı olduğu ve bu kaydının halen devam ettiği Mahkememize bildirilmiştir.
Davalı ———– tarihli duruşmada; esnaflık yaptığını,———– bulunduğunu beyan etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), ————- Kanunu (m.31),———— Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Davalının ———- kaydı olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalının beyanı da bu yöndedir.
Dava konusu edilen elektrik kullanımı, Türk Ticaret Kanunu ve diğer özel kanunlar kapsamında mutlak bir ticari davaya konu olmayacaktır.
Öte yandan, davacı taraf ticaret şirketi olduğundan bir tacir (ticari işletme işleten) olsa da davalı tacir olmayıp davalının ticari işletmesini ilgilendiren bir husus eldeki uyuşmazlıkta sözkonusu değildir. Bu sebeple somut uyuşmazlıkta bir nispi ticari davadan bahsedilemez.
Hâlböyleyken huzurdaki davanın bir ihtisas Mahkemesi olan Asliye Ticaret Mahkemesinde görülme imkânı yoktur. Somut uyuşmazlıkta, genel görevli Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usûlden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya ——– Asliye Hukuk Mahkemelerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ve yetkili ————– Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında görevli ve yetkili Mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı asılın yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.18/02/2020