Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/282 E. 2021/547 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/282
KARAR NO : 2021/547
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili Mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalı şirket arasında iş ilişkisi kurulmuş olup alacaklarının tahsil edilmemesi neticesinde —— esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmesi ile icra takibinin durdurulduğunu, davalının icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğunu, asıl alacağa, faize, masraf ve vekalet ücretine yönetil itirazın iptaline, icra takibinin devamının davalının %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kesinleşmiş ve vadesi gelmiş bir borcun bulunmadığı, davacı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği ve doğru adayı bulmadığı için davacının gösterdiği adaylardan hiçbirisi ile hizmet sözleşmesi imzalanmadığı için ücrete hak kazanamadığı, davalı şirket yetkili personeli tarafından davacı şirket ilgili personeline gönderilen e-postada sözleşme tarihi üzerinden iki ay geçmiş olması ve süreçte olumlu aday üzerinden ilerlenemediği için sürecin sonlandırılmasına karar verildiğini, davalı şirketin davacının gösterdiği adaylardan hiçbiri ile iş sözleşmesi imzalama yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava itirazın iptali davasıdır. Davaya konu takip ilamsız icra takibi olup, davalıların itirazı sebebiyle davacı tarafça itirazın iptali davası açılmıştır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—–sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait— yılı ticari defterleri üzerinde ——-bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): ———-Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada ——– bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. ——bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalı şirket yasal defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapılmış olduğu, kazıntı ve silintiye rastlanmadığı ve sahibi lehine delil olmaz özelliğine haiz olduğu, Davacı yasal defter ve belgelerinde davaya konu olan alacak bakiyesini gösterir faturanın kayıtlı ve takip tarihi olan —- tarihinde davalı şirketten —— alacaklı olduğu, Davalı şirket yasal defterlerinde ise bu faturanın kayda alınmadığı, davacı şirkete——- bakiye ile borcu bulunmadığı, Taraflarca akdedilen sözleşmenin 6/a-l. Maddesinde; —–istihdamı gerçekleşen ——- karşılığını aşağıdaki şekilde ödemeyi taahhüt eder. ” Davacı şirketçe yapılan çalışmalar sonucunda pozisyona başvuran adaylar arasından davalı şirkete yönlendirilen bir kısım adaylarla ikinci kez görüşme yapıldığı, Bu durum gerek davalı vekilinin beyanında; “Müvekkilimiz tarafından belirlenen uygun aday kriterlerinin en önemlisinin İngilizce dil bilgisi olduğu sürecin en başında davacı şirkete belirtilmiştir. Zira bu pozisyon müvekkil şirketin—— yapacaktır. Sonrasında, müvekkilimiz tarafından— adayla yüz yüze görüşme yapılmış olup, ikinci aşamaya kalan —–adaya öncesinde ——- yapılmadığı, hatta içlerinden bir tanesinin müvekkil—- raporlama yaptığı ve yabancı olan, yurtdışındaki—-geçecek kadar yeterli İngilizce bilgisine sahip olmadığı anlaşılmıştır.” Gerekse de mail ve yazışmalardan anlaşıldığı, ancak; davacı şirketin ücrete hak kazanması için akdedilen sözleşmeye göre davalı şirket tarafından personelin istihdam edilmesi şartı yer aldığı, davalı yanca yapılan görüşmelerde aranan yeterliliğin bulunmadığı bu sebeple davacı şirketin için ücrete hak kazanmadığının düşünüldüğü, diğer yandan, sözleşmenin tarihinin ——— tarihinde imzalandığı göz önüne alındığında; 6/a-4 maddesinde göre; —- devredilen pozisyon firma ya da farklı bir kanaldan kapatılırsa veya yönlendirilen pozisyon firma tarafından durdurulursa, pozisyon başına —- ödemeyi taahhüt eder. —–ay içinde uygun aday paylaşmaması durumunda iptal maddesi geçerliliğini kaybedecektir.” maddesinden hareketle, —–Süreç ile ilgili tarafınıza bir bilgilendirme yapıldı mı bilemiyorum ancak ben de ayrıca yazmak istedim———–üzerinden iki ay geçmiş olması ve süreçte olumlu bir aday üzerinden ilerleyemediğimiz için sürecimizi sonlandırmak istiyoruz Sürece kendimiz ilerleme kararı aldık, bu aşamaya kadar olan emek ve destekleriniz için teşekkür ederim Yine görüşmek isterseniz her zaman detaylı konuşabiliriz. İyi çalışmalar dilerim—– tarihinde akdin son bulmasına karar verildiği, ve sözleşmenin ilgili maddesine göre —- aylık sürenin de geçmiş olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; tarafların ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olduğu, Davacı yasal defter ve belgelerinde davaya konu olan alacak bakiyesini gösterir faturanın kayıtlı ve takip tarihi olan — tarihinde davalı şirketten —— alacaklı olduğu, Davalı şirket yasal defterlerinde ise bu faturanın kayda alınmadığı, davacı şirkete —–bakiye ile borcu bulunmadığı, dolayısıyla ticari defterlerden davacının alacaklı olup olmadığı anlaşılamamıştır. Taraflar arasında yapılmış olan hizmet sözleşmesinin 6-a maddesi başlığında, firma, istihdamı gerçekleşen ——— yerleştirme hizmetinin karşılığını aşağıdaki şekilde ödemeyi taahhüt eder, ibaresinin bulunduğu, ücrete hak kazanmak için istihdamın gerçekleşmesinin gerekli olduğu, istihdamın gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının icra takibini kötü niyetle yaptığına dair kanaat oluşmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar ve ilâm harcı olan 59,30 TL harcın peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.950,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair,davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, her ne kadar duruşmada İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere denilsede, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 25/06/2021