Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/233 E. 2021/312 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/233 Esas
KARAR NO : 2021/312
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile ———– davalı borçlu şirket arasında devamlı surette iş ilişkisi bulunduğunu, bu kapsamda müvekkili şirket davalı borçlunun yüklenmiş olduğu —— işlerini gerçekleştirdiğini, yerine getirdiği hizmet karşılığı düzenlenen——- bedelli fatura bedellerinin kendisine ödenmediğini, icra takibine söz konusu borcun ödenmesi için taraflarınca davalı borçluya— numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini,—– sayılı dosyanda icra takibi yapıldığını, itirazın ———– üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek faiz oranı ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında devamlı surette ticari iş ilişkisinin olduğunu, bu kapsamda müvekkil şirketin—– imalat ve montaj işlerinin edimi olarak ——- bedelli faturaları ödemediğini toplamda —-tutarında ödenmemiş cari hesap alacağı olduğunu, ——— tarihli ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini ve arabuluculuk görüşmesinde anlaşmaya varılamadığını, ödeme emrine itirazın borçtan kaçmak ve takibi durdurmaya yönelik olduğunu davacının beyan ettiğini, müvekkili şirket söz konusu faturaların karşılığı borcunu davacıya ödediğini, bu kapsamda müvekkil şirket aleyhine başlatılan takibin haksız olduğunu, davacının, müvekkil şirketin—– bedelli faturaları ödemediğini iddia etmektedir. Müvekkil şirket,————arasındaki ticari ilişkiyi reddetmediğini, ——— imalat ve montaj işlerinin görülmediğini, faturaların gerçek dışı olduğunu vb. de ifade etmemekte olduğunu, iki faturanın da varlığını kabul etmediğini, global çapta faaliyet yürüten müvekkilinin iki adet faturadan oluşan toplam ———borcunu davacı şirkete ödediğini, Faturaların ödendiği dekontlarla sabit olduğundan huzurdaki davanın reddini talep ederiz.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, İtirazın iptali Ticari Satımdan Kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——–dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait —- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde ———- bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): —————- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların — yılına ait ticari defterleri üzerinde—- bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —- bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; —– yıllarında ticari defterlerini e defter olarak tuttuğunu, davacı şirketin edefter beratlarının ——– son aylarının kanuni sürelerde oluşturulduğu, davacı şirketin davalı şirketten —– bakiye alacaklı gözüktüğünü, davacı şirket tarafından davalı şirkete ——–yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin davalı şirkete —- tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı şirket tarafından davalı şirkete faturalardan kalan—- cari hesap alacaklarının tebliğ tarihinden itibaren — gün içerisinde gecikme faizi ile birlikte ödenmesi ihtar edildiğini, davacı ve davalı şirket arasında——-yıllarında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığını, davacı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihinde davacı şirketin davalı şirketten —— bakiye alacaklı gözüktüğü, davacı şirket tarafından davalı şirkete ———- bedelli e fatura düzenlendiği, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketten gözüken bakiye alacağının bu faturadan kaynaklandığının anlaşıldığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete ve icra takibine konu faturaların davacı şirketin banka hesabına fatura numaraları belirtilmek suretiyle ödenmiş olduğunu, belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; davacının ticari defterleri incelenmiş olup davacının ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olduğu, davacının icra takibine ve davaya konu etmiş olduğu faturaların davalı tarafından ödenmiş olduğu, davacının alacağının farklı bir faturadan kaynaklı olduğu, itirazın iptali davası icra takip dosyasıyla bağlı olduğundan ve icra takibindeki faturalardan kaynaklı olarak davalının borçlu olmadığı anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı taraf icra takibi yapmakla kötü niyetli olduğu görülmediğinden şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatına yer olmadığına,
3-Karar ve ilâm harcı olan 59,30-TL harcın peşin alınan 95,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 35,79-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi. 09/04/2021