Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/228 E. 2023/52 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/228 Esas
KARAR NO: 2023/52
DAVA: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ: 24/09/2019
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; ——- de görüleceği üzere ——–numarasında kayıtlı bulunan —– tek ortağı olduğunu, şirketteki ——–payını şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla beraber —– devrettiğini, devir alan — mezkur firmayı noter satış sözleşmesinde belirtilen hususlar doğrultusunda kabul ederek teslim aldığını, —— tarihinden itibaren zikredilen firmanın tamamen sorumluluğu dışına çıktığını, şirketteki hissesini satmasına rağmen ———- tescil yapmadığından sorumluluğunun devam ettiğini, firmanın devrini üzerine alan şahsın mevcut adresinde yapılan tüm aramalara rağmen ulaşılamadığını, maruz kaldığı vaki olay nedeniyle satışını yaptığı firma üzerindeki mesul müdürlük sorumluluğunun düşümüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ———– aracılığıyla dava dilekçesi ve duruşma zaptının tebliğ edildiği, davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Temsil kayyımı ——— dilekçesinde özetle; Dosyada bulunan belgeler ve TTK hükümlerine göre davacının şirket hissesinin devir işlemi ve mesul müdürlük sorumluluğunun sona erme şartlarının oluşmadığını ve nihayete ermediğini, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili ——- tarihli ıslah dilekçesinde; Müvekkili tarafından ikame olunan davada, netice-i talep kısmında, şirketteki müdürlük görevinin sona erdirilmesine karar verilmesinin talep edildiğini, gelinen aşamada, müvekkilinin şirketteki ortaklık ve müdürlük görevinin sona erdirilmesine, ortağın payının şirkette ne şekilde tasarruf edileceğinin tespitine, kararın ticaret sicile tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının,—– hissesini satmasına rağmen ——- kayıtlarında halen mesul müdür olarak görülmesinden dolayı mesul müdürlüğünün kayıtlardan silinmesine yöneliktir.
Davacının davalı ——– tek müdürü ve ortağı olarak gözükmesinden dolayı aralarında menfaat çatışması bulunması nedeniyle Mahkememizin —– ara kararı ile davalı ——–kayyımı olarak atanmıştır.
——- sicil nolu —- kayıtlarının incelenmesinde; sermayesinin —-ana sözleşmesinin ——— olduğu, şirketin son tescilini ——— tarihinde yaptırdığı görülmüştür.
—— tarihli yazı cevabında davalı —– tarihinden önce—–borcu bulunduğunun bildirildiği,
—– tarihli yazısı ekinde davalı ——— gönderildiği görülmüştür.
TTK’nun 595. Maddesi;
“(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” şeklindedir.
Genel Kurulun yetkilerine ilişkin TTK’nun 616/1-b. maddesine göre şirket müdürlerinin atanmaları ve görevden alınmaları genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmıştır.
Her ne kadar davacı —-ile ——- sattığını beyan etmişse de bu hissenin devrini ———dolayı —– halen şirketin tek ortağı ve yetkilisi olarak görülmektedir. Davacının talebi noter kanalıyla yapılan sözleşme nedeniyle sicil kayıtlarından tarafının silinmesine ve şirket müdürlüğünden istifasına ilişkindir.
Öncelikle yukarıda da açıklandığı üzere TTK’nun 616/1-b. maddesine göre müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları şirket genel kurulunun devredilemez yetkileri arasında olup mahkemenin genel kurul yerine geçerek davacının müdürlükten alınması yönünde karar vermesi söz konusu olamaz. Kaldı ki davacının müdürlükten istifasının muhatabı da dava dilekçesinde gösterilen davalı değildir.
Davalı gerçek kişinin bu davada, bu anlamda taraf sıfatı bulunmamaktadır.
Öte yandan limited şirketlerde TTK’nun 595. maddesine göre pay devrine ilişkin devir sözleşmesinin noterlikçe yapılması gerekmekte olup somut olayda davacının davalı gerçek kişi ile yapmış olduğu devir sözleşmesi uygun olmakla birlikte tek başına esas sermaye payının devrini sağlamamakta, ancak sözleşmenin tarafları birbirlerine karşı sözleşmeden doğan borçların yerine getirilmesini talep hakkı kazanır.
TTK 595/2. maddesine göre davacının talebinin yerine getirilebilmesi için genel kurulun onay şartı mevcuttur. Devir sözleşmesinin hükümlerini doğurabilmesi ve payın devralana geçmesi için genel kurul onayı şarttır. Somut olaya bakıldığında halen genel kurul toplanarak devir onaylanmamış ve şirkete müdür atanmamıştır. Davacının talebinin kabul edilmesi halinde şirket temsilcisiz kalacak ve hakları zarar görecektir. Ayrıca dosyaya kayyum olarak atanan ——–beyanına göre şirketin kamu borçlarının mevcut olduğu ve davacının da kamu borçları nedeniyle sorumluluğunun olduğu ortadadır.
Öte yandan davacı tarafın talebinin müdürlükten istifa olarak düşünülmesi halinde de müdürler her zaman görevlerinden istifa edebileceği, istifanın tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğu, şirketin kabulüne bağlı olmadığı, bu yönden bakıldığında davacının şirkete karşı yapmış olduğu herhangi bir istifa başvurusunun da söz konusu olmadığı görülmektedir.
Bütün bu gerekçelerle davacının halen davalı——- tek ortak ve yetkilisi olduğu, dava dilekçesinde belirtilen noter huzurunda yapılan sözleşmenin genel kurul kararı ile yürürlüğe girebileceği, genel kurulda böyle bir karar alındığına dair de dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı, devir sözleşmesinin sözleşmeyi yapan taraflar arasında birbirlerine karşı ancak talep hakkı doğurduğu ve şirkete karşı bir hüküm ifade etmediği anlaşılmakla şartları oluşmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca temsil kayyumuna karar tarihine kadar ödenmesi gereken 11 aylık ücret toplamı olan —— ödemesi yapılan ——-mahsubu ile kalan —–davacıdan tahsili ile temsil kayyımına ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Şartları oluşmayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile kalan 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Temsil Kayyımı ——- ödenmesi gereken 9.000,00 TL’nin davacıdan alınarak temsil kayyımına ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile temsil kayyumunun yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
18.01.2023