Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/221 E. 2022/760 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/221 Esas
KARAR NO: 2022/760
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/09/2019
KARAR TARİHİ: 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, Müvekkil, davalı şirketten ——tarihli —— tutarlı faturalar ile alacaklıdır. Alacağın tahsili için ——– esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış, itiraz üzerine takip durmuştur İcra takibine yönelik itirazın iptali ile icra takibinin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkil şirketin ödenmemiş fatura borcu bulunmamaktadır. Davacı şirket bu davanın dayanağı olarak gösterdiği —— bedelli ve———bedelli olmak Üüzere, müvekkil şirkete Toplam —— tutarında fatura kesmiş ancak, fatura muhteviyatı malların tek bir tanesini dahi teslim etmemiştir. Fatura kesildiği halde mal teslim edilmemesi nedeniyle, Müvekkil şirket yetkililerinin durumu sorması üzerine,—– tarihinde davacı Şirket yetkilileri tarafından, mal tesliminin halledileceği ve şu anki gecikmeden doğan zararın telafisi için —- fiyat farkı faturası kesmeleri müvekkil şirket yetkililerine söylenmiş ve Müvekkil Şirketçe de,—–bedelli fiyat farkı faturası kesilip, davacı şirkete tebliğ edilmiştir. Müvekkil şirketle Davacı şirket arasında bu süreç ve görüşmeler devam ederken, davacı şirket —— bedelli iki adet fatura kesip, Davacı şirketin aynı şekilde ticari ilişki içerisinde olduğu, Müvekkil şirket ortaklarının akraba şirketi olan ——- Ne, göndermiştir. Ancak; Fatura tebliğ tarihi itibariyle, fatura muhteviyatı malların gönderilmemesi üzerine: Müvekkil şirkete mal tesliminin yapılmadığından bilgi sahibi olan ——– yevmiye nolu noter ihtarnamesi ile “herhangi bir mal ve hizmet alınmadığı” belirtilerek kesilen faturalar davacı şirkete iade edilmiştir. Gerek müvekkil davalı şirketçe gönderilen, malların teslim edilmesi yönündeki talep maili ve gerekse, ——faturaları iade etmesi üzerine, Davacı şirket bu mal tesliminin gecikmesinden kaynaklanan zararın telafisi için Müvekkil şirketin kesmiş olduğu ——- bedelli, (süresi içerisinde itraz etmediği, kendi kayıtlarına da aldığını bildirdiği) fiyat farkı faturasını, sevhen kesilmiş gibi göstererek davalı müvekkil şirkete yeniden fatura etmiş ancak, müvekkil şirketçe ——- yevmiye nolu iade ihtarnamesi ile davacı şirkete iade edilmiştir. Fiyat farkı faturasının iade edilmesi ve malların hala teslim edilmemesi karşısında durumu araştıran müvekkil şirket yetkilileri, davacı şirketin aynı şekilde başka şirket ve şahıs firmalarına mal fatura edip teslim etmediğini öğrenmiş ve artık gerçek durumun şayi olması üzerine, davacı şirket yetkileri müvekkil şirketi arayıp durumu görüşmek istediklerini bildirmişler ve davacı ——müvekkil şirket ————- yaptıkları görüşmede, “Şirketlerinin satış personelinin faturaları kesilen yerlere fatura muhteviyatı malları teslim etmeyip, başka yerlere sattıklarının tespit edildiğini, bu şekilde kendilerinin —— fazla zarar ettiğini, adı geçen şahıslar hakkında şikayetçi olduklarını ancak, bu zararı ilgili şahıslardan tahsil etmenin mümkün olmadığı, kendilerinin de tek başına bu zararı çekmesine ekonomik güçlerinin yeterli olmadığı, dolayısıyla; fiilen mal teslimi sözkonusu olmasa dahi, mal teslim almış gibi imza atan Müşterilerinden söz konusu mal bedellerini ksmen de olsa talep etmek zorunda kaldıklarını beyan ederek, aksi halde mal teslim almayıp ta almış gibi imza atmış olan ve şeklen borçlu oldukları mal bedellerinin tamamını tahsil için işlem başlatacaklarını bildirmiştir. Bu görüşmelerde müvekkil şirket yetkilisi tarafından, hiçbir şekilde almamış oldukları mal bedellerini ödemeyecekleri, ancak fiyat farkı faturası kesilmesi nedeniyle mahsup işlemi yapılmış ——- dışındaki teslim alınmayan mala ilişkin olan ——-iade edebileceğini bildirerek, faturaların işleme konulacağı tehdidine cevap vermiştir. Bu şekilde diyaloğun ve ticari ilişkinin kesilmesi üzerine, hem teslim etmediği mal bedellerini, hem de, teslimi oyalaması nedeniyle kendi talep ve onayları ile fiyat farkı faturası kesilen miktarları da dahil ederek, müvekkil hakkında dava konusu olan icra takibini başlatmıştır. Davacı şirket yetkilileri, fatura muhteviyatı malların teslim edilmediğini her vesile ile kabul etmiş ancak; kendi çalışanlarının bunu yaptığını, şirketlerinin bir kusuru olmadığını, aynı çalışanlarının başka firmalara da faturaları imzalatıp, malı teslim etmediğini, kendilerini işten çıkardıklarını, haklarında cezai yönden şikayetçi olduklarını, ayrıca hukuk davası açacaklarını ancak hiçbir mal varlıklarının bulunmadığını ve şirketlerinin de bu kadar zararın altından kalkamayacaklarını belirterek, yardımcı olunması durumunda, ileriki satışlarda kısmen de olsa fiyat indiriminde bulunmak suretiyle yardımcı olacağını beyan etmişlerdir. Fatura tarihinden, takip tarihine kadar 10 aylık süre geçmesine rağmen, fatura bedellerinin ödenmesi yönünde hiçbir talepte bulunmadan, önce müvekkil şirket yetkililerini hileli davranışlarla mal teslimi hususunda oyalamayı sürdürmüşler sonrada iade faturası bedelini de katarak icra takibi başlatılmıştır. Ortada açıkça hile ve aldatma söz konusudur ki; bu hileli davranışın ve özetlediğimiz sürecin en açık delili davacı tarafın,—— gönderdiği ve iade edilen faturalar ile ilgili herhangi bir itirazda bulunamamış olması, aynı şekilde birkaç firmayla da fatura kesip mal vermemiş olması —— nedeniyle davalı olmasıdır. Bu konuda, gerek Ceza, gerek se Hukuk Mahkemeleri nezdinde araştırma yapıldığı taktirde, davacı şirketinn asıl bir haksız kazanç peşinde olduğu ortaya çıkacaktır. Davacı tarafın, bu hileli ve aldatıcı davranışını çalışanlarla birlikte planlanmadığını kendisi ispat etmek zorunda olduğu gibi, davacı şirketin kendisi ve çalışanlarının hileli ve aldatıcı davranışından dolayı 3. Kişilere verdiği zarardan çalıştıranın sorumluluğu TBK. – ve diğer ilgili yasa hükümleri gereğidir. Yukarıda açıklanan maddi olaylar değerlendirildiğinde; Her ne kadar senetle ispat sınırının üstünde olsa dahi, ——- sayılı içtihadında belirtildiği üzere; senede karşı senetle ispat zorunluluğuna ilişkin kuralın istisnaları bulunmakta olup; hata, hile ve ikrah iddiaları bu istisnalar arasında yer almaktadır ——–Hata, hile ve ikrah vakıaları senede bağlanması mümkün olmayan iddialardır ve senetle ispat edilmesinde maddi İMKANSIZLIK VARDIR. Şu halde bu iddiaların tanıkla ispat EDİLEBİLMESİ DOĞALDIR. Anılan HMK 203/ç maddesi ve yukarıda anılan —— Kararı doğrultusunda somut olayda fatura muhteviyatı malların teslim edilmediğine ve davacı Şirketin aynı hileli ve aldatmaya yönelik davranışlarına ilişkin tanık dinletme talebimiz bulunmakta olup, Ayrıca davacı şirketin——– yıllarında açmış olduğu gerek mal verdiği firmalarına ve gerekse kendi çalışanlarına karşı açmış olduğu ceza ve hukuk davalarının sayın mahkemece araştırılmasını talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin cevap dilekçesine karşı vermiş olduğu beyan dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin “malların teslim edilmediği” yolundaki asılsız iddiası da yazılı deliller karşısında geçersizdir. Zira icra takibine konu edilen 3 adet irsaliyeli faturanın tamamında davalı şirketin kaşe ve imzası mevcuttur. Burada asıl üzerinde durulması gereken husus ise ;davalı vekilinin malların teslim edilmediğini iddia ederek müvekkilim şirketi hedef alan ağır ithamlarda bulunmasına rağmen İrsaliyeli faturalarda davalı şirketin imza ve kaşesinin bulunduğunu gözardı etmesi ve “imza inkarında bulunmamasıdır.” Ve davalı vekilinin göz ardı ettiği başka önemli bir husus ; bu davanın TTK m.18 /2 gereğince “basiretli bir iş adamı gibi hareket etme ” yükümlülüğü olan tacirler arası bir dava olduğudur. Ticari hayatın olağan akışı içinde HİÇBİR BASİRETLİ TACİR TESLİM ALMADIĞI MALİN İRSALİYESİNİ İMZALAMAZ. Toplam miktarı 202.079,62.TL. olan dava konusu 3 adet irsaliyeli faturayı davacı şirketin kaşeleyip imzalamış olması ve imza inkarı da yapılmaması fatura konusu malların teslim alındığının kesin deliller ile ispatıdır. Bu nedenle davalı vekilinin malların teslim alınmadığı yolundaki gerçek dışı iddiasına delil olarak gösterdiği davalının kendisi tarafından hazırlanmış olan mail yazışması kendi lehine delil yaratma çabası olup hukuken geçerliliği bulunmamaktadır. Davalı vekilinin ,davalı şirket ile —– olarak tanımladığı dava dışı başka bir tüzel kişiliğe ait şirket ile ilgili beyanlarının ise sayın mahkemeniz dosyası ile ve bu dosyaya konu ticari ilişki ile ilgisi bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki beyan ve taleplerinin usulen bu dosya kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Yine dilekçemizin yukarıda——- numaralı bölümünde arz ettiğimiz beyanlarımız doğrultusunda ; davalı vekilinin, basiretli davranma yükümlülüğü olan tacirler arasındaki bir ticari davada, dava konusu irsaliyeli faturalar üzerinde davalı şirketin imza ve kaşesi mevcutken ve imza inkarı da yapılmazken, ticaret mahkemesi huzurundaki yargılamada adeta ceza yargılaması yapılıyormuşcasına müvekkilim – şirketin çalıştığı diğer firmalara ve kendi çalışanlarına açmış olduğu ceza ve hukuk davalarının sayın mahkemeniz tarafından araştırılması talebini şaşkınlıkla karşıladığımızı ve her iki tarafın basiretli tacir olduğu eşitler arasında yürütülen ticari uyuşmazlık yargılamasında bu talebin değerlendirilmesinin usulen mümkün olmadığını arz ederiz. Yukarıdaki beyanlarımız doğrultusunda davalı vekilinin TANIK DİNLETME TALEBİNE DE MUVAFAKATİMİZ YOKTUR. Zira ; sayın mahkemeniz huzurundaki davada miktar açısından “senetle ispat kuralı” geçerli olup davalı vekilinin iddia ettiği gibi senetle ispat kuralının istisnalarının böyle bir davada uygulanma olanağı yoktur. Davalı vekili tanık dinletme talebini, dava konusu faturaların hileli düzenlendiği şeklindeki gerçek dışı iddiasına dayandırmaktaysa da öncelikle arz etmek isteriz ki bir kimse -hatta davamızda basiretli bir tacir- üzerinde imzası olan ve imza inkarında da bulunmadığı bir belgenin hileli olduğunu veya aldatıldığını iddia edemeyeceği hususlarında beyanda bulunmuştur.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi heyetinin 22/09/2021 tarihli ayrıntılı raporu sonuç kısmında;
“a-) Dava, ——açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
b-) Davaya konu uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında faturadan kaynaklı yapılan icra takibine vaki itirazın gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, fatura ve irsaliyelere konu malların davalıya teslim edilip edilmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların aralarında, irsaliyelerin altındaki imzaların davalı şirket çalışanına ait olduğuna dair bir itiraz yoktur. İhtilaf fatura konusu malların teslim edilip edilmediğine ilişkindir.
c-) Dava konusu faturalar gerek davacı gerekse davalı kayıtlarına işlenmiş olup——– gelen ———- ile de uyumludur.
d-) Davacı firma yasal defterleri nezdinde yaptığımız incelemede yasal defterlerin açılış ve kapanış onaylarının oluşturulduğu, içerdiği kayıtların birbirini doğruladığı, ticari defterlerin sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı tespit edilmiştir. Davalı firma nezdinde yapılan incelemede ise zorunlu olan yevmiye defterinin kapanış onayının yapılmamış olduğu, bu nedenle sahibi lehine delil olma niteliği taşımadığı kanaatine varılmıştır. Nihai karar Sayın Mahkemeye aittir.
e-) İtirazın iptali, takibin durdurulması, icra inkar tazminatı konularında karar Sayın Mahkemeye aittir.
f-)Yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri hakkındaki karar Sayın Mahkemeye aittir.” hususlarında görüş bildirildiği görüldü.
İtirazlar doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor düzenlenmesi talep edilmekle; Teknik bilirkişi heyeti —— tarihli ek raporu sonuç kısmında :
” Dava dosyasına sunulan delillerin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak
üzere yaptığımız inceleme ve değerlendirme neticesinde, yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı
üzere:
a-) Dava,———sayılı dosya kapsamındaki icra takibine karşı açılan itirazın iptali davasıdır.
b-) Davacının icra takibi ile alacağı 202.079,62-TL asıl alacak, 24.678,20-TL işlemiş faiz
olmak üzere toplam 226.757,82-TL hesaplanmıştır. Karar Sayın Mahkemeye aittir.
c-) Yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri hakkındaki karar Sayın Mahkemeye aittir. ” görüşünün bildirildiği görüldü.
Bilirkişi kök ve heyet raporuna yapılan itirazlar neticesinde dosyanın farklı bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek uyuşmazlık hususlarında rapor düzenletildiği görüldü.
Teknik bilirkişi heyetinin 25/03/2022 tarihli ayrıntılı raporu sonuç kısmında;
“1 Davacının —— yılı ticari defterlerinin delil vasfının bulunduğu, davalının —— yılı ticari defter ve kayıtlarının ise delil vasfının bulunmadığı,
2)Davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı 3 adette toplam ———— E-arşiv faturanın her iki tarafın kayıtlarında kayıtlı olduğu
Davacı kayıtlarında davacının davalıdan cari hesap ilişkisi içinde 30.05.2019 takip tarihi itbariyle 204.111.83 TL alacaklı gözüktüğü,Davalı kayıtlarında davalının davacıya cari hesap ilişkisi içinde 30.05.2019 takip tarihi itbariyle 138.11.83 TL borçlu gözüktüğü,Taraf kayıtları arasında 66.000.- TL farklılık olduğu görülmekte olunup, 66.000.-TL.lık farkın, davacının davalı adına düzenlediği davacı kayıtlarında kayıtlı olan ———bedelli faturanın davalı kayıtlarında kayıtlı olmamasından kaynaklandığı,
3)Taraf kayıtlarında kayıtlı olan faturaların incelenmesinde;
a)Davacının davalı adına düzenlediği her iki tarafında da kayıtlarında kayıtlıbulunan takip dayanağı 3 adette toplam ——–bedelli E-Arşiv Faturanın yağ satışları ile ilgili düzenlendiği, e-arşiv faturalarının mal, hizmet ve faturanın aynı anda teslim edilmesi durumunda düzenlenen “İrsaliyeli Fatura” niteliği taşıdığı ve faturaların üzerinde “ İrsaliye Yerine Geçer ” ibarelerinin yer aldığı, faturaların “Teslim Alan” ve “Teslim Eden” bölümlerinde davalının kaşesi ile kaşe üzerine atılmış imzanın bulunduğu, imzaya itirazın olmadığı, takip dayanağı faturalara konu yağların davalıya teslim edilmemiş olunduğuna ilişkin olarak dava dosyasında ve dava dosyasına celbedilmiş olunan diğer dosyalarda da herhangi bir bilgi ve somut belge bulunmadığı görülmekle, davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı 3 adette toplam ——-bedelli E-arşiv faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği ve fatura konusu yağların davacı tarafından davalıya teslim edildiği kanaatine varıldığı,
b)Davacının davalı adına düzenlediği davacının kayıtlarında kayıtlı olup davalı kayıtlarında kayıtlı olmayan 66.000.- TL bedelli fatura ile ilgili olarak;
Davalının davacı adına “Fiyat Farkı” açıklaması ile —– bedelli faturayı düzenlediği, ve kayıtlarına aldığı, davacının bu faturaya itiraz etmeyerek —– tarihinde kayıtlarına aldığı, ancak davacının bu faturaya karşılık davalı adına—– kesilen fiyat farkı faturasına istinaden” açıklaması ile— bedelli faturayı düzenlediği ve kayıtlarına alarak davalıya —– yevmiye no-lu ihtarnamesi ekinde gönderdiği,Davalının davacıya —– yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide ederek özetle;” Gönderilen —– bedelli faturayı kabul etmediğimizi ve – faturanın iptalini talep ediyoruz.” İhtarında bulunduğu, davalının bu faturayı kayıtlarına almadığı,Davalının davacı adına “Fiyat Farkı” açıklaması ile düzenlediği —— bedelli faturanın davacı tarafından itiraz edilmeden davacı kayıtlarına alınmasından 1 ay sonra davacının davalı adına “Sehven —- kesilen fiyat farkı faturasına istinaden” açıklaması ile —–bedelli faturayı düzenleyerek bu faturayı —— yevmiye no.lu ihtarmamesi ekinde davalıya gönderdiği, bu faturanın davalı tarafından kayıtlara alınmadığı, davalı kayıtlarında davalının davacıya —– takip tarihi itibariyle ———— borçlu gözüktüğü,
4)Taraflar arasında düzenlenen ve tarafların kaşe ve imzalarının bulunduğu ——-tarihli Mutabakat Mektubunda tarafların ——–tutarındaki bakiyede karşılıklı mutabakata vardıklarının anlaşıldığı, tarafların mutabakata itirazda bulunduklarına ilişkin olarak dava dosyasında herhangi belge bulunmadığı görülmüş olunup, yukarıdaki tespitlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, takibe dayanak faturalardan cari hesap ilişkisi içinde davacının davalıdan olan asıl alacağının 30.5.2019 takip tarihi itibariyle 138.111.83 TL olarak belirlendiği,
5)Davacı tarafından davalıya keşide edilmiş temerrüt ihtarnamesinin bulunmadığı, davalının TTK.’nun 1530/4 Maddesi hükmü gereği fatura tarihlerinden itibaren 30 gün sonra temerrüde düştüğü kanaatine varıldığı, bu kapsamda yapılan hesaplamalar sonucunda; takibe dayanak faturalardan cari hesap ilişkisi içinde davacı——— davalı —— takip tarihi itibariyle tespitlerimiz gibi —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —— tutarındaki asıl alacağa 30.5.2019 takip tarihinden itibaren %19.50 ve değişen oranlarda avans faizi talebinde bulunulabileceği “hususlarında rapor takdim edilmiştir.
Davacı şirket yetkilisinin mahkememiz ——tarihli duruşmasın yemin edasına gerçekleştirdiği görüldü. Davacı şirket yetkilisi —– mahkememiz duruşmasındaki beyanında —— doğumlu, —-oğlu, üniversite mezunuz, davacı şirkette münferiden şirket müdürü olarak görev yapar.
Yeminimizin konusu davacının yemin metninde belirtilen —- tarihli ——- bedelli faturalardaki malları davalıya teslim edildiğine dair yemin edeceği hususu açıklandı. Yeminin anlam ve önemi anlatıldı. Yalan yere yeminin hukuki ve cezai sonuçlarının olduğu veyalan yere yemin etmesi halinde cezalandırılacağı hususunda dikkati çekildi.
Davacı şirket yetkilisi —–Soruldu: Yemin edeceğim hususu ve yeminin önemini anladım. Yemin edeceğim hususlarda hiçbir şey saklamadan doğruyu söyleyeceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” dedi.
SORULDU : ———- bedelli faturalardaki malları davalıya fiilen teslim edildiğine namusum şerifim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine YEMİN ederim, dedi. Beyanı okundu imzası alındı.
Davacı şirket yetkilisine beyanı yüksek sesle huzurda okundu. yemininde ——- edip etmediği soruldu; Yeminimde —– ediyorum dedi. Beyanı okundu imzası alındı. ” şeklinde yemin edasını gerçekleştirdiği görüldü.

DELİLLER
*——–Esas sayılı icra dosyası
*Davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait ————-
*Teknik bilirkişi raporları
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKCE;
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Davacı ile davalı arasında faturadan kaynaklı yapılan icra takibine vaki itirazın gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, fatura ve irsaliyelere konu malların davalıya teslim edilip edilmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının satın aldığı malların bedelini ödemediğini, davalı aleyhine başlatılan—— sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
——- sayılı icra takibinde alacaklı davacı borçlu davalıdan fatura bakiyeleri ile işlemiş faiz olmak üzere toplam——– ödenmesini talep etmiş, borçlu davalı ise takibe itiraz etmiş, takip durmuştur.
Tarafların ticari defterlerinin sunulması istenmiş her iki tarafta ticari defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı HMK ;Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—-Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ——Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır. Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda davacı ve davalı arasında, satın alma ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının davalı adına düzenlediği her iki tarafında da kayıtlarında kayıtlıbulunan takip dayanağı 3 adette toplam 202.079.62 TL bedelli E-Arşiv Faturanın yağ satışları ile ilgili düzenlendiği, e-arşiv faturalarının mal, hizmet ve faturanın aynı anda teslim edilmesi durumunda düzenlenen “İrsaliyeli Fatura” niteliği taşıdığı ve faturaların üzerinde “ İrsaliye Yerine Geçer ” ibarelerinin yer aldığı, faturaların “Teslim Alan” ve “Teslim Eden” bölümlerinde davalının kaşesi ile kaşe üzerine atılmış imzanın bulunduğu, imzaya itirazın olmadığı, takip dayanağı faturalara konu yağların davalıya teslim edilmemiş olunduğuna ilişkin olarak dava dosyasında ve dava dosyasına celbedilmiş olunan diğer dosyalarda da herhangi bir bilgi ve somut belge bulunmadığı görülmekle, davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı 3 adette toplam ———-bedelli E-arşiv faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği ve fatura konusu yağların davacı tarafından davalıya teslim edildiği kanaatine varıldığı, Davacının davalı adına düzenlediği davacının kayıtlarında kayıtlı olup davalı kayıtlarında kayıtlı olmayan 66.000.- TL bedelli fatura ile ilgili olarak; Davalının davacı adına “Fiyat Farkı” açıklaması ile —-no.lu—- bedelli faturayı düzenlediği, ve kayıtlarına aldığı, davacının bu faturaya itiraz etmeyerek —- tarihinde kayıtlarına aldığı, ancak davacının bu faturaya karşılık davalı adına “Sehven——. İle kesilen fiyat farkı faturasına istinaden” açıklaması ile —–bedelli faturayı düzenlediği ve kayıtlarına alarak davalıya——- yevmiye no-lu ihtarnamesi ekinde gönderdiği,Davalının davacıya —— yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide ederek özetle;” Gönderilen—— bedelli faturayı kabul etmediğimizi ve – faturanın iptalini talep ediyoruz.” İhtarında bulunduğu, davalının bu faturayı kayıtlarına almadığı,Davalının davacı adına “Fiyat Farkı” açıklaması ile düzenlediği —— bedelli faturanın davacı tarafından itiraz edilmeden davacı kayıtlarına alınmasından 1 ay sonra davacının davalı adına “Sehven —- İle kesilen fiyat farkı faturasına istinaden” açıklaması ile —- bedelli faturayı düzenleyerek bu faturayı—— yevmiye no.lu ihtarmamesi ekinde davalıya gönderdiği, bu faturanın davalı tarafından kayıtlara alınmadığı, davalı kayıtlarında davalının davacıya —- takip tarihi itibariyle ——borçlu gözüktüğü, Taraflar arasında düzenlenen ve tarafların kaşe ve imzalarının bulunduğu ——tutarındaki bakiyede karşılıklı mutabakata vardıklarının anlaşıldığı, tarafların mutabakata itirazda bulunduklarına ilişkin olarak dava dosyasında herhangi belge bulunmadığı görülmüş olunup, yukarıdaki tespitlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, takibe dayanak faturalardan cari hesap ilişkisi içinde davacının davalıdan olan asıl alacağının —— olarak belirlendiği, Davacı tarafından davalıya keşide edilmiş temerrüt ihtarnamesinin bulunmadığı, davalının TTK.’nun 1530/4 Maddesi hükmü gereği fatura tarihlerinden itibaren 30 gün sonra temerrüde düştüğü kanaatine varıldığı, bu kapsamda yapılan hesaplamalar sonucunda; takibe dayanak faturalardan cari hesap ilişkisi içinde davacı ——– tarihi itibariyle tespitlerimiz gibi —- asıl alacak ve 19.595.74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 157.707.57 TL alacaklı olduğu, 138.111.83 TL tutarındaki asıl alacağa 30.5.2019 takip tarihinden itibaren %19.50 ve değişen oranlarda avans faizi talebinde bulunulabileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacının işlemiş faize ilişkin fazladan talepte bulunduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜ K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 138.111,83 -TL asıl alacak, 19.595,74-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 157.707,57-TL alacak üzerinden ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın (138.111,83-TL asıl alacak) %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 10.773,00-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2,791,51-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 7.981,49-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——–bütçesinden ödenen 1320-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul red oranına göre belirlenen 900,67-TL nin davalıdan tahsili, 419,33-TL ücretin davacından tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1,652,15-TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre belirlenen 1,127,30-TL’si ile davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.791,51-TL peşin harç, başvuru harcı 44,40-TL ve vekalet harcı 6,80-TL toplam 2,842,31-TL harç ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 24.656,14-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 11.748,02-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3200-TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre belirlenen 1,016,56-TL’nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzene karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2022