Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/214 E. 2023/202 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/214
KARAR NO : 2023/202

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ve başlatılan icra takibi davalının haksız itirazı üzerine durdurulduğunu, davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiler kapsamında alacaklı olduğunu davalı tarafın icra dosyasına yaptığı itirazın iptali gerektiğini, davacının ilaç ve kozmetik sektöründe faaliyet gösterdiğini, ürünlerini eczaneler kanalıyla tüketicilere ulaştırdığını, eczacılık işiyle uğraşmakta olan davalı taraf ise muhtelif zamanlarda davacı şirketten ürünler satın aldığını, bu alım-satım faaliyetleri neticesinde davacı tarafından davalıya fatura kesildiğini ve bunlar bir kaleme kaydedildiğini, ancak bu alacaklar vadesi geçtiği halde davacıya ödemediğini, bu sebeple davacının davalı eczacıyla gerçekleştirdiği ticari faaliyetler kapsamında cari hesap alacağı bulunduğunu, davanın kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı asıl alacak
ve tüm ferlerine ilişkin itirazının iptali, icra takibinin devamına, davalının alacağın
%20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmemiş ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.——- Esas sayılı dosyası uyaptan celp edilmiştir.Taraflara ait 2016 yılı ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, davalının 2016 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılması için——Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından Davalı —— adına düzenlenen Faturaların Davalı Ticari Defter kayıtları;Dava dosyasının içindeki 25/07/2016 tarihli ——nolu 1.545,65 TL davalı adına düzenlenen fatura davalı defter kayıtlarında olmadığı tespit edildiği, davalı … 30/09/2016 tarihinde ——nolu iade faturası ile davacı adına 3.222,56 TL tutarında iade faturası düzenleyerek tic. defter kayıtlarında ——nolu yevmiye kayıt numasında işlenmiş olduğu tespit edildiği, davalı … ticari defterinde 27/10/2016—— kayıt numarasında kalanı bakiye (4.272,69 – 3.222,56) 1.050,13 TL nakten ödeme kaydı ile cari hesap kapatılmış olduğu tespit edildiği, esasa ilişkin tespit edilen hususlar bölümünde de görüldüğü üzere tarafa tevdi edilen Mahkemenizin—— Talimat ——-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin——- Esas sayılı dosyasının ve davalı …’dan temin edilen ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde; Davalı ——- tarafından, davalı … adına 2016 yılının çeşitli tarihlerinde toplam 6.318,34 TL tutarında 5 adet fatura düzenlendiği, davalı defter kayıtlarında ise toplam 4.772,69 TL tutarında 4 adet fatura kayıtlı olduğu, davalı aldığı ürünlerin bir kısmını 30/09/2016 tarihli—— nolu fatura ile “İade Faturası” düzenleyerek iade ettiği ve davacı cari hesap bakiyesinden bu tutarı mahsup ettiği, kalan (4.272,69 – 3.222,56) 1.050,13 TL yi ise defter kayıtlarında nakten ödendi işlemi yapılarak cari bakiye hesabını kapattığı ve yevmiye defter kayıtlarına göre borcunun yada alacağının olmadığı bildirilmiştir.Mahkememizce işbu dosyada, tarafların 2016 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı yana ait incelenen 2016 yılı ticari defteri ile yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 2.595,78 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın
iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla ——-Esas numarası ile 29.01.2019 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 23.09.2020 tarihinde T.C.—– Asliye Ticaret Mahkemesi ——-Esas sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; taraflar arasındaki esas çekişmenin cari hesap bakiyesinden oluştuğu, davacının takibe konu ettiği faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ayrıca davalı tarafa sistem üzerinden gönderdiği davalı tarafından itiraz edilmediği görülmüş olup, iş bu faturadan dolayı davacının takip tarihi (29.01.2019) itibariyle davalı yandan 2.595,78 TL alacaklı olduğu, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 2.595,78 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatine varıldığı, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.Mali Müşavir Bilirkişiden alınan ek raporda özetle; Rapor içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip
dosyası, davacı Yana Ait İncelenen 2016 yılı ticari defteri ile yapılan tespit, inceleme ve
değerlendirmeler neticesinde;Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı
davacının 2.595,78 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın
iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla——Esas numarası ile 29.01.2019 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 23.09.2020 tarihinde ——-Esas sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre taraflar arasındaki esas çekişmenin cari hesap bakiyesinden oluştuğu, davacının takibe konu ettiği faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ayrıca davalı tarafa sistem üzerinden gönderdiği davalı tarafından itiraz edilmediği görülmüş olup, iş bu faturadan dolayı davacının takip tarihi (29.01.2019) itibariyle davalı yandan 2.595,78 TL alacaklı olduğu, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi
olarak asıl alacak olarak 2.595,78 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatine varıldığı, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda
belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığı,Daha sonra davalı tarafından davacı yana 3.222,56 TL’lik iade faturası düzenlendiğini, kalan 1.050,13 TL bakiyenin de nakden ödendiğini ve davalı tarafından borç/alacak ilişkisinin olmadığını tespit edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından davalı tarafından davalı tarafa kesilen 26.07.2016 tarihli 1.545,65 TL’lik fatura olduğu bu faturanın davacı tarafın ticari defterlerinde yer aldığı davalı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı görüldüğü, davacı yan tarafindan davalı adına düzenlenen takibe konu e-faturalarının davalı tarafa gönderildiği, diğer yandan salt fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmadığı, adına fatura düzenlenen itiraz olmadığında bu kerre süresinde itiraz etmeyip ispat külfeti altına giren yan, faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafina tesliminin yapılmadığını/gerçekleşmediğini veya usulünce bildirilmiş bir ayıba/eksiğe, yasal Mesnetten yoksunluğa duçar olduğunu vs. İspatlaması gerektiği, davacı——tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturanın e-arşiv şeklinde usulüne uygun düzenlendiği, faturanın davalı yana e-arşiv portalı üzerinden teslim edildiği, davalı yanın faturaya takip öncesi itirazının olmadığı, davacının takip dayanağı alacağına esas fatura münderecatındaki hizmetinin davalının bilgisi dahilinde olduğu kanaati hasıl olduğu,Davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan tespitler de her ne kadar kalan 1.050,13 TL’lik bakiyenin nakden ödendiği raporda yazılmış ise de söz konusu ödemeye ait herhangi bir ödeme dekontu, ödeme makbuzu vs gibi bir belge, kayıt ait bilirkişi tarafından dosyaya sunulmadığı için bu husustaki takdir mahkemeye ait olduğu, Davacının ticari defterlerine göre; Davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi (29.01.2019) itibariyle davalı yandan 2.595,78 TL alacaklı olduğu, kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, davacı tarafın ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; dava, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı
davacının 2.595,78 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın
iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla——-Esas numarası ile 29.01.2019 tarihinde takibe geçtiği, itirazın iptali için işbu davanın açılmıştır. Tarafların ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, Davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraf defterlerinin 26.07.2016 tarihli 1.545,65 TL’lik fatura hususunda ayrıştıkları, bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı yan tarafindan davalı adına düzenlenen takibe konu e-faturalarının davalı tarafa gönderildiği, davacı—— tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturanın e-arşiv şeklinde usulüne uygun düzenlendiği, faturanın davalı yana e-arşiv portalı üzerinden teslim edildiği, davalı yanın faturaya takip öncesi itirazının olmadığı, bu faturanında taraflar arasındaki diğer faturalara ilişkin usul üzerinden e-fatura şeklinde düzenlendiği, tarafların bu faturaya ilişkin diğer faturalardakinden farklı bir uygulamalarının olmadığı, yani tarafların e-fatura düzenleyerek karşılıklı çalıştıkları ve faturaları defterlerine kaydettikleri, ayrıca alınan mal ve hizmete ilişkin bir teslim tutanağı düzenlemedikleri teamül halini aldığı, ancak davalının bu faturayı defterlerine kaydetmediği, hem taraflar arasındaki teamül hemde e-faturaya davalının itiraz etmemesi bu mal ve hizmeti aldığını göstermektedir. Alacağa konu diğer fatura olan 1050,13-TL değerindeki faturanın ise davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının buna ilişkin ödendiğinin kaydedildiği, ancak söz konusu ödemeye ait herhangi bir ödeme dekontu, ödeme makbuzu vs gibi bir belge, kayıt bulunmadığı görülmektedir. Açıklanan gerekçelerle, davaya konu bu faturalar dolayısıyla davacının borcu ödediğine dair bir bilgi ve belge bulunmaması, davacının alacağının ticari defterlerle ve taraflar arasındaki ticari teammülle ispatlanmış olduğu görülmektedir. Belirtilen gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2——– Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 2.595,78 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 2.595,78 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 179,90-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.595,78 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.862,60 TL yargılama gideri ve 44,40 TL peşin harç toplamı 1.907,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı (e-duruşma), miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.