Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/203 E. 2020/582 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/203 Esas
KARAR NO : 2020/582

DAVA : Alacak (Misli Şeylerin Saklanması Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı müvekkili şirketin emanet olarak iade edilmek üzere —————– iban nolu hesabından davalı tarafa 22/06/2018 tarihinde gönderdiğini, davacı müvekkilince emanet olarak gönderilen paranın davalı tarafça iade edilmediğini, bunun üzerine davacı müvekkil şirketin alacağını tahsil etmek için İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalının itirazlarının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini, 10.000-TL alacak üzerinden 24/10/2018 tarihi itibari ile ticari avans faiziyle birlikte hüküm altını alınarak davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekilinin 30/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davalı müvekkil şirketin davacı şirketten 10.000-TL ödünç para aldığını, bu alınan borcun – ödüncün ne zaman ödeneceği konusunda taraflar arasında herhangi bir gün kararlaştırılmadığı gibi bir bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı yönünde bir anlaşmanın da yapılmadığını, bu sebeple borcun istenebilir ve muaccel olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi 04/09/2020 tarihli ayrıntılı raporunda; Banka kayıtlarına, davacı ve davalı beyanları ve dosya kapsamına göre davacı —— toplam alacaklı olduğunu rapor etmiştir.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulune uygun tebliğ edildiği görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, saklama sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için açılan alacak davasıdır.
Davacı tarafından ——————–hesabına açıklama kısmına ‘—- — ” olarak 10.000 TL gönderdiği dosya arasında yer alan dekontlardan anlaşılmaktadır.
Mahkememizce——-tarafından davaya konu paranın gönderildiği dekontlar ilgili bankalardan celp edilmiştir.
Banka kayıtlarının incelenmesi için yerinde inceleme yetkisi verilerek dosya bankacı bilirkişiye verilmiş , bilirkişi dosyada —– davaya konu dekontun bulunmadığını belirtmiş, ancak daha sonra mahkememizce her iki bankaya müzekkere yazılarak dekontlar dosya arasına alınmış olup ek rapora dosyanın gönderilmesine gerek duyulmamıştır.
Davalı aradaki sözleşmenin ödünç sözleşmesi olduğunu iddia etmiş ancak ödünç sözleşmesi olduğuna ilişkin herhangi bir delil ibraz etmemiştir.
Dekontlarda yer alan açıklama dikkate alındığında taraflar arasında saklama akdi kurulduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 561. Maddesi genel saklama sözleşmesini düzenlemiş olup ” Saklama sözleşmesi, saklayanın , saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir…” hükmüne amirdir. Para vs eşyalar misli eşyalardır . Misli eşyaların saklanmasına ilişkin özel hüküm olarak aynı sayılı kanun 570 maddesi ” Saklayanın kendisine bırakılan parayı aynen geri vermek zorunda olmaksızın mislen geri vermesi açıkça veya örtülü olarak kararlaştırılmışsa, o paranın yararı ve hasarı kendisine ait olur… Saklayan , saklatan tarafından kendisine açıkça yetki verilmedikçe, saklanan diğer misli eşya veya kıymetli evrak üzerinde tasarrufta bulunamaz..” hükmünü içermektedir.
Somut olayda davacının 22.06.2018 tarihinde davalıya göndermiş olduğu 10.000 TL yi saklaması için gönderdiği dekontlardan anlaşıldığı üzere davacının alacağının olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının KABULÜNE;
2-Sabit olan 10.000 TL alacağın 24.10.2018 Tarihinden tahsil tarihine kadar ticari avans faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 683,10- TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78- TL harçtan mahsubu ile bakiye 512,32- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı 44,40- TL, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere 882,40- TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78- TL harç, toplam 1.097,58- TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— esaslara göre belirlenen 4.080- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk—-uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
¸