Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/202 E. 2021/238 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/202
KARAR NO: 2021/238
DAVA : KAYYIMLIK (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili —– Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; tarafların ortak murisi—- tarihinde vefat ettiğini, müvekkili — murisin sağ kalan eşi, —– ise murisin bir başka anneden olma çocukları olduğunu, ortak muris —- vefatından sonra tereke olarak muhtelif taşınmazların ve bir de —— hisselerinin kaldığını, müvekkili ve davalılar arasında muhtelif davalar bulunduğunu, davacının halen ölen eşi ile birlikte oturduğu evi aile konutu ve mesken olarak kullandığını, ancak tapusu şirket adına kayıtlı evin elektriğinin —— tarihi itibariyle kasten kestirildiğini belirterek, şirketin her türlü faaliyetinin tedbiren durdurulmasına, davalıların şirketi temsil yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına, şirkete ait taşınmazlar üzerindeki her türlü tasarruf yetkilerinin tedbiren kısıtlanmasına, kira paralarının alınmasının ve her türlü işlem yapmalarının önlenmesine, şirket adına kayıtlı olmakla birlikte müvekkilinin aile konutu —— olarak oturduğu taşınmazın elektriğinin tedbiren açtırılmasına karar verilmesini, davalıların her türlü yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılması ve Türk Medeni Kanunu’nun 426/3 ve 427/4. maddeleri gereğince, şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesiyle; Müvekkilinin de hissedarı bulunduğu —— kayyum atanmasının talep ve dava edildiğini, —- tarihli celsede şirketin davaya dahil edilmesine karar verildiği, bu sebeple dahili dava taleplerinin kabulü ile dava dilekçesinin şirkete tebliğine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılardan —- Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde; —- tarihli duruşmadaki ara kararı ile şirkete geçici kayyım atanması ve şirkete ait taşınmaz mallar ile şirket kaydına tedbir şerhi konulmasına ilişkin taleplerin celse arasında değerlendireceğine karar verildiği, Mahkemece daha evvel dosya incelenerek; davacının şirkete ait taşınmazda oturmasının ve elektriğinin kesilmesinin gerekçe olarak gösterilemeyeceğini, kayyım atanması talebinin ise yargılamayı gerektirdiğini, HMK 389/1 maddede yazılı şartların somut olayda oluşmadığını gerekçe göstermiş ve —– tarihli ara kararı ile şirketin taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddi ile davacının kayyım atanması talebinin reddine karar verildiğini, davacı yanca kararı istinafa götürmesi gerekirken yeniden aynı taleple mahkemeye müracaatta bulunmasının usul ve yasaya aykırı olup işbu istemlerinin de reddini talep ettiklerini, ancak şirketin feshi istendiğinde mahkemece organ boşluğunu doldurmak ve belli işlerin görülmesini sağlamak üzere şirkete kayyum atanabileceğini, diğer davalı —–dosyasıyla TTK m.410/2 gereği genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesi talepli dava açıldığını, dosyanın karar aşamasında olduğunu, mahkemece toplantıya çağırma izni verilmesi halinde genel kurul gerçekleştirilerek olup müdür tayini yapılacağını belirterek—- dava dosyasının bekletici mesele yapılmasına, davacının tedbir taleplerinin —– reddine, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın esastan reddine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Dahili davalı —– cevap dilekçesiyle; Davacı yan dava dilekçesi ile şirkete ait taşınmazda oturduğunu, taşınmazın elektriğinin şirketçe kestirildiğini belirterek ——– şirkete kayyım atanmasını ayrıca şirketin mal varlığına tedbir konulmasının talep edildiğini, Mahkememizin——- tarihli duruşmadaki ara kararı ile şirkete geçici kayyım atanması ve şirkete ait taşınmaz mallar ile şirket kaydına tedbir şerhi konulmasına ilişkin taleplerin celse arasında değerlendireceğine karar verildiğini, Mahkemece daha evvel dosya incelenerek; davacının şirkete ait taşınmazda oturmasının ve elektriğinin kesilmesinin gerekçe olarak gösterilemeyeceğini, kayyım atanması talebinin ise yargılamayı gerektirdiğini, HMK 389/1 maddede yazılı şartların somut olayda oluşmadığını gerekçe göstermiş ve —– tarihli ara kararı ile Şirketin taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddi ile davacının kayyım atanması talebinin reddine karar verildiğini, bilindiği üzere ancak şirketin feshi istendiğinde mahkeme; organ boşluğunu doldurmak ve belli işlerin görülmesini sağlamak üzere şirkete kayyum atanabileceğini, somut olayda şirketin feshinin talep edilmesi mevzuu bahis olmadığı gibi kayyım atanmasını gerektirecek durumda mevzuu bahis olmadığını, diğer davalı ———- dosyasıyla TTK m 410/2 gereği——– verilmesi talepli dava açılmış olup dosyanın karara çıktığını, çıkan karar sonucunda toplantı yapıldığını, şirketin müdürü olarak —– seçildiğini ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın esastan reddine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiş, dava dilekçesinde yer almayan ancak daha sonra davaya dahil edilen —— getirtilmiş ve Mahkememizce incelenmiştir.
Mahkememize işbu dosyada, —— görevsizlik kararının taraflarca temyiz edilmemesi üzerine —– tarihinde kesinleşmesi ile Mahkememize intikal ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava davacı şirket ortağı —- davalı ———- 6102 sayılı TTK.nun 630/2 maddesi gereğince kaldırılarak tarafların ortak oldukları şirkete temsilci konumunda her türlü yönetim ve temsil yetkileri ile donatılarak TMK.nun 426/3 ve 427/4 maddeleri gereğince kayyum atanması istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından celp ve incelenen ——– tarihinde kurulan ve —- sermayeye sahip şirket ortaklarının; —- sermaye ile —- sermaye ile —- olduğu ve şirket yetkilisinin münferiden —- tarihine kadar —- tarihinde — yıllığına— ölümüne —- tarihine kadar şirket temsilcisi olduğu ve ölüm ile temsil yetkisinin sona erdiği ve şirkete temsilci atanmasının yapılmadığı, davalı —–sayılı dosyasında şirket genel kurulunu toplantıya çağırmak için mahkemeden izin istediği, ilgili Mahkemece —– dahili davalı şirkete —- için toplantı izni verildiği ve —- tarihinde —-olarak oy çokluğu ile süresiz olarak —– atanmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisine sunulan taraf delillerinden davaya dahil edilen —- dava açılırken davada taraf olmadığı ve işbu şirketin başlangıçta tarafların müşterek murisi—- davacıdan önceki ilk eşinden olma çocukları—- tarafından kurulduğu, —- tarihinde vefat ettiği ve davacının eşinden intikal eden —– şirketteki hissesinin —-payına sahip olması sebebiyle şirkette ortak haline geldiği tartışmasızdır.
Davacı ile davalı üvey çocuklarının arasında, müşterek muris—- ölümünden sonra —- karşılıklı davalar açıldığı ve birbirlerine hasım durumuna düştükleri, davacının eşi İsmail ile birlikte oturduğu, aile ve mesken olarak kullandığı konutunu, malikinin dahili davalı şirket olduğu ve işbu evin elektriğini —– tarihinde kasten kestirdikleri, davacının yıllardır eşi ile birlikte mesken olarak kullandığı evin elektriksiz kaldığını, davalıların üvey anneleri olan davacı şirket ortağının elektriğini kasten kestirmiş olmaları nedeniyle şirkette ortak kalmalarının sakıncalı olduğu iddiası ile yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılması ve şirkete kayyum atanması talep edildiği dilekçe kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkememiz tarafından öncelikle davacının, şirket ortağı —–aleyhine şirketi taraf göstermeksizin temsil yetkilerinin kaldırılmasına ve şirkete kayyım atanmasını talep ettiği, oysa davanın başlangıçta kayyım atanması talep edilen şirkete de yönetilmesi gerektiği, şirket yetkilisi olduğu iddia edilen davalı gerçek şahısların dava tarihi —– tarihinde şirket yetkilisi ve müdürü olmadıkları, bu nedenle temsil yetkilerinin kaldırılmasına ilişkin talebinin konusu olmadığı gibi, şirketin başlangıçta taraf olmaması sebebiyle şirket ortaklarına yönetilen kayyım atanmasına ilişkin talebin pasif husumet yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca davacı tarafından dava devam ederken, davaya kayyum atanmasını talep ettiği şirketi dahil etmek suretiyle yaptığı kayyım atanmasına ilişkin talebin, 6100 Sayılı HMK’da dahili dava açılması yoluyla dava kapsamında 3. bir şahsın zorunlu dava arkadaşlığı dışında katılmak suretiyle genişletilmesi mümkün olmadığı gibi bu talebe, davalı şirketin muvafakat göstermediği dikkate alınarak, dava tarihi sonrasında dahili dava aşamasında şirketin müdürünün de atanmış olduğu göz önünde bulundurularak, şirkete yönetim ve denetim kayyumu atanması taleplerinin usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kaldı ki usul yönünden şirket aleyhine açılan davanın bir an için red edilmemesi gerektiği düşünülerek esasın incelenmesi gerektiği düşünülse de, davalı şirketin davaya dahil edildiği tarih itibariyle dava koşullarının incelenmesi gerekmekte olup TMK.nun 426/3 ve 427/4 maddeleri gereğince, yasal temsilcinin görevine yerine getirilmesine engel varsa veya bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetim başka yoldan sağlanamaması halinde tüzel kişiliğe, TTK. 630/2.maddesi gereğince yasal ve zorunlu sebepler var ise kayyım atanabileceği açık olup, davalı şirketin davaya dahil edildiği tarihte şirketin genel kurulunun mahkeme kanalı ile yapılarak, şirkete müdür olarak —– atandığı ve halen görevinin devam ettiği, dava tarihi itibariyle davacının ikamet ettiği evin elektriklerinin kesilmesi eylemine şirket yönetimi ile ilgili bir iddia ve şirkete kayyım atanması gerektirecek nitelikte bir durum olmadığı açık olup, Mahkememizce bu durumda da davanın esas yönünden de dava tarihi itibariyle reddi gerekeceği sonucuna varılmıştır.
Ancak öncelikle usul yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekmesi sebebiyle, dahili dava yolu ile davaya davalı şirketin katılarak, aleyhine dava açılmasının Mahkememizce yukarıda tespit edildiği gibi mümkün olmadığından şirkete yönetim ve denetim kayyumu atanması taleplerinin usul yönünden reddine ilişkin gerektiği aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı gerçek şahıs aleyhine açtığı, dahili davalı şirkete kayyum atanmasına ilişkin talepli davanın, işbu davada davalı gerçek şahısları, davanın açıldığı tarihte şirket müdürü olmadıkları gibi, şirkete kayyum atanmasına ilişkin taleplerin ilgili şirket aleyhine açılacak davada talep edilmesi gerektiği dikkate alınarak, davacının gerçek şahıslar aleyhine açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davaya kayyum atanmasını talep ettiği şirketi dahil etmek suretiyle yaptığı talebin , 6100 Sayılı HMK’da dahili dava açılması yoluyla dava kapsamında 3. bir şahsın zorunlu dava arkadaşlığı dışında katılmak suretiyle genişletilmesi mümkün olmadığı gibi bu talebe davalı şirketin muvafakat göstermediği dikkate alınarak, dava tarihi sonrasında dahili dava aşamasında şirketin müdürünün de atanmış olduğu göz önünde bulundurularak, şirkete yönetim ve denetim kayyumu atanması taleplerinin usul yönünden REDDİNE,
3-Karar ve ilâm harcı olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar ve dahili davalı şirketi vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 7/2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ve dahili davalı şirkete ÖDENMESİNE,
6-)Kullanılmayan gider avansının HMK. m. 333/1 uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde——– ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2021