Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/2 E. 2020/397 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/2 Esas
KARAR NO : 2020/397
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA /TALEP :
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirketin, şirket personelinin telefon hatları için davalı şirket ile sözleşme akdetmiş olduğunu, sözleşmenin yenileneceği dönemde davalı şirketin —- tarihinde hazırladığı ek taahhütname sözleşmesi ile müvekkili olan davacı şirkete geçmiş dönemden kalan indirimlerine ek olarak — ekstra indirim tanımlamayı ve ayrıca stoklara girdiği gibi —— bedelsiz olarak vermeyi kabul ettiğini, davalı şirket tarafından taahhüt metninin e-posta aracılığı ile yazılı olarak müvekkili olan davacı şirkete gönderildiğini, davalı şirket tarafından bila bedel teslim edilmesi taahhüt edilen telefonun müvekkili olan davacıya teslim edilmediğini, müvekkili olan davacı şirketin davalı şirkete ihbarname göndermesine karşın teslim edilmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine —– sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalı şirketin %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddine, zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
—–sayılı icra dosyası celp edilmiştir.
Davacı ve davalı vekillerince sunulan deliller dosya arasına alınmıştır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında —– imzalandığı, devamında anılan işbu sözlemeye istinaden ek taahhütname imzalandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Tarafların da kabulünde olan bahsekonu taahhütnamelerde; davacı tarafa, iletişim hizmeti sunan davalı şirketin,—— bedelsiz olarak vermeyi taahhüt ettiği, davalı şirketin telefon edimini yerine getirme borcu altına girdiği anlaşılamamaktadır. Sözleşmelerde, davalı tarafa, —- —- davacıya bedelsiz olarak verme borcu yüklenmemiştir. Davacı taraf, davalı şirketin görevlisi olduğunu ileri sürdüğü kişi ile e-posta üzerinden yazışma yapıldığını, şirket görevlisinin ——- davacı şirkete hediye edileceğini beyan ettiğini, bu haliyle davalı şirketin telefonu verme borcu altında olduğunu dermeyan etmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2 maddesine göre; her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Davacı taraf ticaret şirketi olup tacir sıfatını haizdir. Davalı taraf da aynı şekil bir ticaret şirketi olup tacir sıfatını haizdir. Davacı tacir olduğuna göre basiretli iş adamı gibi hareket etmelidir. Yukarıda belirtilen sözleşmelerde telefonun, kampanya kapsamında davacıya hediye edileceği hususu düzenlenmemiştir. Davacı tarafın tutunduğu ve dosyaya bir örneğini sunduğu e-posta yazışması olduğunu ileri sürdüğü yazışma, davacı açısından delil vasfı taşımamaktadır. E-posta yazışmasının gerçekte var olup olmadığı, yazışmanın davacı ve davalı şirketlerin yetkilileri/ görevlileri arasında yapılıp yapılmadığı, işbu yazışmayı yapan kişilerin dava konusu telefon için yazışma yapma, taahhüt altına girme, telefon hediyesi hususlarında şirketi borç altına sokma yetkisi bulunup bulunmadığı belirsizdir. Davacı tarafın delil olarak dayandığı ve dosyada onaysız bir sureti bulunan e-posta yazışmasına açıklanan sebeplerle itibar edilmemiştir. Davacı taraf tacir olduğundan basiretli davranmak, alacak ve borçlarına ilişkin iş ve işlemlerini ispata elverişli hukuki vasıtalarla yapmak durumundadır. Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 25 uyarınca Kamu düzeninden olan davalar dışında, hakim kendiliğinden delil toplayamaz. Huzurdaki hukuk davasında HMK. m.25 gereğince taraflarca getirilme ilkesi geçerlidir. Davacı tarafın getirip sunduğu deliller ve tüm dosya içeriği çerçevesinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davacının davasını ispat edemediği sonuç ve kanaatine varılmış olup ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca, icra takibi başlatılmasında davacı şirket kötü niyetli görülmediğinden ve talep yargılamayı gerektirdiğinden davalı şirketin kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 239,07-TL harçtan mahsubu ile bakiye 184,67-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 3.400-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalı tarafça ödenen 6,40-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. m. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde – Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2020