Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/197 E. 2020/236 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/197 Esas
KARAR NO: 2020/236
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/09/2019
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı borçlu arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin —— tarihli — nolu —- tarihli ———tutarında faturaları düzenlendiği ve davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından fatura bedelleri müvekkilinin şirkete ödenmediğini, bu nedenle — İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borçlu olmadığı iddiası ile takibe itiraz ettiğini, davalı borçlunun — İcra Müdürlüğünün ——— Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında satım akdine dayalı faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmıştır.
——–Hukuk Dairesinin ——— sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davalı tarafın ————— olduğu görülmektedir. Davalının 6102 sayılı yasa kapsamında tacir olup olmadığının ve davalı tarafça çalıştırılan işyerinin ticari işletme kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması gerektiği esas olduğundan, mahkememizce de bu görüş benimsenmiş olup , uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte nispi ticari dava kapsamında kalıp kalmadığı hususunda sağlıklı değerlendirmelerin yapılması için , davalının bağlı bulunduğu ————olup olmadığının anlaşılması bakımından —— ayrı ayrı müzekkereler yazılmış ve müzekkere cevapları dosya içine alınmıştır.
——-tarihli müzekkere cevabında davalı————kayıt olduğu ve bu kaydının halen devam ettiğini belirtilmiştir.
——– alınan — müzekkere cevabında ——– unvanlı firmanın kaydının bulunamadığı belirtilmiştir.
——–alınan ——– tarihli müzekkere cevabında davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu ve ——- tarihinde mükellefiyetini kapatmış olduğu belirtilmiştir.
Gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davalının, davaya konu fatura tarihlerinde esnaf odasına kayıtlı olması onun esnaf sayılması için tek başına yeterli olmamakla birlikte, vergi dairesi ve — kaydı ile birlikte değerlendirme yapılması esas olduğundan nitekim———– da bu yönde olup mahkememizce de tüm kayıtlar göz önünde bulundurularak inceleme yapılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda davalının gerek ticaret sicilde kaydının bulunmaması, gerekse vergi dairesi kayıtlarından esnaf sınırında kaldığının anlaşılması durumunda artık davalının tacir olmadığı ve gelirinin esnaf düzeyinde kaldığı anlaşılmış olmakla mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya ——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli—– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20.maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/07/2020