Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/161 E. 2023/696 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/161
KARAR NO: 2023/696

DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı firmaya 12.12.2018 tarih ve —– numaralı fatura ile 43.660,00 TL bedelli hematit adlı ürün sattığını, davalının söz konusu faturanın 36.910,990 TL’sini ödemediğini, davalı taraf hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının davacıya ait faturaları kendi ticari defterlerine işlemesine ve davacının yapmış olduğu mal alımlarını vergi dairesine bildirmesine rağmen haksız şekilde takibe itiraz ettiklerini, yasa gereği arabulucuya başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmesinden bir sonuç elde edilmediğini, davalı firmanın davacıya borçlu olduğu, davalı tarafın kötü niyetli hareket ettiğini açıkça gösterdiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız yapılan itirazın iptali ile kötü niyetli davalının takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket üretim faaliyetleri kapsamında yıllık —ihtiyacını teminine ilişkin olarak ihaleye çıktığını davacı şirket ihaleye katılım sağladığını ve taraflar arasında ihale sonucunda yapılan pazarlık görüşmeleri neticesinde ihale konusu iş 01.07.2018 tarihinden itibaren davacı şirket tarafından üstlenildiğini, ancak taraflar arsındaki ticari ilişkinin devam ettiği 17.10.2018 tarihinde davacı şirketin Ağustos 2018 sonuna kadar taraflar arasında mutabık kalınan ve anlaşılan sabit kur lan 4,5690 USD/TL’ye göre düzenlenmesine rağmen taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı bir şekilde davacı şirket artan döviz kurları paralelinde 31.08.2018 tarihinden itibaren 5,5072 USD/TL ve 5,3623 USD/TL döviz kurlarını uyguladığı anlaşıldığını, davacı şirketin gerek taraflar arasındaki anlaşmaya gerekse hukuka aykırı hareketlerinden fayda sağlama çabasının son bulmadığını, davacı şirket tarafından 12.12.2018 tarih ve —- numaralı faturanın ödenmediğinden bahisle işbu davaya konu icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin davacı şirkete muaccel hiçbir borcu bulunmaması sebebiyle davacı şirket tarafından haksız ve kötü niyetle açılmış olan işbu davanın reddine, davacı şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.—-İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve tarafların ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin ticari defterleri 6762 sayılı ETTK 66 6102 Sayılı Yeni Ticaret Kanunun 64 ve 213 sayılı V.U.K. ilgili hükümleri gereğince yasal ve usulünce tutulduğu, Ticari defterler TTK 69 ve 213 sayılı kanunun 216.md gereğince açılış tasdikleri süresinde yapıldığı, Ticari defterler VUK 228-226 md gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmadığı, ETTK 70/6 md. 72/3 fıkraları ve YTTK 64/3 fıkraları gereğince ticari defterler süresinde kapanış tasdikleri yapıldığı, 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçecektir.” hükmü bulunduğu, berat yükleme süresi, ilgili olduğu ayın takip eden üçüncü ayın son gününe kadar olduğundan bu süreler içerisinde yapılan hesap döneminin ilk ayına ait berat yüklemeleri açılış onayı yerine geçeceği, aynı tebliğe göre gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin son ayının beratının alınması kapanış onayı yerine geçecektir.” hükmü bulunduğu, buna göre davacı şirketin ilgili yılları ticari defterlerinin açılış tasdikleri yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu görüldüğü, ticari defterler ve dayanağı belgeler yardımcı defteri nedeni ile TTK 85 md ve HMK 222. maddesi gereğince delil olabileceği kanaati oluştuğu, detaylıca verilen davacı taraf 2018-2019 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre yukarıda seri numaraları ve tarihleri belirtilen faturayla toplam 393.588,09 TL tutarın hizmeti aldığı, davalı tarafından 364.638,88 TL ödeme yapıldığı görüldüğü, davacının davalıdan kaydi olarak 28.949,21 TL tutarında alacaklı olduğu görüldüğü, davalı şirketin ticari defterleri 6762 sayılı ETTK 66 6102 Sayılı Yeni Ticaret Kanunun 64 ve 213 Sayılı V.U.K. ilgili hükümleri gereğince yasal ve usulünce tutulduğu, ticari defterler TTK 69 ve 213 Sayılı Kanunun 216.Mad gereğince açılış tasdikleri süresinde yapıldığı, ticari defterler VUK 228-226 md gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmadığı, ETTK 70/6 md. 72/3 fıkraları ve YTTK 64/3 fıkraları gereğince ticari defterler süresinde kapanış tasdikleri yapıldığı, 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçecektir.” hükmü bulunduğu, berat yükleme süresi ilgili olduğu ayın takip eden üçüncü ayın son gününe kadar olduğundan bu süreler içerisinde yapılan hesap döneminin ilk ayına ait berat yüklemeleri açılış onayı yerine geçeceği, aynı tebliğe göre Gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin son ayının beratının alınması kapanış onayı yerine geçecektir.” hükmü bulunduğu, buna göre davalı şirketin ilgili yılları ticari defterlerinin açılış tasdikleri yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu görüldüğü, ticari defterler ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85 md ve HMK 222. maddesi gereğince delil niteliğine haiz olabileceği kanaati oluştuğu, davalı tarafın —-Ticaret Odasına —– sicil numarası ile tacir olarak kayıt olduğu görüldüğü, detaylıca verilen davalı taraf 2018-2019 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre yukarıda seri numaraları ve tarihleri belirtilen faturayla toplam 922.085,62 TL tutarın hizmeti aldığı, davalı tarafından 921.966,08 TL ödeme yapıldığı görüldüğü, davalının davacıya kaydi olarak 119,54.TL tutarında borçlu olduğu görüldüğü, davacı tarafından kesilen 16.01.2018 Tarihli fatura, davacı tarafından kesilen 22.10.2018 Tarihli —– Yevmiye Numaralı 44.840,00 TL’lik Fatura, Davacı tarafından kesilen 12.11.2018 Tarihli —- Yevmiye Numaralı 15.260,50 TL’lik Fatura,—— Yevmiye Numaralı 39.235,00TL’lik, Davacı tarafından kesilen (dava konusu fatura) 12.12.2018 Tarihli —– Yevmiye Numaralı 43.660,00 TL’lik, Davalı tarafından kesilen 31.12.2018 Tarihli fiyat farkı 6.136.00 TL Fatura, Davalı tarafından kesilen 31.12.2018 Tarihli fiyat farkı 14.098,40 TL Fatura, Davacı tarafından davalı yana kesilen toplamda 163.229,90TL’lik fatura davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı, yine davacı tarafından icra takip ve dava konusu edilen 12.12.2018 Tarihli —— Yevmiye Numaralı 43.660,00 TL’lik fatura yine davacı tarafın ticari defterlerinde yer aldığı, Davalı tarafından davacı tarafa 14.03.2018 Tarihinde 38.885,00TL’lik yapılan ödemenin Davalı tarafından davacı tarafa 12.12.2018 Tarihinde 44.840,00 TL’lik yapılan ödemenin davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı,
Davacı tarafından kesilen 15.02.2019 Tarihli 42.952,00 TL’lik Fatura davalı tarafın ticari defterlerinde yer aldığı ancak davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı, davacı tarafından kesilen 03.04.2019 Tarihli 45.784,00TL’lik Fatura davalı tarafın ticari defterlerinde yer aldığı ancak davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı, davalı tarafından davacı tarafa 30.01.2019 Tarihinde 29.561,60 TL’lik yapılan ödemenin davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı, davalı tarafından davacı tarafa 22.05.2019 Tarihinde 45.312,00TL’lik yapılan ödemenin davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı, davalı tarafından davacı tarafa 17.07.2019 Tarihinde 49.088,00 TL’lik yapılan ödemenin davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı,¸
Dava Konusu icra takibinde 1 Adet Davacı tarafından davalı yana kesilen 12.12.2019 Tarihli —-Yevmiye Numaralı 43.660,00TL’lik faturadan kaynaklı 36.910,90TL’lik faturaya dayanıldığı, Davacı ve davalı taraf arasında 2018-2019 Yıllarında Ticari İlişkinin bulunduğu görüldüğü, taraflar arasındaki ticari ilişki incelendiğinde her iki tarafında cari hesaplarında farklılıkların olduğu bu farklılıkların Davacı Tarafından Davalı Tarafa Kesilen Faturaların Davacı Tarafın Ticari defterlerinde yer almaması ve yine bu farklıkların 2. Sebebi ise davalı tarafından davacı tarafa yapılan ödemeleri Davacı tarafın ticari defterlerinde yer almamasında kaynaklı olduğulyukarıda ayrıntısı gösterildiği, taraflar arasında Ticari İlişkini Açık Cari Hesap İlişkisi olduğu, Açık Cari Hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilememesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumu olduğu, açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı yada karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerinde bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamayacağı, somut olayda ise taraflar arasında borç ilişkisinin bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödeme yaptığını belirtmekle davacı davasını yalnızca 1 adet faturaya dayandırmakta ve davalı tarafta ödeme savunmasından bulunduğu, davaya konu olan 1 Adet Davacı tarafından davalı yana kesilen 12.12.2019 Tarihli —– Yevmiye Numaralı 43.660,00 TL’lik faturanın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının ticari defter ve belgelerine göre davalıdan 28.949,21TL tutarında kaydi olarak alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de, davalı tarafından davacı yana yapılan ödemelerin davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı, davalı tarafından sunulan ödeme dekontları dikkate alındığında davacının defterlerinde alacaklı gözüken miktarların ödendiği, davalı tarafın ticari defterlerine göre de davaya konu kesilen 12.12.2019 Tarihli —– Yevmiye Numaralı 43.660,00 TL’lik faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve yapılan ödemelerle borcun kapatıldığı tüm bu hususlar neticesinde davacı tarafında davalı tarafından talep edebileceği alacak miktarı 119,54 TL olduğu, sonuç olarak nihai takdir ve değerlendirme Mahkemeye ait olmak üzere davaya konu olan 1 adet Davacı tarafından davalı yana kesilen 12.12.2019 Tarihli—– Yevmiye Numaralı 43.660,00 TL’lik faturanın fatura yönünden alacağın mevcut olmadığı bildirilmiştir.
Davacı şirket merkezinde ticari defterlerin incelenerek ek rapor oluşturulması için farklı bir Mali Müşavirden alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalı arasındaki ticari işlemlerin kaydında farklılıklar bulunduğu, cari hesap ekstrelerindeki bakiyeler tutarsız olduğu,
¸
Davalı—– hesaplarında bakiye bulunmadığı, davacının defter kayıtlarında tabloda belirtilen faturalara ilişkin kavıtlar bulunmadığı,Davacı ve davalı kayıtlarında farklı tutarda kayıt altına alınan fatura mevcut olduğu,¸Davacı ve davalının kayıtları karşılaştırıldığında ortaya çıkan farklar :¸Davacının alacak taleplerinin. iade faturalarının kayıtlara almamasından kaynaklandığı, TTK m.21/2 uyarınca: “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmü gereği kağıt fatura veya e fatura olmasına göre farklılık göstermediği yapılacak itirazların şeklen Gelir İdaresi Başkanlığı e-fatura/e-arşiv fatura uygulamasından, noterden, iadeli taahhütlü posta yoluyla yapılması gerektiği, bu olayda iade faturalarının iptali için 28.01.2019 tarihinde noter kanalı ile işlem yapılmış olduğunun görüldüğü, dosya içeriğinde mevcut. iptalden önce yapılan c posta yazışmalarının dikkate alınıp alınmayacağı, davalının düzenlemiş olduğu iade faturalarının kabulü halinde davacı ve davalı taraf bakiyelerinin 07.08.2019 tarihi itibari ile 0 ( sıfır ) olacağı, davacının 28.01.2019 tarihli noter işleminin veya e posta işlemlerinin kabulü halinde ise 07.08.2019 tarihi itibari ile 43.047,61 TL alacağının bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler, ticari defterler, alınan bilirkişi raporları incelenmiş olup;Davanın itirazın iptali davası olduğu, icra takibinin 12.12.2018 tarih —–yevmiye numaralı 43.660,00-TL bedelli fatura bakiye alacağının tahsiline ilişkin 36.910,90-TL üzerinden başlatılmış olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacının davalıya hematit satmış olduğu, her iki tarafın incelenen ticari defterlerinde alacak-borç yönünden uyuşmazlığın bulunduğu görülmektedir. Davalı taraf, 2018 yılı için taraflar arasında döviz kurunun sabitlendiği, sabit olarak anlaşılan kurdan fatura kesilmesi gerekirken davacının farklı bir kurdan fatura kestiğinin anlaşılması üzerine iade faturalarının kesildiğinin iddia edildiği, davalının bu iddiasını cevap dilekçesi ekinde sunulan e-mail yazışmalarında davacının beyanlarının doğruladığı, davacının e-mail ‘deki bu beyanını destekler dosyada yine cevap dilekçesi ile sunulmuş imzasız teklif metninin bulunduğu, dosyada 20.06.2018 tarihli ilk teklif (imzalı-kaşeli), 27.06.2018 tarihli ikinci teklif (imzalı), 29.06.208 tarihli üçüncü teklif (imzasız) metinlerinin bulunduğu görülmektedir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalının davacıya kestiği 4 adet toplam 43.046,90-TL bedelli kur farkı-iade adı altındaki iade faturalarından kaynaklanmaktadır. Cevap dilekçesi ekinde sunulan e-mail yazışmasında davalı tarafın davacıdan kurun sabitlendiği, sabit kurdan fatura kesilmediğinin farkedildiği, 2018 yıl sonuna kadar sabit kurdan fatura kesilmesi talep edilmiş, davacı taraf ise mücbir sebep dolayısıyla anlaşılan kurdan fatura kesilemeyeceğini beyan etmiştir. Bu e-mail yazışması ve dosyadaki sunulan teklif metinleri ile tarafların 2018 yılı için yıl sonuna kadar kurun sabitlenmesi hususunda mutabık kaldıkları ve bunun üzerinden ticari ilişkiye başladıkları, davalının davacı tarafın sabit kurdan fatura kesmediğini farketmesi üzerine kur farkı-iade faturaları düzenlediği görülmektedir. Taraflar arasında 2018 yıl sonuna kadar kurun sabitlenmesi sebebiyle davalı tarafın, kur farkına ilişkin oluşturduğu iade faturalarının yerinde olduğu değerlendirilmekle, davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Davaya konu alacağın olup olmadığı, davacı tarafından istenip istenemeyeceği hususu yargılamayı gerektirdiğinden, davacının kötü niyetli takip başlatmış olduğuna dair kanaat oluşturacak bilgi ve belge bulunmaması sebebiyle davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmamıştır. Bu nedenle şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat talebi yerinde görülmemiştir.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin yatırılan 445,80 TL harcın mahsubu fazla yatırılan 175,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—- Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.