Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/155 E. 2020/113 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/155 Esas
KARAR NO: 2020/113
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 17/09/2019
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;———– İş Mahkemesinin kararında sabit olduğu üzere sayaç okuma iş kapsamında sözleşme yapılan davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin alacaklarından iş kanunu 2. Maddesi gereği müvekkil idare davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu tutularak İş Mahkemesi tarafından karara bağlanan alacakların müvekkil iadereden haciz yoluyla tahsil edildiğini, açılan iş bu davanın kabulü ile davacı müvekkil idareden tahsil edilen ———— cebri icar yoluyla tahsil tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten rücuen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır
Davalı ———– tarihinde mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle: Davacı idarenin ———- rücuen davalı şirketten tahsilini talep etmesinin rakam yönünden hukuksuz olduğunu, bu davada davacı ——- asıl işveren olduğunu, davalı ————-alt işveren olduğunu, ücret dışındaki işçi alacaklarından asıl işveren ile alt işverenin müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı temel ilkesine bağlı olarak işçinin çalıştığı dönemin 6552 sayılı yasada belirlenen tarihte devam ediyor olması halinde davacının ödediği meblağın tamamının asıl işveren olan davacıya yükletilmesi gerektiğini bu sebeple davanın reddine karar verilmesini, işçinin durumu 6552 sayılı yasada belirlenen tarihte değil ise bu tarihte çalışmıyor ise asıl işveren——davalı şirketin ve diğer davalı arasıda yarı yarıya olması gerektiğini, dolayısıyla ———— ödediği meblağın ancak yarısının alt işverenlerden talep edebileceğini, davalı iki alt işveren olması nedeni ile bu iki alt işverenin işçiyi çalıştırdıkları süre itibariyle de sorumluluğunun hesaplanarak aralarında taksim edilmesine, davanın yargılama giderleri ve vekalet ücretinin aynı esasa göre taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
——– tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Bir davanın ticari dava sayılabilmesi için uyuşmazlığın her iki taraf yönünden ticari sayılan hususlardan doğması veya 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekmektedir.
Somut olayda;
Dava davalılar ile müteselsil sorumlu olduğu iddiası ile 3. Kişiye ödenen işçi alacağının rücuen davalılardan tahsili istemli açılmıştır, davacı ——– sayılı yasa kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı belirtilmiş, bu haliyle davacının tacir sıfatı bulunmamaktadır. İİK ——- sayılı kanun gereğince ————– tacir sıfatı bulunmadığından somut uyuşmazlık nispi ticari davaya konu olan uyuşmazlık değildir. Mutlak ticari dava da değildir. Bu nedenlerle görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemelerinin olması sebebiyle aşağıda şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 ve TTK 4,5/3 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı yasa 2.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli —————- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan ————- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin huzurunda davalının yokluğunda HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —————- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2020