Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/143 E. 2019/5 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/143
KARAR NO : 2019/5

DAVA : Haksız Fesihten Kaynaklı Cezaî Şart/ Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Haksız Fesihten Kaynaklı Cezaî Şart/ Tazminat davasında dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili İstanbul Anadolu –Sulh Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; Müvekkillerinden—— %38, …’ın %9,375 oranla hissedarı olduğu ———–kayıtlı taşınmaz ile ilgili arsa sahipleriyle davalı şirket arasında 13/03/2018 tarihli “——–” isimli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşme kapsamında belirtilen taşınmaz üzerine kiracının talep ettiği proje ve şartlarda kiralayanlar tarafından brüt 4.350 m2 kapalı alanı olan okul inşa edileceğini ve bu okulun kiracı davalı şirket tarafından 10+10 yıl olmak üzere kiralanması konusunda anlaştıklarını, müvekkillerinin sözleşmede kendilerine düşenleri yerine getirmek amacıyla kültür varlıkları ve — Müdürlüğü nezninde ve —-nezninde tüm resmi ve teknik işlemleri başlattıklarını, ruhsat için her türlü teknik işleri ve projelendirme işleri bittikten sonra kiracılar tarafından müvekkillerine 29/06/2018 tarihli Beyoğlu—–. Noterliğinden 2272 yevmiye numaralı sözleşmenin feshedildiğine dair ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnamede kiracı şirketin “ortaklar arasında çıkan sorunlar ve çeşitli olumsuzluklardan dolayı küçülmeye gitmek ve birçok şubeyi açılmadan kapatmak durumunda kalındığı” gerekçesiyle sözleşmenin tek taraflı feshedildiğini bildirdiklerini, sözleşmenin iş bu ihtarnameyle haksız ve hukuksuz bir şekilde tek taraflı feshedilmesi üzerine yapılan ikili görüşmelerden bir sonuç çıkmaması üzerine müvekkili olduğu girma ve …’ın —– Kadıköy ——.Noterliğinin —- yevmiye numaralı kiracının tek taraflı haksız ve hukuksuz feshine yönelik, cevabi ihtarnameleri keşide ederek muhataba tebliği yapıldığını ileri sürerek davalı şirketin 13.03.2018 tarihli sözleşmeyi haksız ve hukuksuz bir şekilde feshetmesi sebebiyle öncelikle sözleşmenin 18.7 maddesi gereğince bir yıllık kira bedeli kadar olan cezai şart tazminatının müvekkillerinin uhdesine düşen toplam 767.475 TL’nin sözleşmede belirlenen nispetler ışığında 615.600 TL’nın — 27/07/2018 tarihli cevabi ihtarnamenin davalıya tebliğini takip eden 5.gün olan 06/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faiz başlangıcının kabul edilmemesi halinde dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte 615.600 TL’nin müvekkili lehine hükmedilmesine, bu taleplerinin kabul görmediği takdirde sözleşmenin haksız bir şekilde feshedilmesi menfi zarar olan ve müvekkilleri tarafından yapılan harcamalar ve ödemeler olan 376.427,48 TL’nin yine 06/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalıdan alınarak müvekkili şirkete 376.427,48 TL’nin verilmesini, faiz başlangıcının kabul edilmemesi halinde faizin dava tarihinden itibaren işletilmesine, 151.875 TL’nın …’a 27.07.2018 tarihli cevabi ihtarnamenin davalıya tebliğini takip eden 5. gün olan 06.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faiz başlangıcının kabul edilmemesi halinde dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte 151.875 TL’nın müvekkili lehine hükmedilmesine, bu taleplerinin kabul görmediği takdirde sözleşmenin haksız bir şekilde feshedilmesi sebebiyle menfi zarar olan ve müvekkilleri tarafından yapılan harcamalar ve ödemeler olan 170.668,27 TL’nin yine 06.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalıdan alınarak müvekkili …’a verilmesini, faiz başlangıcının kabul edilmemesi halinde faizin dava tarihinden itibaren işletilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Dava konusu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğiyle olması nedeniyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davacıların cezai şart bedeli ve menfi zarar taleplerini yazılı delillerle ispatlayamamaları, dava konusu sözleşmeye ilişkin inşaat işlemlerinin başlatılmaması, ilgili kurumlardan gerekli izinlerin alınamaması, eğitim tesisinin hazır vaziyette 15.06.2019 tarihinde müvekkili şirkete teslim edilmesinin mümkün olmaması, bu durumun sözleşmenin 5.maddesindeki ifa imkansızlığı hallerinden birisi olması ve davacıların cezai şart bedeli taleplerinin usul ve yasaya aykırı olması nedenleriyle davanın reddine, davanın reddine karar verilmemesi ihtimalinde TBK.Md.182/3 gereğince cezai şart bedelinden indirim yapılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davanın tevzi edildiği İstanbul Anadolu —-Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.03.2019 tarih, — Karar sayılı görevsizlik kararında;
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin eser sözleşmesi ve kira sözleşmesini barındıran karma nitelikli sözleşme olduğu, sözleşmede taşınmazın teslim tarihinin 15.06.2019 tarihi olduğu, dava açma tarihinin 28.12.2018 olduğu dikkate alındığında dava konusu sözleşmenin henüz eser sözleşmesi aşamasında iken fesh edilmiş olduğundan dava konusunun eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, dosyanın tevzi edildiği İstanbul Anadolu ——–.Asliye Hukuk Mahkemesinin — Karar sayılı 27.06.2019 tarih sayılı ilamı ile görevsizlik kararında;
Taraflar arasında uyuşmazlığın yap-işlet-devret sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin karma sözleşme olduğu, yapım döneminde ortaya çıkar uyuşmazlıklarda genel görevli mahkeme olduğu, sözleşme henüz yapım aşamasında fesh edilmiş olduğundan uyuşmazlığa bakma görevinin sulh hukuk mahkemesinde olmadığı, her iki tarafın tacir olması sebebiyle davanın nisbi ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE GEREKÇE:
Dava, arsa sahibi olan davacılar ve diğer arsa sahipleri ile davalı arasında düzenlenen kira sözleşmesine dayanmaktadır. Taraflar arasında yapılan sözleşme incelendiğinde davacılar ve arkadaşlarının sahip oldukları arsa üzerine yine kiralayan sıfatı bulunan bu kişilerce davalının talepleri de dikkate alınarak bir okul binası yapılacak, bu binayı davalı taraf 10+10 yıllığına kiralayacaktır. Taraflar arasında yapılan sözleşmede davalıya bir eserin yapılması vaadedilmediğinden sözleşmenin eser sözleşmesi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu sözleşmede davalı taraf sadece kiracı sıfatını taşımaktadır. Yine sözleşmenin hiçbir yerinde davalı tarafın taşınmaz üzerine bina yapacağı, bunu işleteceği, belli bir süre sonra da davacılara devredeceği yönünde herhangi bir hüküm ve düzenleme bulunmadığından bu sözleşme yap-işlet-devret sözleşmesi olarak nitelendirilemez. Sözleşmenin kira konusu gayrimenkulün kullanma, hazır hale getirilmesi başlıklı 3.maddesi ile sözleşme konusu eğitim kurumunun kiraya verenler tarafından tamamlanıp teslim edileceği düzenlenmiş olup sözleşme kira sözleşmesine ilişkin diğer hükümleri içermektedir.
Tarafların hak, alacak, borç ve diğer tüm yükümlülükleri, aralarında akdedilmiş olan ——–” ile düzenlenmektedir. Anılan sözleşme irdelendiğinde, kiralananın —-hangi özelliklere sahip olarak inşaa edileceği ayrıntısına kadar düzenlenmiş, kira ödemesinin hangi tarihte başlayacağı, mecurun ne vakit kiracıya teslim edileceği ve diğer hususlar sözleşmede açıkça kayıt altına alınmıştır.
Yine kira sözleşmesinin 18.7. maddesinde tarafların kira başlangıç tarihinden önce sözleşmede yazılı haklı sebepler gösterilmeksizin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetmesi halinde uygulanacak ceza şart da anılan kira sözleşmesinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasında kira sözleşmesi olduğu çekişmesizdir. Öte yandan; tarafların hak, alacak, borç ve diğer tüm yükümlülükleri, aralarında akdedilmiş olan kira sözleşmesiyle düzenlenmiş olup ortada kira sözleşmesini de içine alan kompleks bir kira ilişkisi vardır. Kira sözleşmesini de içine alan işbu kira ilişkisiyle davacılar ile davalı karşılıklı edim yükümlülüğü altına girmiştir. Eldeki uyuşmazlıkta da; davacıların iddiası ve davalının savunması mevzûbahis kira ilişkisinden ayrı düşünülemez. Hâlböyleyken; davanın esası, taraflarca imzalanan kira sözleşmesi ve geniş anlamda kira ilişkisi dairesi içinde çözüme kavuşturulabilir.
Bahse konu kira ilişkisinin kurulup kurulmadığı, hangi tarihlerde kira sözleşmesinin mer’i olduğu, kira sözleşmesinin sonlandırılıp sonlandırılmadığı, tarafların alacak veya borcunun bulunup bulunmadığı, cezaî şartın uygulanıp uygulanmayacağı, tazminat hakkının doğup doğmadığı kira uyuşmazlıklarında görevli Sulh Hukuk Mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde ortaya çıkacaktır. Bu nedenlerle kira ilişkisinden kaynaklanan işbu haksız fesihten kaynaklı cezai şart/ tazminat davasında Mahkememiz görevsizdir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 4/1-a gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 4- (1): “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görmekle görevlidir.”
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usûlden reddine karar verilmesi gerektiğinden, -Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ———– Karar sayılı ilâmında belirtildiği gibi dava şartı olan görev konusunda mahkeme her aşamada resen inceleme yapıp karar verebilir. Dava dilekçesinin tebliğine gerek yoktur.- Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya İstanbul Anadolu —–. Sulh Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Mahkememizin görevsizlik kararına karşı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun yoluna başvurulmayıp karar kesinleştiği taktirde HMK.’nun 21/1-c ve 22/2. maddeleri uyarınca yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluklarında, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi.