Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/140 E. 2022/403 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/140 Esas
KARAR NO: 2022/403
ASIL VE BİRLEŞEN DAVALARDA
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 16/09/2019
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
Davacı vekili asıl davaya yönelik dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —- müvekkili olan davacı şirketin — numarası ile sağlık sigortalısı olduğunu, sigortalının —- tarihinde geçirmiş olduğu araç içi trafik kazası neticesinde yaralandığını, davacı şirket sigortalısının yaralanmasına sebebiyet veren —— sigortasının ise davalı — tarafından yapıldığını, davacı şirket tarafından sigortalı —-yaralanması nedeniyle toplamda—- teşhis ve tedavi giderleri için ilgili sağlık kurumlarına ödeme yapıldığını, bu tutarın —-sağlık uygulama tebliği kapsamında kaldığını, sağlık sigorta poliçesi kapsamında davacı şirketin sigortalı — halefi konumunda olduğunu, diğer davalının ise —– aşan kısım için sorumlu olduğunu, her iki davalıya başvuru yapıldığını ancak her iki davalı tarafından da dönüş yapılmadığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkili olan davacı şirket tarafından ödenen giderlerden — olan — davalı —-diğer davalı sigorta şirketinden olmak üzere olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin —— davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın işbu dava öncesinde müvekkili olan davalı şirkete başvuru yapmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davacının kusura ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, avans faizi talebinin yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekıili cevap dilekçesinde özetle; davacının husumet ehliyeti olmadığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini, müvekkili olan davalı kurumun trafik kazası nedeniyle yapılan tedavi giderlerinden —-göre sorumlu olduğunu, davacı sigorta şirketinin sigortalısına yapmış olduğu tüm tedavi masraflarının müvekkili olan davalı kurumdan talep edemeyeceğini, davalı kurumun tacir olmadığından ticari faiz talep etmesinin de yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN —– SAYILI DOSYASINDA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —- müvekkili şirketten —- olduğunu, — trafik kazası neticesinde yaralandığını, müvekkil şirket sigortalısının yaralanmasına sebebiyet veren — plakalı aracın — ise davalı —- tarafından yapıldığını, müvekkili şirket tarafından sigortalı — için toplamda —teşhis ve tedavi giderlerinin ilgili sağlık kurumlarına ödendiğini, bu tutarın —kapsamında kaldığını, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun sigortacının halefiyetini düzenleyen 1472. maddesi gereğince sigortalının halefi konumunda olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile sigortalı — için yapılmış olan teşhis ve tedavi giderlerinin — olan — davalı —- diğer davalı —-olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin daha evvel açılan ——-sayılı dosya ile iş bu davanın birleştirilmesine karar verilmesini, usule ilişkin itirazlarının bulunduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesini, esas yönünden haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Sağlık sigortası kapsamında trafik kazası nedeniyle karşılanan tedavi giderinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu trafik kazası tespit tutanağının onaylı bir sureti —– celp edilmiştir.
—- dava dışı sigortalıya ait tıbbi tedavi evraklar celp edilmiştir.
Mahkememizin işbu dosyası ile birleştirilmesine karar verilen yine Mahkememizin —- sayılı dosyası işbu dosyamız içinde mübrezdir.
Mahkememizin —-tarihli celsesinde rapor tanzim edilmek üzere dosyanın — alanında uzman ve —– hesaplama- sigorta alanında uzman aktüer bilirkişiden oluşan heyete tevdiine karar verilmiş, tanzim edilen— tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…
Asıl Dava Yönünden; Davacı —–Ameliyat
ödemesi yaptığı, İşbu tutarın—hükümleri dahilinde davalı — talep
edilebileceği, — tutarındaki giderin — tarafından sigortalı araç
sürücüsünün kusuru oranında karşılanması gerektiği, Birleşen Dava Yönünden; Davacı —tarihinde; —— Ameliyat olmak üzere toplam — ödeme yaptığı, İşbu tutarın —- hükümleri dahilinde davalı — talep
edilebileceği, — tutarındaki giderin – tarafından sigortalı araç
sürücüsünün kusuru oranında karşılanması gerektiği, ödemiş olduğu işbu tutarlar kadar TTK 1472 maddesi dava dışı sigortalıları adına halef olduğu, Davalı — tarihinde meydana gelen zincirleme trafik kazası nedeni ile dava dışı — sağlık giderlerinden 6111 sayılı Yasa gereği sorumlu olduğu, Davalı —- davaya konu trafik kazasında —–adına kayıtlı ve işletenin sürücüsü olduğu — marka aracın — kaza
tarihini kapsar —— kapsamında; sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında zarar gören — maddi zararından poliçe limitleri dahilinde (—-; kişi başı azami limit; —–sınırlı olmak kaydıyla) sorumlu olduğu,
davalı — tarafından teminat altında olan — plakalı araç sürücüsünün
kazanın oluşumundaki kusur oranının — takdirlerinde olmak kaydı ile ancak hesaplanan tutarın sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğu olduğu, (—- talep edilen Kusur raporunun dava dosyasına dönmemiş olması nedeni ile hesaplama yapılamayacağı)…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalılar vekillerince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizin —tarihli celsesinde dosyanın kusur durumunun tespiti için— gönderilmesine karar verilmiş, —– tarafından tanzim edilen —tarihli ön rapor Mahkememize sunulmuştur. Sunulu —–Kazanın oluş şeklinin sağlıklı bir şekilde anlaşılıp taraflara izafesi yapılacak kusur durumlarının yine sağlıklı bir şekilde belirlenmesi açısından mümkün ise; Hazırlık ve ceza aşamasına ait tüm bilgi ve belgeleri içerir dosya aslının ya da söz konusu dosyanın, içeriğinde kazanın oluş şekliyle ilişkili video, resim vb dijital içeriklerin bulunması halinde bu içeriklerin açılabilir formatta orijinal kopyaları ile birlikte okunaklı bir suretinin gönderilmesine ihtiyaç hasıl olduğu” belirtilmiştir.
Tanzim edilen —– raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
—- davaya konu — sayılı dosyası celp edilmiş ve akabinde rapor tanzim edilmek üzere dosya yeniden — gönderilmiş, tanzim edilen —tarihli raporda özetle; ”… Mevcut verilere göre; A)-Sürücü — idaresindeki —– olay mahalli mevkide lastiğinin patlaması akabinde sol şeritte konumlanmış, ifade ve beyanlara göre tedbir almamış ise de kazanın oluş şekli itibarıyla meydana gelen olayda; atfı kabil kusuru bulunmamaktadır. B)-Sürücü ——, idaresindeki kamyonet ile seyir halinde iken olay mahalli mevkide ön ilerisinde sol şeritte konumlanan — karşı fren yaparak çarpmadan durduğu sırada gerisinden gelen — çarpışarak karıştığı olayda; atfı kabil kusuru bulunmamaktadır. C)-Sürücü — idaresindeki —— olay mahalli yolda seyir halinde iken yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, önünde seyir halinde olup frenli bir şekilde yavaşlayarak duran kamyonete karşı zamanında etkin ve uygun tedbir alması gerekirken anılan bu hususa riayet etmeksizin kaza noktasına hatalı ve kontrolsüz bir şekilde yaklaşarak önünde seyir halinde iken yavaşlayıp duran araca arkadan çarpmasıyla meydana gelen olayda; asli kusurlu bulunmuştur. Sonuç itibariyle; olayda; A)-Sürücü —-, kusursuz olduğu, B)-Sürücü —, kusursuz olduğu, C)-Sürücü —–, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen — raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekilince — raporuna karşı itiraz, davalı —— raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili Mahkememizin —tarihli celsesinde —– raporuna karşı itirazlarını yinelediklerini, yeniden rapor alınmasını aksi halde ceza yargılamasında tanzim edilen rapor dikkate alınarak hüküm kurulması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İddia, savunma, celp edilen bilgi ve belgeler, ceza dosyası, Mahkememizin işbu dosyası ile birleşen yine Mahkememizin — Esas sayılı dosyası, tanzim edilen bilirkişi raporu ile — tarafından tanzim edilen kusur raporu birlikte tartışılıp değerlendirildiğinde;
Dosya kapsamına göre dava dışı sigortalı —davacı sigorta şirketi nezdinde sağlık sigorta poliçesiyle sigortalı oldukları, sigortalıların — tarihinde dava dışı — sevk ve idaresindeki —-plakalı araç içerisinde trafik kazası sonucu yaralandığı, kaza sebebiyle gerçekleştirilen tedavi giderlerinin davacı sigorta şirketince karşılandığı gerekçesiyle yapılan ödemenin, sigortalının yararlanmasına sebebiyet veren — sevk ve idaresindeki — plakalı aracın—-kapsamında davalı sigorta şirketi ile —— rücuen tazmini amacıyla işbu asıl ve birleşen davaların açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiş olup, dosya kapsamında yer alan ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının asıl ve birleşen davalar yönünden aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6111 sayılı Yasa, —-tarihinde yürürlüğe girmiş olup somut olayda kaza tarihi—— olduğundan sorumluluk bakımından mevzuat değişikliklerinin değerlendirilmesi gerekmiştir..
2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın——- tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin —–tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve —– yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlenmiştir. Düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur.
—— bendinde; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın — tarafından —- alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi mevcuttur. Tebliği’nin made 4/1 Fıkrasının iptali istemiyle açılan ——— tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin —— tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu ——- yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan —- alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin —- tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, —- tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan —– alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.
—- verdiği yürütmeyi durdurma kararından sonra —- tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6645 sayılı Kanunun 60. maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinin birinci fıkrasına “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ile “Ancak, —— bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesi eklenerek ödeme kıstası tekrar belirlenmiştir.
Düzenlemeler karşısında kaza tarihi —- olmakla somut uyuşmazlıkta 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinin değişiklikten sonraki hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, eldeki davada——– kapsamında bir değerlendirme yapılmaksızın, kaza ile illiyet bağı bulunan ve 6111 sayılı Yasa kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulduğu ve 2918 sayılı Yasa’nın 98. madde kapsamına girmeyen belgesiz/paramedikal giderlerden ise ——-sorumluluğu ise devam ettiği anlaşılmıştır.
Ancak; asıl ve birleşen davaların niteliği itibariyle özünde 6098 sayılı TBK’da 49 vd devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil ve 54. Madde kapsamında cismani zararın tahsili istemine dayandığı açık olduğundan uyuşmazlığın öncelikle “kusur” yönünden incelenmesi gerekmiştir.
Kaza tespit tutanağında; Kazaya karışan sürücü —– yerleşim yeri birimleri dışındaki karayolunda zorunlu hallerde gerekli önlemleri almadan duraklamak veya park etmek kuralını ihlal ettiği, sürücü —– kusurunun bulunmadığı, sürücü—— ise aracın hızını teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlali ettiği yönünde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Ceza dosyasından alınan — tarihli bilirkişi raporunda; Sürücü —– KTK 59, 63, 113, 116 ve 135. maddelerini ihlal etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğu, sürücü—- kusurunun bulunmadığı, sürücü—– ise KTK’nin 52/b-c, 56/c ve 107. maddelerini ihlal etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Dosyamızdan alınan —-raporunda ise Sürücü —- kazada kusursuz olduğu, sürücü — kusursuz olduğu, sürücü —– ise %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu belirtildiği görülmüştür.
Olay nedeniyle kovuşturmanın yürütüldüğü —- kararında; Katılanın dava dışı — ve sanığın —-olduğu, katılanın —ve —- davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği, isnat edilen suçun 5271 sayılı Kanunun 253 üncü maddesi uyarınca “uzlaşma “ kapsamındaki suçlardan olduğu, uzalaştırmacının düzenlemiş olduğu raporun tetkikinde —– arasında uzlaşmanın sağlandığı ve—–Yaralanmasına Neden Olma suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, olayın “Olay tarihinde —kullandığı—— plaka sayılı araç ile —–istikametinde seyir halinde iken, havanın açık yolun geliş ve gidişli trafiğin ayrı ayrı olarak seyrettiği, aynı yönde toplam — genişliğindeki üç şeritli kara yolunun sağ tarafında —– genişliğinde emniyet şeridi bulunan, yatay güzergahlı düz yolun bulunduğu kaza noktasına geldiğinde, yolun en sol taraf orta refüj yakınındaki 3. Şerit üzerinde aracının sağ arka lastiğinin patlaması neticesinde bu şerit üzerinde beklediği esnada, — aynı istikametinde sevk ve idaresinde olan —– plaka sayılı aracı ile durumu fark ederek yavaşladığı, ancak sanığın kullanımında olan —— plaka sayılı araç ile aynı istikamette iken yüksek hızda seyretmemesi nedeniyle yavaşlamaksızın—— kullanımındaki araca çarparak kazaya sebebiyet verdiği, sanığın KTK’nın 56/c maddesi gereğince önde giden aracı belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlememek ve 107. Maddesi gereğince takip mesafesini korumak kurallarını ihlal ettiği anlaşılmakla asli kusurlu olduğu,” şeklinde gerçekleştiğinin kabul edildiği, sanık — üzerine atılı ‘”Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma” suçunu işlediği sabit görülerek cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, kararın bu haliyle kesinleştiği görülmüştür.
—- tarihli ifadesinde kaza nedeniyle şikayetçi olmadığını bildirdiği ve — dosyasından verilen— tarihli karar ile şüpheliler —- aleyhinde şikayet yokluğu sebebiyle ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği görülmüştür.
Olaydan sonra alınan kaza tespit raporu, ceza dosyasından alınan kusur raporu ve Mahkememizce alınan —- raporu birlikte değerlendirildiğinde; Olayın sürücü — sevk ve idaresindeki —–yönünden —- seyir halinde iken sağ arka lastiğin patlaması akabinde yavaşlayıp sol şeritte durduğu, ardından sol şeridi takiben gelen sürücü — sevk ve idaresindeki —- sol şeritte konumlanan—-idaresindeki —fark edip fren ile birlikte yavaşlayıp çarpışma olmaksızın yavaşladığı sırada en geriden gelen sürücü — sevk ve idaresindeki — plakalı —- ön kısımları ile —- idaresindeki —arka kısımlarının çarpıştığı, bu çarpışma ile öne doğru ötelenen—– sol şeritte konumlanan ——de çarpıştığı ve neticede —- yolcu olarak bulunan ——–yaralanmasına konu trafik kazası meydana geldiğinin anlaşıldığı, olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında sürücü —- kusur izafesinin mümkün olmadığı, ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunda kusur değerlendirmesinin olasılık durumuna göre yapılmış olduğunun buna karşın mahkememizce alınan —– raporunda ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunun da dikkate alınarak gerekçeli değerlendirme yapılmış olduğunun anlaşıldığı, bu halde alınan—- raporunun oluşa, somut olay özelliklerine uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme esas alınabileceği değerlendirilerek mahkememizce benimsendiği, bu halde kazada asıl ve birleşen davalar yönünden sigortalıların içinde bulunduğu—- plakalı araç sürücüsü —- %100 kusurlu ve huzurdaki davada tazmin sorumlusu olduğu iddia edilen davalı sigorta şirketi nezdinde— plakalı araç sürücüsü —— ise kusursuz olduğunun kabul edilmesi gerektiği, varılan sonucun kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki olayın meydana gelmesindeki kabule ve netice ceza kararına aykırılık teşkil etmediği, bu halde sigortalısının içinde bulunduğu araç sürücüsünün kusurlu olduğu davacı sigorta şirketinin olayda kusursuz olduğu anlaşılan —- ve diğer davalı kuruma rücuna dair talebinin hukuken yerinde olmadığı anlaşılmakla, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesinde; ”Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” şeklinde düzenleme yer almakta olup, asıl ve birleşen davalara ilişkin dosya içerisinde mübrez arabuluculuk son tutanaklarında davalıların asıl ve birleşen davalara yönelik arabuluculuk ilk oturum toplantısına mazeret bildirmeden katılmadığının tespit edildiği anlaşılmış olmakla, her ne kadar huzurdaki asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de anılan düzenleme gereği davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yapılan yargılama giderlerinden davalıların kendilerine yöneltilen dava değeri ile orantılı şekilde sorumlu tutulması yönünde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
2-a)Karar ve ilâm harcı olan 80,70-TL’nin peşin alınan 345,57-TL’den mahsubu ile bakiye 264,87-TL harcın Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
2-b)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (11-13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı ——- 145,20-TL ile sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
2-c)Davacı tarafça yatırılan 396,37-TL harç ve 2,409,40-TL ATK rapor ücreti, bilirkişi , posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 2.806,07‬-TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı ——– 308,66-TL ile sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-d)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-e)HMK madde 333/1. uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
3-)MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN ——- SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
3-a)Karar ve ilâm harcı olan 80,70-TL’nin peşin alınan 569,13-TL’den mahsubu ile bakiye 488,43-TL harcın Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-b)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (11-13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı —— 11,80-TL ile sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-c)Davacı tarafça yatırılan 619,93-TL harç ile 107,40-TL posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 727,33-TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı —— 65,43-TL ile sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-d)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-e)HMK madde 333/1. uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/06/2022