Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/135 E. 2021/648 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/135 Esas
KARAR NO : 2021/648

KARAR TARİHİ :17/09/2021
YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirket ile davalı —-, bu anlaşma gereğince müvekkili şirket tarafından tüm edimler zamanında yerine getirildiğini yapılan işlemler için müvekkili şirket tarafından kesilen faturaların bir kısmı davalı yanca ödendiğini ancak — faturalardan bakiye bedel olan — numarasıyla icra takibine konu edildiğini, söz konusu icra takibine karşı borçlu yan — ödeme yaptığını, borçtan bakiye olan 5.550,11,-TL asıl alacak ile 2.914,86 TL tutarlı faize yine aynı tarihte itiraz ettiklerini, davanın kabulüyle, borçlu tarafından yapılmış olan haksız itirazın iptaline, — sayılı dosyası üzerinden takibin davalı borçlu açısından devamına, dosyaya yapılmış olan haksız itiraz sebebiyle borçlunun aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile aralarında —— işlemiş faizi — tahsili için —- sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takipte 5.550,11-TL asıl alacak ve işlemiş 2.909,18-TL faize itiraz edildiği, müvekkiline —-, iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve müvekkil aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiğini——- sözleşmedeki tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacının yaptığı işin bedelini de ödediğini davacının müvekkil firmadan talep edebileceği herhangi bir bedel bulunmadığını, davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri gereği gibi ve süresinde yerine getirmediğini, —ruhsatları dahil bir çok eksik iş bıraktığı ve bu nedenle davacı taraf — kesin kabulünü yapmaya dahi yanaşmadığını, hiç kimse kendi üzerine düşen edimi yerine getirmeden karşı taraftan edimini yerine getirmesini bekleyemeyeceğinden, davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, arz edilen nedenlerden dolayı, fazlaya ilişkin talep ve haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya ödettirilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda — dosyaya sunulmuştur.
— sayılı dosyası celp edilmiştir.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU—- Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri — verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,—— ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme— tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir —– olup tacirdir. Davalı —- tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Bu açıklamalar —– değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; Mahkememiz tarafından 16/11/2020 tarihli duruşmada ticari defterlerin incelenmesine karar verildiği, ticari defterlerin sunulmasının veya yerinde inceleme talebi varsa bildirilmesinin istenildiği, delil avansının iki haftalık süre içerisinde yatırılması, aksi halde davacı tarafın bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verilerek ihtar yapıldığı, davalı tarafın yerinde inceleme talebinde bulunduğu, ara karar sonrası davacı tarafın inceleme gün ve saatinde — sunmadığı gibi yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı, verilen sürede delil avansını yatırmadığı görülmüştür. Süresinde delil avansının yatırılmaması, bilirkişi tarafından incelenebilecek nitelikte ticari defterlerin sunulmaması ve yerinde inceleme talebinde de bulunulmaması sebebiyle, davacı bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılmıştır. Dosya kapsamı itibariyle, davacının davalıdan alacaklı olduğuna dair iddiasını ispata yeterli düzeyde delil bulunmadığı, yapılan icra takibinin haksız olduğu görülmekle, davanın ispatlanamamış olması sebebiyle aşağıdaki şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Yapılan tetkik neticesinde davacının davasını haksız olarak açtığı, davayı açmakta kötüniyetli olduğu anlaşılmakla asıl alacak üzerinden %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Talep edilen asıl alacak olan 5.550,11 TL üzerinden hesaplanacak %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafça yatırılan 44,40 harçtan mahsubu ile kalan 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar —göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı