Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/121 E. 2021/346 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/121 Esas
KARAR NO: 2021/346
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/09/2019
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı borçlu şirket ile ticari ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden doğan ödemelerinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın ödemeden imtina etmesi sonucu icra takibi başlatıldığını, davalı itiraz’inin alacağı geciktirmeye yönelik, haksız ve kötü niyetli olduğundan, itirazın iptalini talep etme zorunluluğu olduğunu, takip talebinde alacağın nedeni olarak, cari hesaptan doğan —- tutarlı muhtelif faturadan kalan alacak bakiyesi gösterildiğini, davacı icra talebinde —-asıl alacağın, icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek — tahsilini, davalı-borçlu—- numaralı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı —– tarihinde takibe itiraz ettiğini ve İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, —- tarihinden itibaren yürürlüğe giren Ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurma şartı olması nedeniyle — başvurularak görüşmelerin yapıldığını ve— tutanakla anlaşmanın sağlanamadığını, davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin sektöründe kademeli bir şekilde yükselmekte olup, uluslararası çapta ticari faaliyetine sürdürdüğünü, davacı ile müvekkili arasındaki uyuşmazlığın, eskiden kalan anlaşmazlıklardan kaynaklandığını, dava konusu faturalarda bahsi geçen makinaların davacının ortaklıktan ayrılması üzerine kurulacak olan yeni şirkete devredilmesi ve buna ilaveten bir miktar paranın ödemesi karşılığında davacıya ait hisselerin müvekkiline devri konusunda anlaşmaya varıldığını, davacının, müvekkiline yapılan anlaşma çerçevesinde ödemelerinin yaptığını ve dava konusu faturaların tanzim ettiği, bahse konu makine ve malzemelerin teslim edilmediğini belirterek, haksız ve dayanaksız açılan iş bu davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
1.Davact tarafın dosya ekinde bulunan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğundan—- göre sahibi lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu,
2.Dava konusu faturaların,davalı firmanın —-alması ile malın satın alındığı ve ticari defter kayıtlarında yer aldığı,
3.Davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığından, ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirildiği, takibe konu olan faturaların ve bu faturaların defter kayıtlarında yer almış olması, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu,
4.Takibe konu olan— edildiği ve fatura muhteviyatına ve bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığından dolayı, —-içinde itiraz edilmeyen fatura muhteviyatının kabul edilmiş olduğu,
5.Davacı şirketin — tarihi itibariyle davalı şirketten —tutarında ana para alacağının olduğu bu tarihten sonra da davalı tarafından davacıya yapılmış bir ödeme kaydının bulunmadığı,
6.Davalı taraf defterlerini, bilirkişi incelemesine ibraz edilmediğinden, açılış ve kapanış tasdikleri yasal süresinde yapılmış,dayanağı belgelerle uyumlu olan davacı tarafın defter kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği,
7.Davalı şirketin takip konusu faturalar muhteviyatı hizmeti alamadıkları veya bahsi geçen faturaların kendilerine tebliğ edilmediği şeklinde bir itirazın bulunmadığı,bu sebeple bahse geçen fatura bedellerinin davacı tarafa ne şekilde ödendiğinin ispat külfetinin davalı tarafa ait olduğu,
8.Davacı şirketin davalı şirketten toplam —. tutarlı ana para alacağı için,taraflar tacir olduğundan ticari işlerde temerrüt faiz için öngörülen —- üzerinden ve icra takip tarihi olan — tarihinden dava tarihi olan —tarihine kadar hesap edilecek faiz hesabıyla,—- Olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
DELİLLER
— sayılı icra dosyası,
*Taraf şirketlerin—-
*Bilirkişi raporu
*Taraf şirketlerin vergi kayıtları ,
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle,—- davalının yapmış olduğu itirazın —- gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,— dosyasının incelenmesinde; — davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından — tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın—— tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya Konu Alacakların Tesbiti Yönünden İnceleme;
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari mal alım satımından kaynaklanan fatura alacağının bulunup bulunmadığı hususunda toplanmaktadır.
Davacı taraf davaya konu mal teslimini, Davalı taraf fatura içeriğindeki mal ve hizmetin karşılığını teslim edilmediğini ileri sürmektedir. Faturanın içeriğindeki mal ve hizmet tesliminin ispat yükü davacı üzerinde olduğu görülmektedir.Ödeme olgusunun ispat yükü davalı üzerindedir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve belirlenen inceleme gününde defterlerin incelenmek üzere hazır edilmesi istenmiş ve taraflara ihtaratlı kesin süre verilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacı şirket defterlerini süresi içinde sunmuştur. Taraf şirketlere ait —- kayıtları —– heyetince inceleme yapılmıştır.
—- raporunda ;Davact tarafın dosya ekinde bulunan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğundan —- göre sahibi lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu,Dava konusu faturaların,davalı firmanın ——— ile malın satın alındığı ve ticari defter kayıtlarında yer aldığı,Davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığından, ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirildiği, takibe konu olan faturaların ve bu faturaların defter kayıtlarında yer almış olması, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu,Takibe konu olan — fatura muhteviyatı hizmetin davalıya teslim edildiği ve fatura muhteviyatına ve bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığından dolayı, — içinde itiraz edilmeyen fatura muhteviyatının kabul edilmiş olduğu,Davacı şirketin — tarihi itibariyle davalı şirketten —- tutarında ana para alacağının olduğu bu tarihten sonra da davalı tarafından davacıya yapılmış bir ödeme kaydının bulunmadığı,Davalı taraf defterlerini, bilirkişi incelemesine ibraz edilmediğinden, açılış ve kapanış tasdikleri yasal süresinde yapılmış,dayanağı belgelerle uyumlu olan davacı tarafın defter kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği,Davalı şirketin takip konusu faturalar muhteviyatı hizmeti alamadıkları veya bahsi geçen faturaların kendilerine tebliğ edilmediği şeklinde bir itirazın bulunmadığı,bu sebeple bahse geçen fatura bedellerinin davacı tarafa ne şekilde ödendiğinin ispat külfetinin davalı tarafa ait olduğu,Davacı şirketin davalı şirketten toplam — tutarlı ana para alacağı için,taraflar tacir olduğundan ticari işlerde temerrüt faiz için öngörülen —- üzerinden ve icra takip tarihi olan —— tarihine kadar hesap edilecek faiz hesabıyla,—– Olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
—– göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır—-Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami —- içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.—- sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır.Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.— fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde ,faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.—
Somut olayda taraf şirketlere ai—- incelemesinde ; davacının davalı adına düzenlemiş olduğu aylık bildirim limiti üstünde kalan tüm faturaları, davacının — bildirdiği, davalı—- yer alması ile faturaya konu malın satın alındığı ve ticari defterlere kayıtlı olduğunu, ayrıca davalının ilgili faturalara yasal süre içerisinde itiraz etmediği, iade faturası düzenlemediği anlaşılmaktadır. Davalı taraf içeriğine itiraz etmediği faturaları kabul etmiş sayılmakta olup , davacıya yapılan ödeme olup olmadığına ilişkin davalının dosya arasında savunma ve belgesi de bulunmamaktadır.
İşlemiş faize yönelik talep yönünden yapılan incelemede davacının takip tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bilgi ve belge dosyaya sunmadığı anlaşıldığından takip öncesi faize yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının — sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin —- alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
-İşlemiş faize yönelik ve fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtiraz haksız ve alacak likit bulunduğundan takdiren kabul edilen alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 7.090,25 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.301,69 TL —- toplam 2.855,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.234,47 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 838,50 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 645,64 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan. 2.301,69 TL harç gideri toplamı 2.947,33 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 13.810,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 4.647,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre ——–Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2021