Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1178 E. 2021/331 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1178 Esas
KARAR NO: 2021/331
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin müvekkili olan davacı şirkete alt taşıma hizmeti verdiğini, davalı şirketin müvekkili olan şirketin alt taşıyıcısı olduğundan bur firmaya akaryakıtlarını müvekkili olan davacı şirketin tedarik ettiğini, davalı şirketin yapmış olduğu kilometreden fazla akaryakıt satın aldığını ve fazladan almış olduğu akaryakıt bedelini müvekkili olan şirkete ödemediğini, davalı şirketin, müvekkili olan davacı şirket ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan ve davaya konu edilen borçlarını gereği gibi ödemediğini ve toplamda—- borcu kaldığını, borcun tahsil edilmesi amacı ile —— Sayılı dosyasında davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından ödeme emrine ve borca itirazda bulunduğunu dermeyan etmiş, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığından; HMK. m.128/1 uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamının davalı tarafından inkâr edildiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava; —- cari hesap – fatura alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi talebine ilişkindir.
—– sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —- celp edilmiştir.
— tarihli Ön inceleme duruşması —– nolu ara kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında taraflara —- yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi —- bilirkişisine tanınmış, —– bilirkişinin, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair ara karar tesis edilmiştir.
Ara karara rağmen davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır. Ara karara ve tebligata rağmen ticari defterlerini Mahkememize sunmayan davalı, HMK. m. 222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayılacaktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların —– yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, ————-tarafından düzenlenmiş bilirkişi kök raporu ve ek raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi kök raporunda özetle; “…davacı yanca ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu, kazıntı ve silintiye rastlanmadığı ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalı yanca yasal defterlerin ibraz edilmediği, davacı tarafından keşide edilen ve davaya dayanak faturaya yasal süresinde ya da sonrasında davalı tarafından itiraz edilmediği, davacı yasal defterlerine göre davalıdan takip tarihi olan — tarihinde davalıdan —— alacaklı olduğu, davacı yanca davalı adına keşide edilen faturanın davalıya e-mail yolu ile —— tarihinde iletilmiş olduğu, aynı zamanda yine ilgili e-mailde kargo ile gönderi sağlandığı da belirtilmişse de inceleme sırasında faturanın tebliğine dair yazılı bir belge beyan edilmediği, ilgili mail adresinin davalıya ait olup olmadığının bilinmediği, mail içeriğinin değiştirilebildiği…” belirtilmiştir.
Dava konusu faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğine dair dair dosya kapsamında tebliğ belgesi, tebliğ şerhi bulunmadığı, bilirkişi raporunda da bu hususun tartışıldığı ve huzurdaki davanın tanıkla ispat sınırının altında bulunduğu gözetilerek tanık dinlenmesine karar verilmiştir.
Tanık —— tarihli celsesinde: ”Ben davacı —— muhasebeci olarak çalışmaktayım. Davalı taraf ile nakliyecilik – taşımacılık sözleşmesi var. Biz davalının aracını kiralamaktayız, kilometre başına yakıtını şirketimiz karşılamaktadır. Şayet davalı taraf fazla yakıt almış ise bu fazla yakıtı davalı şirkete, davacı şirket olarak fatura düzenleyerek göndermekteyiz. Yanlış hatırlamıyorsam en son —— yılı ocak ayında davalı şirket ile son çalışmamızı yaptık. Aramızdaki sözleşmeyi feshettikten sonra davalı şirketten yakıt alacağımızı tahsil edemedik. Yanlış hatırlamıyorsam —- civarında bir yakıt alacağımız vardır. Biz davaya konu faturayı davacı şirketin—– gönderdik. Davalının araçları — çalıştığı için biz de——– faturayı gönderdik. Hatırladığım kadarı ile yakıt bedeline ilişkin bir fatura idi. Sadece bu davaya konu faturadan kaynaklı, davalı şirketin davacı şirkete borcu vardır. Bu olaydan sonra kendileri ile ticari ilişkiyi kestik. Tahsilatı da yapamadığımız için icra takibinde bulunduk. —– departmanında çalışan diğer arkadaşlar ile birlikte bu fatura olayından bilgim vardır. Tanıklık ücreti talep etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyaya sunulu bilgi ve belgeler, davacı şirketçe Mahkememiz ara kararı gereğince bilirkişi incelemesine sunulan davacının ticari defter ve kayıtları, —– celp edilen —– mübrez bilirkişi raporu, tanık beyanı dosya kapsamı ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığı, davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, davalı tarafın tesis edilen ara karara ve yapılan tebligata rağmen ticari defterlerini Mahkememize bilirkişi incelemesi için ibraz etmediği, bu durumda HMK. m. 222/3 uyarınca ticari defterlerini ibraz eden davacının defter içeriğinin davacı lehine delil teşkil ettiği, bilirkişice yapılan tespite göre davacının yasal defterlerine göre davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi olan ——alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Öte yandan, davacının davalıdan para alacağı bulunduğu, işbu alacağın likit — -muayyen- mahiyette olduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —–üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari avans faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—– sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin ——– üzerinden ticari avans faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 262,93-TL harçtan peşin alınan 46,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 216,43-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 3.848,98-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 97,30-TL harç ile 738-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere, toplam 835,30-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, HMK. m. 341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.13/04/2021