Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/117 E. 2020/49 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/117
KARAR NO : 2020/49
DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ: 13/09/2019
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit, İstirdat davasında dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde; Kendisinin iflas eden ————— kurucusu, ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalı satıcı şirket ile dava dışı müflis ———- arasında ———- şantiyesi klima cihazları satışı ve devreye alma ve garanti edimlerinin ifasını konu alan satış sözleşmesinun bulunduğunu, satış sözleşmesi ile iki tarafa karşılıklı edimlerin yüklendiğini, sözleşmeye göre , toplam ——— TL bedelli —- adet çek ———– tarafından malların tesliminden önce davalıya teslim edilecek; davalı da sözleşmeye konu klima cihazlarının şartnamesine göre imal ve teslimi ile devreye alma ve garanti edimlerinin ifasınının gerçekleştireceğini, davalıya sözleşmede kararlaştırıldığı üzere ——- tarihinde —— TL tutarında — adet ve ——– tarihinde ——–TL. değerinde —- adet olmak üzere toplan —- adet çek teslim edildiğini, bu çeklerin satıcıya önceden teslim edilen avans çekleri olduğunu, üzerinde sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde imzasının bulunduğunu, çeklerin sözleşme sebebine bağlı olduğunu, müflis ————- tarafından sözleşme süresinde ayrıca ödemeler yapılmasına rağmen , bedeli ödenen çekler şirkete iade edilmediğini, üstelik sözleşme konusu klimalar şartnamesine göre imal ve teslim edilmediğini, diğer satıcı edimlerin de ifa edilmediğini, davalı bir yandan ————- ödeme aldığını, diğer yandan teslim etmesi gereken klimaları teslim etmediğini, bunlarla da yetinmeyip çeklerde avalist olarak sorumluluğunu bulunduğundan şahsına yönelik——————-. icra Müdürlüğü ——- sayılı icra dosyasında söz konusu çeklerin tahsili için takip başlatılmış olup takipte alacaklı olmasına rağmen halen devam ettirilmediğini, söz konusu icra dosyasında da yapılan kısmi ödemeler bulunmakta olup, ödeme yapılmayan kısım için menfi tespit, cebri icra tehdidi altında ödeme yapılan kısım için istirdat davası açma zorunluluğu doğduğunu, işbu davanın konusu borçlu olmadığının tespiti ile haksız olarak kendisinin tahsil edilmiş ödemelerin istirdadı olduğunu, davalı hem sözleşme konusu ürünleri teslim etmediğini, hem fazladan ——— TL elde ettiğini, hem de tahsil ettiği çekleri iade etmediğini, halen davalı şirketin ——– TL alacak iddiası olmasına rağmen, ödenmiş çekleri iade etmediğinden elinde toplam ——– TL değerinde — adet kendi tarafından aval imzalı çeki tutmaya devam ettiğini, davalının şahsı hakkında başlatmış olduğu ———- İcra Müdürlüğünün ——- E.sayılı dosyasındaki icra takibi haksız ve sadece zenginleşme amacına yönelik bir takip olduğunu, davalının alacak iddia ettiği sözleşme konusu borcun çok büyük bir kısmı ——–tarafından bakiyesi fazlasıyla ödediğini, ödenmiş olan borç için avalistin sorumluluğu bulunadığını, zira avalistin ödeme yükümlülüğü borcun varlığı halinde vuku bulacağını, sözleşme konusu borcun ————— TL’lik kısmı ——– tarafından ve——— TL kısmı icra tehditi altında şahsı tarafından ödenmek suretiyle borcun tamamı fazlasıyla eda edildiğini, avalistin sorumluluğunun sona erdiğini, borç ifa ile sona ermişken çeklerin kötü niyetle iade edilmeyip elde tutulması ve takibe koyulması dürüstlük kurallarına en ağır ihlaller olduğunu, avalist olarak borcun ve sorumluluğunun ortadan kalkmasına yol açan diğer sebep ise çeklerin kambiyo vasfında olmaması olduğunu, 6102 Sayılı TTK’nun 776/1. maddesinin (b) bendinde belirtildiği üzere bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi zorunlu olduğunu, bu niteliği haiz olmayan bono, kambiyo senedi vasfında kabul edilemeyeceğini, kanunlara göre bononun şekil şartındaki eksiklik olması halinde aval verenin sorumluluğunun ortaya çıkmayacağını, davalı elindeki bonoların ” kayıtsız ve şartsız bir bedel ödeme vaadi ” bulunmadığından, bononun sekil şartındaki eksiklik sebebiyle avalist sıfatı ile sorumluluklarının mevcut olmadığını ileri sürerek çek bedelleri ödenmiş olan, bedeli ödenmiş çekler davalı tarafından iade edilmediğinden çeklerin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme emri niteliği ve kambiyo vasfının mevcut olmadığını, avalist sıfatıyla kambiyo borcu hiç ortaya çıkmadığını, hukuki ilişkide davalı borçlu olduğundan icra tehditi altındaki ödemenin istirdatına, işbu davanın aynı davalıya karşı açılan aynı hukuki ilişxkiden doğan ve biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyecek mahiyeti olan ve ———– Asliye Ticaret Mahkemesinde derdest —— Esas sayılı dosyası ile tensiben birleştirilmesine, davaların birlikte görülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı hakkında davalı tarafından ——- İcra Müdürlüğünün ——- Esas dosyası ile yapılan takipte ——- TL’si yönünden borçlu olunmadığının tespiti ile icra tehdidi altında ödemiş olduğu iddia edilen ———- TL yönünden istirdatına ilişkindir.
İncelenen ve birleştirme istenilen———-Asliye Ticaret Mahkemesinin ——-Esas sayılı dosyasının ise aynı icra takibi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminata ilişkin olduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 166/1 maddesinde; aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği belirtilmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrası gereğince; davaların aynı veya birbirlerine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.
Mahkememizin işbu dosyası ile———– Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- Esas sayılı dosyası arasında HMK’nın 166/4. maddesinde belirtilen şekilde bağlantı bulunduğu, keza her iki davanın davacısının ve davalısının aynı olduğu, dayanılan delilin ve vakıanın aynı olduğu, delillerin birlikte toplanması ve değerlendirilmesi gerektiği, sağlıklı ve detaylı bir değerlendirme yapılarak çelişkiye yol açmaksızın adil bir sonuca ulaşılabilmesi açısından davaların birleştirilerek görülmesinde hukuki yarar bulunduğu, birleştirme kararının her aşamada verilebileceği anlaşılmakla, işbu davanın HMK’nın 166/4. maddesi gereğince işbu mahkememiz dosyası ile———- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———- Esas sayılı dosyasının tensiben birleştirilmesine ve yargılamanın ilk açılan dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmesi uygun görülerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin ———- Esas sayılı dosyasının, ———— Asliye Ticaret Mahkemesinin ———— Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Birleşen Mahkememizin ——– E. Sayılı dosyasının, ———. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– E. Sayılı dosyasına gönderilmesine ve yargılamanın ilk açılan ———- Asliye Ticaret Mahkemesinin——– E. Sayılı dosyası üzerinden sürdürülmesine,
4-Yargılama giderinin ———- Asliye Ticaret Mahkemesinin ————– Esas sayılı dosyasında değerlendirilmesine,
Dair, uyuşmazlığın esası hakkında verilecek hükümle birlikte İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi. 24/01/2020