Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1154 E. 2022/35 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1154 Esas
KARAR NO: 2022/35
KARAR TARİHİ: 28/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı şirkete —- hizmeti verdiği, hizmetin karşılığı olarak —-faturadan dolayı alacağı olduğunu, tahsil edemediği bu faturaların tahsili için —– üzerinden icra takibi başlatıldığı ve davalının itirazı ile takibin durduğu belirtilerek; beyan edildiği üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla , borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasını dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talebiyle huzurdaki davayı açmıştır.
Davalı cevabında özetle; Davacı müvekkilim firmaya sahibi olduğu —-araç ile servis hizmeti verdiğini, verdiği hizmet karşılığında her ay fatura kesmiş ve fatura bedellerinin bir kısmı nakit bir kısmı da yakıt verilmek suretiyle ödendiğini, müvekkili firmanın davacıya bakiye — borcu bulunduğunu, aktadır. Davacı aldığı yakıtları alacağından mahsup etmemekte olduğunu, müvekkili ile arasında yaşanan ihtilaf buradan kaynaklandığını, müvekkili tarafından kendisine —- yakıt alması için kart vermiştir. Davacı bu kartı kullanarak hem kendi aracına hemde bu kart ile başka araçlara yakıl almıştır. Yapılan ödemeler ve aldığı bu yakıtlar faturalarından düşüldükten sonra bakiye kalan alacağı —- Davacının bu rakam dışındaki talepleri haksız ve mesnetsizdir. Davacı kendisine ait olan — plakalı araç dışında—–plakalı araçlara yakıt aldığını, davacının müvekkili şirketten —–alacağı bulunmakta olup bu rakam dışındaki bütün taleplerin reddine, haksız ve hukuka aykırı olarak icra işlemi başlatıldığından müvekkilim lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri davacı üzerinde bırakılarak karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—— Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “—– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf gerçek kişi tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ——- bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —- bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacının işletme defteri tutuyor olması sebebi ile, muhasebe hesaplarında davacıya alt banka hesapları muhasebe kayıtlarına girmez ve davalı yanca yapılan ödemeler kayda alınmaz. Dolayısıyla davacı defterlerinde davalıya ait cari hesap da bulunmadığını, davalı defterlerinde ise bu durum; davacı şirket, —-hesabında takip edildiğini, davalı şirket yasal defterlerinde davacının — bedelli alacağı olduğu, bu rakamında —-açılışından geldiği,— yılında bu alacak bakiyesinin bir başka hesaba devredildiği, yani takip tarihi olan — tarihinde davacıya — borçlu durumda olduğu görülmektedir. —- yazısı ile; —- paylaşıldığını, davacıdan — yaptığını beyan ettiğini, davacı yan toplam – adet ve —- bedelli fatura keşide ettiğini, davalı yanca bu faturalardan —- fatura beyan edilmediği bu faturanın beyan sınırının altında kaldığı, diğer yandan davalı yan yasal defterlerinde faturaların kayıtlarına rastlanmadığından usulüne uygun tutulmadığı kanaatine varıldığını, ——- ——- mükellefiyet kaydının bulunduğu, — tarihi ile sonlandırdığı,— vermiş olduğu —- işletme hesabına göre düzenlendiği, —–muaf kaydı bulunmadığı” bilgisi paylaşıldığını, davacının işletme defteri tutmaması sebebi ile—–olmadığını, inceleme sırasında davalı yan bir takım ödeme dekontları ibraz ettiğini, dekontlar incelendiğinde; ——– bedelli faturayı elden teslim ettiği beyan edilmiştir. —- Tebliğ edip edilmediğinin takdiri —- ait olmak üzere terditli hesap yapılmak istenirse;—- kalan borç bakiyesi olarak hesaplanmakta olduğunu,
a——
b- —- ödeme sonrası kalan borç bakiyesi olarak hesaplandığını — formlarında beyan sınırı altında kalan —- bedelli faturanın tebliğ edilmediği kanaatine göre) alacağı olabileceği hesaplandığını,
c-Faiz Yönünden Yapılacak Hesaplama; davacı vekilince yapılan takipde — asıl alacak için; —–Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” hükmü uyarınca davalıyı söz konusu alacak kalemleri için davalıyı temerrüde düşürmediğinin görüldüğünü,
– Davacının, personel taşıma hizmeti verdiği,
– Taraflar arasında yazılı bir sözleşme yer almadığı ancak cari hesaba dayalı çalıştıkları,
– Davacının işletme defteri tuttuğu, davacının ve davalının yasal süresi içinde açılış tasdikiyapılarak defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu,
– Ancak davacı yanca keşide edilen satış faturalarının davalı defterlerinde yer almadığı ve fakat— bildirim zorunluluğu olan — sınırı altında kalan— bedelli fatura dışındadiğer satış faturalarının beyan edildiği,
– Davalının ibraz ettiği ödeme dekontlarına göre — ödeme gerçekleştirdiğinin tespitedildiği,
– — beyan sınırı altında kalan —-bedelli faturanın davacı yanca davalıya
elden teslim edildiği belirtildiyse de fatura üzerinde teslime dair bir isim-imza yer almadığı ve tebliğe ilişkin belge ibraz edilemediği, takdiri—ait olmak üzere söz konusu faturanın tebliği kabulü— ait olmak üzere terditli hesap yapıldığında; ——- alacağı olabileceği hesaplandığı görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacının iki adet fatura ve işlemiş faiz yönünden takip başlattığı, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, davacı defterlerinde davalıya ait cari hesap bulunmadığı, davalı defterlerine göre davacının davalıdan — alacaklı olduğu, davalının —ödeme yaptığına dair dekont sunduğu,—davacının defterlerinde bulunduğu ancak davalı defterlerinde bulunmadığı, davalının ——bulunmadığı,— fatura ve bakiye diğer kısım yönünden alacağın ispat edilemediği, davacının davalıdan —- alacaklı olduğu görülmüştür. Davalının takip öncesi temerrüde düştüğüne dair bilgi ve belge bulunmadığı görülmekle işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir. Tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan — alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davacının kötü niyetli olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı, mahkememizde bu yönde kanaat oluşmadığı görülmekle, reddedilen miktar yönünden davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2—- sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, —— takibin — asıl alacak üzerinden avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalının kötü niyet tazminat talebine ilişkin şartları oluşmadığından, kötüniyet tazminatına yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —-bütçesinden ödenecek 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 555,07-TL’nin davalıdan, 764,93-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 298,38-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 253,98-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.368,00- TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan 650,00 TL bilirkişi ücreti ve 48,00 TL müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 698,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 298,51-TL ve 44,40 TL peşin harç toplamı 342,91-TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
10-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —–Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 28/01/2022