Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1133 E. 2021/336 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1133 Esas
KARAR NO: 2021/336
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari faaliyeti kapsamında teslim ettiği ürünler karşılığında davalı —–adına düzenlendiğini, taraflar arasındaki ticari münasebet kapsamında müvekkili üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, müvekkilinin tüm iyi niyetli çağrılarına rağmen fatura bedellerini ödemediğini, ——- esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının itirazı nedeniyle müvekkilinin halen alacağına kavuşamadığını, takip konusu alacağın ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğunu, alacağın temini tahsili için başlatılan icra takibine tamamen zaman kazanmak ve alacağı sürüncemede bırakmak kastıyla kötü niyetli itirazı nedeniyle borçlunun asıl alacağının % 20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—– sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacıya ait—-yılı ticari defterleri üzerinde —- bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1):—— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların —- yılına ait ticari defterleri üzerinde—– bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —– bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davacı —– esas sayılı icra dosyası davacı —- Aleyhine—- takip başlatıldığını, Borçlu——-tarihli dilekçesi ile icra dosyası alacaklısına borcun bulunmadığın bildirmiş borca, ödeme emrine, borç dayanağına, faize itiraz edildiği, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, davacı defterinde faturanın —-hesaplarına alacak ——— hesaplarına borç kaydedildiği, davacı ———- yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, TTK hükemlerine uygun olarak noter açıalış tasdiklerinin yaptırıldığı, davacı nezdinde yapılan incelemeye göre davalının —- takip tarihi itibariyle —— borçlu göründüğünü, takip konusu faturalı alacağa ilişkin davacı tarafça davalı tarafı icra takibinden önce temerrüde düşürecek işlem yapılmadığı temerrdün icra takibi itibariyle oluşacağı, davalı nezdinde inceleme yapılamadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; taraflar arasında ticari ilişkisinin bulunduğu, davacının ticari defterlerinin incelendiği, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacının ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan ——— ana para olarak alacaklı olduğu, takip konusu faturalı alacağa ilişkin davacı tarafça davalı tarafı icra takibinden önce temerrüde düşürecek işlem yapılmadığı temerrdün icra takibi itibariyle oluşacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
1—–sayılı icra dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —— asıl alacak üzerinden reeskont avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Asıl alacak olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 282,12-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 70,54-TL harçtan mahsubu ile bakiye 211,28-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Kanunun 18A/11. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin tamamından davalı sorumlu olmak üzere, davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 106,00 TL müzekkere ve tebligat giderinin toplamı olan 806,00-TL yargılama gideri ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 70,54 TL peşin harç giderinin toplamı 876,54-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının davacıya iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18A/11. Maddesi gereğince davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.16/04/2021