Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1119 E. 2021/491 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1119 Esas
KARAR NO: 2021/491
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2019
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişki nedeni ile davalı şirketin davacı şirkete — alacaklı olduğunu, davalı şirket tarafından ——— ödendiğini, davacının davalıdan alacağını tahsil edemediğini, iş bu sebepten davalı aleyhine takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak sonucun olumsuz olduğunu, fazlaya dair her türlü beyan hakkı saklı kalmak kaydı ile Davalının —– dosyasındaki yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının (borçlunun) %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının yapmış olduğu işlerin bedelinin ne kadar olduğuna ilişkin davalı şirket tarafından verilmiş herhangi bir onayın olmadığını, taraflar arasında herhangi bir anlaşmanın bulunmadığını, verilen hizmetin bedelinin ne olacağı hususu bilirkişi marifetiyle belirlenmesinin gerektiği, davacının kendisinden talep edilen mal ve hizmeti eksiksiz bir şekilde yerine getirmediğini, davacı taraf sipariş konusu hizmeti ayıptan ari olarak teslim edemediğini, ayıp oranında bedelden indirim yapılması gerektiğini, tarafların cari hesap kayıtlarının uyuşmadığını, iş bu sebepten bilirkişi incelemesinin yapılmasının gerektiğini, davacının fatura konusu malları davalı şirkete teslim edildiğine dair yazılı bir kanıt sunmadığı sürece defler incelemesi sonucunda alacaklı olduğun sonucuna varılsa dahi iş bu davanın reddinin gerektiğini, davacının teslimle ilgili olarak tanık deliline dayanmasının da yeterli olmadığını, davalı şirketin takibe itirazının kötü niyetli olmadığını, iş bu sebepten icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini, haksız icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
Davacı şirket tarafından ibraz edilen—- ilişkin ticari defterlerin, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu İle sınırlı kaymak kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin —- bakımından uygun olduğunu;
-Davalı şirket, inceleme günü olan —- tarihinde Mahkemenin kalemine gelmediği, yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, iş bu sebeplerden dolayı davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
-Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
-Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre, — borçlu olduğu, davacının davalıya— fatura düzenlendiği, karşılığında davalı tarafın davacı tarafa toplam — ödeme yaptığı, neticesinde takip tarihi itibari île davacı şirketin davalı şirketten taydi —-alacaklı olduğu,
-Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu faturaların — altında kalması sebebiyle tarafların —- bildirimlerin olmadığı, davacının davalı adıııa düzenlemiş olduğu irsaliydi faturalarda teslim alan kısmında imzanın olmadığı sadece taraflar arasında elektronik mektup yazışmalarının olduğu ancak iş bu yazışmalarda ürünlerin ve fatura tutarlarının belli olmadığı, ürün/hizmet teslimi konusundaki takdirin Sayııı Mahkemeye ait olduğu,
-Davacı şirketin takip tarihinden önce davacı şirketi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi vc belge olmadığı. Sayın Mahkemenin takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde, takip öncesi işlenmiş faiz —-olarak hesaplandığı,
-Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceğini bildirir görüş sunmuştur.
DELİLLER
—- icra dosyası
*Davacı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait—- —-
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava —– sayılı dosyasında davalı aleyhine başlatılan icra takibine İİK 67 uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı davalı ile aralarında alım satım ilişkisi olduğunu, davalıya ürün satışı yapıldığını ,cari hesap kayıtlarında —- olduğunu iddia etmiştir.
Davalı ise davaya süresi içinde cevap vermemiş davacının iddialarını inkar etmiş sayılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş ve yapılan incelemede davacı davasını —– dava açma süresinde açtığı anlaşılmaktadır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini inceleme gününde sunmaları için ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacının defterlerini sunduğu ancak verilen kesin süreye rağmen davalı defterlerini sunmamıştır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin vergi dairesi kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
Davacı şirket tarafından ibraz edilen —- ilişkin ticari defterlerin, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu İle sınırlı kaymak kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğunu;
-Davalı şirket, inceleme günü olan —- tarihinde Mahkemenin kalemine gelmediği, yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, iş bu sebeplerden dolayı davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
-Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
-Davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre, — borçlu olduğu, davacının davalıya— fatura düzenlendiği, karşılığında davalı tarafın davacı tarafa toplam —- ödeme yaptığı, neticesinde takip tarihi itibari île davacı şirketin davalı şirketten taydi — alacaklı olduğu,
-Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu faturaların — altında kalması sebebiyle tarafların —-bildirimlerin olmadığı, davacının davalı adıııa düzenlemiş olduğu irsaliydi faturalarda teslim alan kısmında imzanın olmadığı sadece taraflar arasında elektronik mektup yazışmalarının olduğu ancak iş bu yazışmalarda ürünlerin ve fatura tutarlarının belli olmadığı, ürün/hizmet teslimi konusundaki takdirin Sayııı Mahkemeye ait olduğu,
-Davacı şirketin takip tarihinden önce davacı şirketi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi —— belge olmadığı. Sayın Mahkemenin takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde, takip öncesi işlenmiş faiz—-olarak hesaplandığı,
-Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceğini bildirir görüş sunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde —- ——Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan —– saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulu bilgi ve belgeler, bilirkişi incelemesine davacı tarafından ibraz olunan faturalar ve ilgili belgeler, dosyada yer alan taraflar arasındaki elektronik mektuplar, mübrez bilirkişi raporu dosya kapsamıyla birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında yer alan elektronik yazışmaların bulunduğu ve ticari ilişkinin bu anlamda tespit edildiği, davalının verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmediği, davacının ürünleri teslim olgusu ve alacak tutarının belirlenmesi hususunda davalının HMK. m.222/3 uyarınca davacının kayıtlarını kabul etmiş sayıldığı, —-tarafından yapılan tespit ve hesaplamaya göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —– alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-Davalının —- dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
2-İtiraz haksız ve alacak likit bulunduğundan takdiren kabul edilen alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 408,91 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 72,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 336,61 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.192,90 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 72,30 TL harç toplamı1.265,20 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzene karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —–Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021